Camp перевод на турецкий
14,041 параллельный перевод
We are going to the camp. I am going to show her to the man who did this.
Bunu yapan adama onu göstermek için kampa gidiyoruz.
We'll head back to camp and brief the Brigadier.
Karargaha geri dönüp Brigadier'i bilgilendireceğiz.
This is the most fun I've ever had and I went to space camp.
Hayatımda en çok burada eğlendim ve uzay kampına gitmişliğim var.
We have to build a camp.
Kamp kurmalıyız.
Let them make camp for the night.
Bırakalım gece için kamp yapsınlar.
Dolokhov and I went down to the French camp.
Dolokhov'la Fransız kampına gittik.
Buster Henderson yelling instructions from Jofre's camp, but Jofre can't seem to get up.
Buster Henderson Jofre'nin köşesinden talimatlar yağdırıyor fakat Jofre kalkacak gibi durmuyor.
How do ten men just walk into the camp without so much as a challenge from the sentries?
10 adam bekçilerin hiçbir müdahalesine maruz kalmadan kampa nasıl giriyor?
I just led ten armed men into yer camp.
Kampına 10 adam getirdim.
Ross and Kincaid were neglect in their duties, allowing ten strangers into the camp last night.
Ross ve Kincaid geçen gece kampa 10 yabancının girmesine izin vererek görevlerini ihmal ettiler.
Take this man in the direction he says the camp lies.
Bu adamı kamp kuruldu dediği yere götürün.
If the information he gave us proves true, tie him to a tree one mile from the camp.
Bize verdiği bilginin doğruluğu kanıtlanırsa onu kamptan yaklaşık iki km mesafedeki bir ağaca bağlayın.
We're to slip into the British camp, see what trouble we can make.
Nasıl bir bela açabileceğimizi anlamak için İngiliz kampına sızacağız.
We still have a camp to protect.
Hâlâ korumamız gereken bir kampımız var.
- You went to the British camp.
- İngiliz kampına mı gittin? - Evet.
It led the lad to confess his camp's location.
Çocuk bu sayede kampın yerini söyledi.
The British camp will be waking soon.
Kamptaki İngilizler yakında uyanır.
What is required is a reconnaissance of the marshland that sits between us and the British camp. Discover if the ground is solid enough for our army to cross.
Gereken şey İngiliz karargâhıyla aramızda yer alan bataklığı keşfe çıkıp toprağın ordumuzun geçişi için yeterince sağlam olup olmadığını araştırmak.
Because henry avery set his camp here And said, "this is a place for free men."
Çünkü Henry Avery buraya kampını kurup "Özgür adamların diyarı" olduğunu söyledi.
They must have a camp upriver.
Suya yakın kamp kurmuş olmalılar.
Once you reach the camp, my wife will see you are taken care of.
Kampa ulaştığınızda karım sizinle ilgilenecektir.
They must have a camp upriver.
Firar eden köleler. Suya yakın kamp kurmuş olmalılar.
This camp's secrecy is its virtue, but that secrecy is going.
Bu kampın özelliği gizli olması, ama bu gizlilik kayboluyor.
For every man in your camp, there are thousands somewhere in the West Indies living under the same yoke, chained in fields, pressed on ships, sold into indenture.
Elindeki sayılar mı? Kampındaki her adam için, Batı Hindistan'da binlercesi var, birilerinin boyunduruğunda, tarlalarda zincirli, gemilerde sıkış tıkış, senetle satılmış.
My husband supplied us with weapons and shot to arm ourselves and to defend this camp.
Kocam, kendimizi korumamız için bize, silah ve mermi sağlıyordu.
You've worked with him here in secret to supply our camp.
Burada, kampımıza kaynak sağlamak için, gizlice çalıştınız.
In that... camp, they killed Parker.
Şu kampta... Parker'ı öldürdüler.
Once he's free, we'll find our own way back to the camp.
Onu serbest bırakınca, kampa dönmenin bir yolunu bulacağız.
I guess we were the only two to pick up on the distinct summer camp vibe when we first made bunk.
İlk yerleştiğimizde burada bir yaz kampı atmosferi olduğunu... sadece ikimiz fark ettik.
I heard from this barman at this place, Line Camp Bar, that Ray lives here with a girl named Leila but he also keeps another spot to take girls she don't know about, probably your murder trailer before it got notorious.
Aslanlar Kampı barındaki barmen dedi ki, Leila diye biriyle yaşıyormuş ama tanımadığı kızları götürdüğü başka bir yer daha varmış. Zafer kazanamadıklarını götürdüğü bir cinayet karavanı olabilir.
Ray just showed up at Line Camp.
Ray, Aslanlar Kampı'nda görülmüş.
I'm gonna let that little idiot get nice and liquored up and then I'm gonna go grab his ass and take him to my camp.
O geri zekâlı herifi bir güzel içireceğim. Sonra gidip onu yaka paça benim kampıma götüreceğim.
We're going to my camp.
Benim kampıma gidiyoruz.
Well, what about that summer at computer camp?
Peki ya o bilgisayar kampına gittiğin yaz?
We've had a meeting at the camp.
Kampta bir toplantı yaptık.
They want you to come back to the camp so they can talk to you.
Seninle konuşmak için kampa geri dönmeni istiyorlar.
Yeah, you can pick her up after camp.
Olur, kamptan sonra onu alabilirsin.
What kind of camp is this?
Ne tür bir kamp bu?
There's food in the fridge. I get to camp on time.
Buzdolabında yiyecek oluyor, kampa zamanında gidiyorum.
What, camp homework?
Kamplarda ev ödevi mi veriliyor.
I thought summer camp was supposed to be fun.
Yaz kamplarının eğlenceli olduğunu sanırdım.
Now she's complaining about STEM camp.
Şimdi de BTMM kampından şikayet ediyor.
I called up there at the gun camp.
Poligonu aradım.
It was you who snatched your father from our camp.
Ordugâhımızdan babanı sen kaçırdın.
I remember when you told Mom and Dad that you wanted to go to sleepaway camp.
Annemle babama kamp tatiline gitmek istediğini söylemeni hatırlıyorum.
And as the play develops, when the Jew gets arrested as being a concentration camp commandant, he then has to play the meanest, most committed, most devoted Nazi officer you can imagine.
Oyun ilerledikçe, Yahudi, toplama kampı komutanı olarak tutuklandığı zaman aklınıza gelebilecek en acımasız, kendini adamış ve görevine bağlı Nazi subayını oynaması gerekiyordu.
I'll walk the camp, make sure we're safe for the night.
Etrafı kolaçan edip geceyi güvenli bir şekilde geçirmemizi sağlarım.
David's playing Nathan Detroit in the camp sing-along tomorrow.
David yarın kampta Nathan Detroit çalacak.
So, after our stray ran away from camp, looks like these guys got caught in a loop.
Kamptan tüyen kaçağımızın peşindeki şu herifler de bir döngüye yakalanmışlar gibi görünüyor.
I plotted a line from the work camp to our present location.
Çalışma kampından şu an ki konumumuza kadar bir hat çizdim.
I work at the camp.
- Kampta çalışıyorum.