But i didn't do it перевод на турецкий
719 параллельный перевод
All I needed to do is show you this and you'll remember who I am. But I purposely kept it and didn't return it to you.
Bunu sana gösterseydim hafızan hemen yerine gelirdi ama saklayıp geri vermedim.
She didn't wanna do it at first, but I convinced her.
Önce yapmak istemedi ama ikna ettim.
I told you how charming and how lovely you were and I'd still repeat it, but I didn't do anything.
Ne kadar zarif ve sevimli olduğunuzu söylemiştim gene de söylerim ama bir şey yapmadım.
I did it, but I didn't mean to do it.
Tamam yaptım ama isteyerek değil.
He told me to put something in your drinks but I didn't do it.
Bana içkinize bir şey koymamı söyledi ama yapmadım.
I tried and I tried, but it didn't do no good.
Çok hem de çok uğraştım ama hiç bir işe yaramadı.
I wish you didn't have to do this kind of work but it won't be long now
Keşke böyle bir iş yapmak zorunda olmasan. Ama fazla sürmeyecek.
I'd feel bad and pray and pray, but it didn't do no good.
Kendimi kötü hissedip, dua ederdim, ama işe yaramazdı.
I wished you didn't do it but you done what you had to do and I can't read no fault in you.
Keşke yapmasaydın ama sen yapman gerekeni yaptın. Sende hata bulmuyorum.
I didn't want to do it, but I was afraid of him.
Yapmak istemedim ama ondan korkuyordum.
You understand, I didn't try, but it seemed to me that one of them wanted the other one to do something but I couldn't tell who wanted who to do what to which.
Anlıyorsunuz ya, kulak vermedim. Ama biri diğerinden bir şey yapmasını istiyor gibi geldi. Ama kimin kimden neyi istediğini anlayamadım.
Wade Harper was right. I didn't believe it then, but I do now.
Wade Harper haklıymış, inanmamıştım ama şimdi inanıyorum.
But, Walter, I didn't do it and I'm not going to do it.
Ama Walter, bunu yapmadım ve yapmayacağım.
All these weeks I was in the hospital, helpless you had him here to yourself, but it didn't do you any good, did it?
Çaresizce hastanede yattığım haftalarda tamamen sana aitti ama hiç fayda etmedi, öyle değil mi?
- But he didn't do it. I know he didn't.
- Ama o yapmadı. Biliyorum.
I didn't know what to do next, but suddenly it hit me.
Ne yapacağımı bilmiyordum ama bir anda fark ettim.
She may be funny some ways, but she wouldn't do nothing wrong, so I'd like it if you didn't talk to people like it was.
Bazı açılardan tuhaf olabilir ama yanlış bir şey yapmaz. O yüzden insanlarla yanlış bir şey yapmış gibi konuşmanızı istemiyorum.
I didn't know what to do at first, but at last I managed to stop it.
İlkin, elim ayağıma dolaştı, ama sonunda durdurmayı becerdim.
I've done a very wrong thing, but I didn't mean to do it.
Çok yanlış bir şey yaptım, ama niyetim bu değildi.
I didn't know it, but he says I do.
Bunu bilmiyordum, ama O öyle diyor.
But I didn't say it was all right for you to do it.
Ama bunu senin yapmanın mahsuru olmayacağını söylemedim.
But, Professor Frisbee, I didn't want to do it anyway.
- Profesör, ben bunu yapmak istemiyorum.
I'd stay here myself and see that you didn't get into any trouble But I can't do that So I am going to see to it that you are going to stay in this room.
İşe gitmem gerekmeseydi, evde bizzat kalıp başını belâya sokmamanı sağlardım.
I'll take the money... but you really didn't have to do it.
Parayı alıyorum.. .. ama gerçekten bunu yapmamalıydın.
I chased them for half a mile, but it didn't do no good.
1,5 kilometre peşlerinden gittim ama bir işe yaramadı.
I didn't want it to happen but... there's nothing a guy can do about the real McCoy, and that's what this is.
Böyle olmasını istemedim ama buna karşı koyabilecek tek bir adam dahi yoktur. Olanlar bundan ibaret.
I didn't do it. I don't know who did it, but I didn't do it.
Ben yapmadım.Kimin yaptığını da bilmiyorum ama ben yapmadım.
- I don't know, but I didn't do it.
- bilmiyorum, ama ben yapmadım.
Oh, but I didn't do it!
Ama ben yapmadım!
But I didn't do it! I swear, I swear, I swear I didn't do it!
Ama ben yapmadım, yemin ederim ben yapmadım!
I didn't do it for your sake but for your father's.
Bunu senin için yapmadım baban için yaptım.
- What do you use it for? - I'd make it into a great flat but Father didn't want to hear it.
Güzel bir garsoniyere çevirmek isterim ama babam izin vermiyor.
But what it said in the paper, I didn't do.
Ama gazetede yazan şeyi ben yapmadım.
But I didn't do it to them.
" Ama bunu onlara ben yapmadım.
I didn't do it for me but for you.
Kendim için değil, hepsi sizin için.
I didn't like leaving it there on a Sunday, scrubbing away, but what could I do?
Yalnız bırakmak istemezdim, ama ne yapabilirdim?
I didn't do it for you, but for myself.
- Bunu senin için yapmadım, kendim içindi.
I didn't ask you when we were fighting. You could have knocked me out but you didn't do it.
Biz dövüşürken ben de senden istememiştim... beni nakavt edebilirdin fakat etmedin...
I tried talking to it, but it didn't do any good.
Konuşmaya çalıştım, işe yaramadı.
But I didn't do it out of spite.
Ama kasten yapmadım.
But, captain, I didn't do it.
Ama ben yapmadım ki.
You seem to suspect me, but I didn't do it.
Benden şüpheleniyormuş gibisin ama ben yapmadım.
But, I didn't do it!
A... Ama ben yapmadım!
I'm sorry, grandfather, I didn't want to do it, but whenever I look at that picture, I feel something inside...
Özür dilerim, büyükbaba. Böyle yapmak istemezdim ama... Ne zaman bu resme baksam, içimde bir şeyler hissediyorum.
It's easy to do, but I didn't mean to hurt your feelings.
Bunu yapmak her ne kadar kolay olsa da kasıtlı değildi.
Everyone makes mistakes, but it can be corrected I didn't do anything wrong
Herkes hata yapabilir, ama telafide edebilir hata yapmadım
( Mountbatten ) lt may sound odd now, after the war, but at the time - and it still didn't make sense - what was I to do?
Belki şimdi savaştan sonra, tuhaf gelebilir. Ancak o zamanlar, ve hâlâ mantıklı gelmese de, ne yapabilirdim?
Well, that makes sense, but I didn't do it.
Şey, doğru, fakat onu ben bırakmadım.
No. I mean, I know you didn't do it, but...
Hayır, yani, onu senin yapmadığını biliyorum, fakat...
After today's incident, it's best you leave us. But I had nothing to do with it. I didn't know -
Bugunku kazadan sonra, burdan ayrılmanız iyi olur fakat yapacak birşey yok Bilmiyordum -
I didn't expect to have to go back to this kind of sophomoric stuff, but I'll do it.
Bu gösterişli meseleye geri dönmeyi beklemezdim ama yapacağım, peki.