But honestly перевод на турецкий
1,090 параллельный перевод
But honestly, I don't know.
Ama dürüstçe söylüyorum ki, bilmiyorum.
But honestly, if I'm gonna have a meltdown every time I have no idea where he is then none of us are gonna be able to do our jobs.
Dürüstçe, eğer onun nerede olduğu bilmediğim her zaman eriyeceğim ve ikimiz de işimizi yapamayacak durumda olacağız.
But honestly, you haven't made sense all night.
Ama açıkçası bütün gece anlayış göstermedin.
But honestly, I just find it exhausting.
Dürüst olmak gerekirse, Bence sadece yorucu.
But honestly, an employer and employee... what are the percentages?
Bir patron ve personel. Olma ihtimâli ne ki?
But honestly, some people in Paris should hold their tongues.
Ama açıkçası Paris'teki birçok kişiler dillerini tutmalılar.
But honestly, I think it's just as well'cause...
Ama doğrusu, sanırım şey...
I know we need to talk, but honestly, David, we haven't slept in two days.
Konuşmamız gerektiğini biliyorum, ama... Allah aşkına David, iki gündür uyumadık.
Whoa, look. I know it's yourjob to talk to kids with problems, but honestly, I don't have any. I'm fine.
Bak, problemli çocuklarla konuşmanın senin işin olduğunu biliyorum. Ama cidden, benim sorunum yok. Ben iyiyim.
I mean, I love you, but honestly, I've been there... and I don't think you could take it.
Bak seni seviyorum. Ama dürüst olmak gerekirse... ben bunları yaşadım ve buna katlanabileceğini sanmıyorum.
Some view you as the first true internet star. But honestly, do you like what you do?
Peki gerçekten yaptığınız işi seviyor musunuz?
I understand, but honestly, I think for Tang Zhao Yang, 20 thousand is really not enough.
Anlıyorum, ama Tang Zhaoyang ile konuşmam gerek. 20.000 Yuan gerçekten çok az.
I probably should've dusted you but honestly, I don't wanna hear her bitch about it.
Kazığı kalbine saplamalıydım. Ama açıkça söylemek gerekirse onun dırdır etmesini dinlemek istemedim.
Yes, we could get to know each other, but honestly, Danny... you're just not reckless enough for me.
Birbirimizi tanımaya başlamış olabiliriz, ama doğrusu Danny benim için yeterince umursamaz değilsin.
But I can honestly say that my parents divorce made me the man I am today.
Fakat doğruyu söylemeliyim ki, bizimkilerin ayrılması beni adam etti, şimdiki gibi.
Carl I can honestly pretty... but I do not know whether he is worth it.
Carl'ın gerçekten beğendiğim birçok yönü var.
Tell me! Where they are! - But... honestly...
Bana hemen nerede olduklarını söyleyin.
Exactly, and I know I didn't want to encroach on that side of your life, but I think, I honestly think that this would work.
Kesinlikle, biliyorum Hayatına zarar vermek istemedim, ama bence, dürüstçe düşünüyorum bu iş için.
But, honestly, I think I'm expressing mine better.
Ama cidden, ben öfkemi daha iyi ifade ediyorum.
I'd love to say no. But, honestly, I don't know.
Hayır demek isterdim ama açıkçası bilmiyorum.
- Yeah, well, we've spoken, and I think she wants to get back together, and honestly, for awhile, I wasn't sure what I wanted, but I've decided that you're the one I wanna be with.
- Evet, konuşuyorduk ve bence tekrar birlikte olmak istiyor, ve dürüstçe söylemem gerekirse bir an için bundan pek emin değildim ama daha sonrasında birlikte olmak istediğimin sen olduğuna karar verdim.
"Honestly, this is terrible, But 2 of the worst ones are mom and dad."
"Dürüst olmak gerekirse, bu çok kötü ama en kötü iki şey annem ve babam."
I WISH I COULD SAY IT GETS EASIER BUT I HONESTLY DON'T KNOW.
Keşke zaman geçtikçe hafifler diyebilseydim ama dürüst olmak gerekirse, bilmiyorum.
Uh, excuse me, but my wife and I honestly never touched our child.
Uh, affedersiniz ama ben ve karım çocuğumuza asla el sürmedik.
Honestly, I was rooting for you... but imaginary Batman makes a lot of sense.
Hakikaten seni destekliyordum... Fakat hayali Yarasa adam akla yatkın geliyor.
You can get the cat honestly, but you have to kill it and take out it's heart.
Kediyi dürüstçe alabilirsin, ama onu öldürüp kalbini çıkarmak zorundasın.
Honestly, I went on a lot of dates and was proposed to, but I was reluctant to give it to them.
Açıkçası, birçok birlikteliğim oldu ve çıkma teklifi aldım ama bunu onlara vermekte isteksizdim.
But tell me you brought one kind of cracker because I honestly don't think I can handle any more decisions now.
Ama umarım tek bir çeşit kraker almışsındır çünkü artık bir karar daha verebileceğimi sanmıyorum.
But I'm over it, honestly.
Onlar...
But I'm not hurt, honestly.
Ama kırılmadım. Samimiyim.
Now, the other attorney is allowed to ask you questions, but you just have to answer them honestly, okay?
Öbür avukatın sana soru sormasına izin var ama onlara dürüstçe cevap vermek zorundasın tamam mı?
But if you're asking me how a woman who was diagnosed as barren and unable to conceive is about to give birth in a couple days that's an answer I can't honestly give.
Ama eğer bana kısır teşhisi konmuş bir kadının... anlaşılması mümkün olmayan bir şekilde bir kaç günde... nasıl hamile kaldığını soruyorsan... işte bu benim cevap vermeyeceğim bir soru.
I know it's embarrassing to admit it, Mum, but when I think about it honestly, I haven't.
Bunu kabul etmenin utanç verici olduğunu biliyorum anne ama bunu düşününce, açıkçası ben tanışmadım.
But quite honestly, for a strictly theoretical exercise, the cost-benefit ratio was just too high.
Ama açıkçası, tamamen kuramsal bir çalışma olarak masraflarını çıkaramayacak kadar pahalıydı.
It's my crew, but I honestly couldn't do it without Jimmy.
Bu iş ekip işi, ama Jimmy olmadan yapamazdım.
I try to help, I honestly do, but you never let me. You never once let me.
Yardım etmeye çalışıyorum, gerçekten ama bana hiç izin vermiyorsun.
Siddo, you come by your flair for drama honestly but you dont call off a wedding and a 7-year relationship based on a phone call.
Siddo, senin yeteneğin drama üzerine biliyorum ama bir düğünü iptal edemezsin ve 7 yıllık bir ilişkiyi tek bir telefon konuşmasıyla bitiremezsin.
I know it sounds hokey, but I honestly believe... our lives are about something bigger than ourselves and...
Seni vuramazlarsa, hayatını alıyorlar...
No, but you described it as the dream place. And honestly...
Hayır ama, sen de bir rüya gibi anlattın.
I honestly don't know what time it is back in the States, where you are... but I imagine around this time I would probably be on my desk... eating a turkey sandwich on whole wheat.
Açık konuşmak gerekirse ABD'de saatin kaç olduğunu bilmiyorum... ama şu sıralarda tahminen masamın başında olurdum... ve hindili sandviçimi yerdim.
- Honestly I don't know but they always come true.
- Doğrusu bilmiyorum... ama her zaman gerçekleşiyor.
Honestly, I'm scared shitless, not of killing someone but for not knowing what to do afterwards...
Açıkçası, birini öldürememekten değil sonrasında ne yapacağımı bilememekten ödüm kopuyor.
But, honestly...
Fakat, doğrusunu söylemek gerekirse...
I honestly don't know why I have to keep telling you this... but the war is over.
Bunu sana tekrar tekrar neden söylemek zorunda olduğumu bilmiyorum ama savaş sona erdi.
But you have to answer honestly.
Dürüst cevap vermelisin.
It sounded bad, but... I honestly don't remember.
Kulağa kötü geldi, ama... gerçekten hatırlamıyorum.
I honestly don't know why... I have to keep telling you this. But the war is over.
Bunu neden size defalarca söylemek zorunda kaldığımı bilmiyorum ama savaş sona erdi.
Am I honestly supposed to believe that it had no problem... sticking a sword in my stomach, but then decided, " Oh, wait.
İnanmam gereken şey şu mu : Benim karnıma bir kılıç saplamakta bir sorun yaşamadı, ama sonra karar verdi. "Durun biraz, bu kalp yeterince kahraman değil."
But I honestly feel the largest part of it was instinct. instinct and reflexes.
Ama aslında bunun çoğunlukla içgüdüsel olduğunu düşünüyorum. İçgüdü ve refleks.
But I honestly have no idea what you're talking about.
Ama dürüst Sen hakkında neler konuştuğunu hiçbir fikrim yok.
But, honestly, you're my brother ; you can crash at my place as long as you like.
Fakat dürüstçe söyleyeyim, sen benim kardeşimsin ve istediğin kadar bende kalabilirsin.
honestly 5566
but here's the thing 247
but how 718
but here's the problem 16
but here we are 98
but he doesn't 34
but here i am 78
but here it is 16
but he didn't 242
but here you are 88
but here's the thing 247
but how 718
but here's the problem 16
but here we are 98
but he doesn't 34
but here i am 78
but here it is 16
but he didn't 242
but here you are 88
but here's the deal 31
but how are you 17
but here goes 21
but here 306
but he didn't answer 18
but he never did 33
but he's a good guy 21
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but how are you 17
but here goes 21
but here 306
but he didn't answer 18
but he never did 33
but he's a good guy 21
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66