But it wasn't me перевод на турецкий
720 параллельный перевод
It might have been Atlantic City, but it wasn't me.
Atlantic City olabilir, ama kız ben değildim.
I went to a great deal of trouble Believe me, it wasn't easy but I managed to find out who the girl was.
Çok büyük zahmetlere girdim - İnan bana, hiç kolay olmadı ama kızın kim olduğunu öğrenmeyi başardım.
But it wasn't easy to let you take my gun away from me without seeming to hand it to you.
Ama silahımı benden alıp götürmene izin vermem, onu belli etmeden sana vermem kolay değildi.
But it wasn't me. I wasn't in charge of the food.
Ama erzaktan sorumlu ben değildim ki.
I should like to be able to say that it was the thought... of you and the children that prevented me, but it wasn't.
Beni alıkoyanın, senin ve çocukların düşüncesi olduğunu söylemek isterdim ama değildi.
For me it wasn't easy calling you Bengt, but I had to do it in front of them.
Senin evinde çalışan sıradan bir hizmetçiydim.
I know you want me to stay in this ward, but it wasn't my fault.
Bu koğuşta kalmamı istediğinizi biliyorum ama bu benim suçum değildi.
But it wasn't too hard for me.
Ama benim için çok zor değildi.
I had a feeling he wasn't gonna make it, but he just didn't know how to tell me.
Gelemeyeceği içime doğmuştu ama o bana nasıl söyleyeceğini bilemedi.
He wasn't much good, but that doesn't make it any easier for me.
İyi biri değildi, ama bu benim işimi kolaylaştırmıyor.
I had a gun with me, but it wasn't loaded.
Yanımda bir silah vardı, fakat dolu değildi.
It wasn't very difficult at the beginning of the war, but it meant everything to me, just the same... being saluted, being called'sir.'
Savaşın başlangıcında zorluk çekmedim. Her şey çok anlamlıydı. Karşımda selam durulması, "efendim" denilmesi...
Forgive me, ma'am, but I was having a smoke out on that gallery and I couldn't help but overhear I wasn't eavesdropping. But it rankles me when somebody tries to force somebody to do something.
Bağışlayın bayan, balkonda hava alırken elimde olmadan konuşulanları duydum, bakın sarhoş değilim,... ama biri, bir diğerini bir şey yapmaya zorladığında, tepem atar.
But after it was over, he said that as far as he was concerned it wasn't the Germans who were responsible, but me.
Gömdükten sonra, kendisi için, bundan Almanların değil, benim sorumlu olduğumu söyledi.
She's convinced that someone touched her, and I tried to make her see it wasn't possible, but I'm afraid she wouldn't listen to me.
Sırtına biri dokundu sanmış. Ben de bunun imkânsız olduğunu söyledim ama korkarım ki beni dinlemedi.
but it just wasn't true. I took one look at him and he told me about the telegram.
Yüzüne baktım ; bana telgraftan bahsetti.
But it wasn't me, sir.
Ama ben yapmadım.
Your old man, Luke... he wasn't much good for sticking around... but, damn it, he made me laugh.
Senin baban Luke evine bağlı bir adam değildi ama beni güldürürdü.
I thought it was a surprise for me, but it wasn't.
Onu benim için bir sürpriz sanmıştım, ama değildi.
Give it to me. I wasn't sure before, but I am now.
Daha önce emin değildim ama artık eminim.
It wasn't a revolution yet, but it did give me food for thought.
Henüz bir devrim niteliğinde değildi ama düşünmek için bana yemek verdi.
But I really trained well for this and I think it held me so there really wasn't any time that I didn't feel in control.
Ama buna çok hazırlandım ve sanırım idare edebildim. Kendimi kontrol dışı hissettiğim hiçbir an olmadı.
But it wasn't me.
Ben değildim salak..
Now, I wasn't ever in Bannock, but it seems to me if pa here is willing to pay for the damages, give the old man's family something, then this Maddox has no cause to push.
Bannock'ta neler oldu bilmem. Babamın dediği zararı karşılayalım. Yaşlı adamın ailesine bir şeyler verelim ki Maddox devreden çıksın.
That reminded me of it, but it wasn't all... it wasn't all closed in like that...
Buna benziyordu ama tamamen de değil... O kadar kapalı değildi...
They told me I could use the radio on the plane, but it wasn't piped through your alternate network.
Uçaktaki telsizi kullanabileceğimi söylemişlerdi... ama o da sizdeki sisteme uygun değildi.
It wasn't urgent and it could have waited, but up in the clubhouse they told me you're gonna be out for three hours.
Acil değildi, bekleyebilirdi, fakat kulüpte sizin üç saat dışarıda olacağınızı söylediler.
But it wasn`t Bob St. Clare who seduced me.
Fakat beni baştan çıkartan Bob St. Clare değildi.
I wasn't hanging on to you, but to my pain, trying to hold it, to keep you near me, to keep us together.
Sana değil acıma tutunmuştum seni yanımda, bizi bir arada tutmak için acı çekmeyi sürdürdüm.
Me and Luther didn't make much on it, but it wasn't so touchy.
Luther ile o işten pek para kazanmadık ama o kadar da kötü değildi.
Yes, sir. But I don't know a thing. It wasn't me.
Evet bayım, bildiğim tek şey, suçlu ben değilim
People say that Tiberius didn't mind being banished because he was glad to get away from me. But that wasn't it.
Tiberius'un sürgün edilmekten rahatsız olmadığını çünkü benden uzak kalmaktan memnun olduğunu söylüyorlar.
They told me how beautiful Cairo would be, but it wasn't.
Orası çok güzel bir şehirdir dediler, ama değildi.
But you'd've never struck it if it wasn't for me.
Ama ben olmasam altını asla bulamazdın.
It was me, of course, but it wasn't me.
Yani, bendim tabii, ama değildim.
It wasn't the first time I've done it in men's clothes, but last night they beat me up.
Bunu erkek kıyafetleriyle ilk defa yapmıyordum, ama geçen gece beni dövdüler.
That wasn't supposed to make any difference to me, but it did.
Benim icin bir farki olmamasi gerekiyordu, ama vardi.
I can't tell you who did it, but I swear... it wasn't me.
Sana kimin yaptığını söyleyemem, ama yemin ederim ki... o ben değildim.
Advice never stop me before but it wasn't only the General Staff, we had a cabinet meeting.
Eskiden tavsiyeler beni durdurmazdı. Ancak sadece Genel Kurmayla değil kabineyle de bir toplantı yaptık.
Look, John it wasn't easy for me to come here today, but I think it's very important that there'll be no misunderstanding between the two of us.
Bak John, bugün buraya gelmek benim için kolay olmadı ama ikimizin arasında bir anlaşmazlık olmaması gerektiğini düşünüyorum.
I'd always heard in riding horses, it was the horse that did the sweating, but I wasn't even on him yet, and you could have wrung enough out of me to water the lawn.
Hep duyardım ki ata binerken bütün teri at dökermiş, daha üstüne binmemiştim bile, ama beni sıksanız çimleri sulayacak kadar ter çıkardı.
Now you're telling me it was true, but it wasn't free.
Şimdi sen bana gerçek olduğunu ama karşılıksız olmadığını söylüyorsun.
It isn't, but I wasn't born yesterday, and Eva tells me everything.
Evet, olmuyor, ama ben dünkü çocuk değilim. Eva bana her şeyi anlatır.
The coach said he'd let me in if the score wasn't too close. But it was.
Koç skor çok yakın olmazsa beni oyuna alacağını söyledi.
You know, Al, that $ 5.00 wasn't going to do anything for me, but it'll do a lot of good for him.
Biliyor musun, Al o beş dolar benim için bir şey ifade etmiyordu. ... ama onun için çok şey ifade ediyordur.
- But I--it wasn't me!
- Ama... Ben değildim!
I did a horrible, horrible first read and I don't know why they cast me it wasn't what we expected for the character but it felt really real
Seninle tanıştığımda, seni gördüğümde çok sevinmiştim. Çünkü senaryoyu okuduğumda nasıl birini seçeceklerini biliyorum dedim kendi kendime. 1.92 boyunda, oyunculuktan anlamayan yalnızca "Ben Ryan" diyebilen bir manken getirecekler sanıyordum.
It wasn't for me before, but... this is my house and now i'll deal with it.
Eskiden benim için değildi ama... burası benim evim ve artık ben ilgileneceğim.
- But it wasn't me.
- Ben yapmadım.
It could have been me, but it wasn't.
- Bu olabilirdi, ama ben değildim. - Evet.
But you know, it wasn't just for you... it was for me, too.
Ama biliyor musun, sadece senin için değil benim için de.
but it wasn't 208
but it's ok 45
but it 307
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's not easy 20
but it's funny 23
but it's ok 45
but it 307
but it's over 138
but it's okay 243
but it's hard 35
but it's mine 36
but it's not too late 21
but it's not easy 20
but it's funny 23
but it's not bad 18
but it didn't work 94
but it's not a big deal 20
but it's 672
but it's not 463
but it's cool 35
but it's not working 36
but it's worth it 73
but it's the truth 86
but it's not your fault 28
but it didn't work 94
but it's not a big deal 20
but it's 672
but it's not 463
but it's cool 35
but it's not working 36
but it's worth it 73
but it's the truth 86
but it's not your fault 28