Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Can't help it

Can't help it перевод на турецкий

3,256 параллельный перевод
But I'll prove it. I won't leave here till my restaurant is set up, even if it means sleeping on the beaches. I can help you set up your restaurant.
ama başaracağım restorantımı kurmadan burdan gitmeyeceğim... sahilde yatmak zorunda kalsam bile... sana restorantı kurmanda yardım edebilirim.
I can't help it.
Elimde değil.
I can't help it. Everything just feels dirty.
Elimde değil, her şey çok kirli gibi geliyor.
I can't help it.
Ona yardım edemezdim.
Oh! I can't help it!
Yapamayacağım.
I can't help it. I love those.
Elimde değil, bayılıyorum onlara.
I can't help it.
Buna izin veremem.
I can't help it.
Ne yapabilirdim ki?
- WELL, I CAN'T HELP IT.
Dayanamadım.
It's one thing for Lt. Rice to baby me she's a mama, she can't help herself.
Teğmen Rice'ın bana bebek muamelesi yapması için bir sebeb var, o bir anne, kendine engel olamıyor.
I can't help it.
Yardım edemedim.
And when the point comes where she inevitably leaves you... she can't help it, it's just who she is, don't let your heart do anything stupid.
Ve iş seni kaçınılmaz olarak terk ettiği noktaya gelince aklında bulunsun bu onun elinde değil. Kişiliği böyle. Kalbinin aptalca bir şey yapmasına izin verme.
I just can't help but wonder if maybe he's actually right about it. I mean, what if he is?
Yani, eğer öyleyse...
I know you just want to be coworkers, but I can't help it.
Biliyorum, sadece iş arkadaşı olmak istiyorsun, Ama kendimi önleyemiyorum.
Neither do I. But, uh... whatever you're feeling right now, if something was to happen between us, I can't help but think that you'll regret it.
bende... ama... şu an doğru şeyler hissediyorsun eğer aramızda bir şey oluyorsa ben yardım edemem ama pişman olacağını düşünüyorum.
But I really don't think I can do it without his help right now.
Ama şu an yardımına ihtiyacım var.
- I can't help it.
- Yardım edemem!
Someone calls my name, I run. Can't help it.
Biri adımı söyleyip üstüme geldi, ne yapsaydım?
She can give the order, but it won't help.
Emir verebilir ama işe yaramaz.
But I did have him. And I can't help it, he got in my head, and I want to make sure he's okay.
Aklıma bir kere girdi ve ben iyi olduğundan emin olmak istiyorum.
I have all these powers and abilities, and how am I supposed to help people if I can't tell anybody about it?
O kadar gücüm ve yeteneğim var ama kimseye söyleyemedikten sonra nasıl yardım edeceğim?
We can't help it.
Elimiz kolumuz bağlı.
You've been suspended from seeing patients, - but it doesn't mean you can't help out around here.
Hastaları muayene edemiyor olabilirsin ama bu bize yardım edemeyeceğin anlamına gelmez.
He can't help it.
Elinde değil.
- I can't help it.
- Elimde değil.
I can't help it, Shawn.
Kendimi tutamıyorum, Shawn.
I can't help it that my stuff is still out there.
Elemanimin hala orada olup olmadigi konusunda yardimci olamam.
Oh. But I just can't help it.
Ama elimde degil.
We can't help it.
Elimizde değil napalım.
It's a corrupt society, so you can't help but be corrupt in it?
Yozlaşmış bir toplum böylece siz de yozlaşmaktan kaçamıyorsunuz?
Okay, Luke, look, I don't know how much Cam told you, but I don't think this is a problem that you can help me with. It's...
Cam sana neler anlattı bilmiyorum ama bana yardım edebileceğin bir sorun değil bu.
I can't help it, all right?
Yardım edemem.
I don't take the time to teach anyone if I can help it.
Elimde olsa kimseye bir şey öğretmek için zaman ayırmazdım.
I can't help it, man.
Elimde değil, adamım.
I mean, I-I am, but I-I can't help it.
Yani bakıyorum ama elimde değil.
I'm sorry, I can't help it.
Kusura bakma elimde değil.
I know, but I just can't help it because I feel like I'm this close to...
Biliyorum ama elimde değil çünkü sanki çok yaklaştığımı...
They can't help it.
Duramıyorlar işte.
Don't tell me, ladies... You find the book so enriching, you can't help but discuss it amongst yourselves?
Kitabı çok iyi bulduğunuz için aranızda tartışmaya başladınız herhalde hanımlar?
I can help make sure it doesn't blow back on him.
Ucunun Clay'e dokunmamasını sağlayacağım.
And I know you can't help it.
Biliyorum bu senin için zor tabii.
And I can't do it, so, Ken, I'm gonna need your help.
Bunu ben yapamam. Ken, yardımına ihtiyacım var.
Dads can't help it.
- Babalar yardım edemez.
I can't help it.
Elimde değil..
I can't help it, it's my favorite time of year.
Elimde değil. Yılın en sevdiğim zamanı.
I tried to do what I could, but... you can't give help if someone won't take it.
Yapabileceğim ne varsa yapmaya çalıştım ama karşınızdaki kabul etmedikçe yardım edemiyorsunuz.
It's good to know you no longer think the government's hunting a pregnant woman, Agent DiNozzo, but I'm afraid I can't help you apprehend the Afghan in-laws that are.
Hükümetin, hamile bir kadını yakalamaya çalışması fikrinden vazgeçtiğinizi duymak güzel Ajan DiNozzo ama korkarım ki Afgan aileyi yakalama konusunda yardımcı olamam.
I can't help it.
Kendimi tutamıyorum.
You can take these all you want but it won't help you quit smoking
Neden her gün bunu yiyorsun? Yine de sigarayı bırakamazsın. Aptal serseri.
You know the job has to be done, but you can't help it.
Bazı işlerin yapılması gerek, biliyorsun. Ama kızıyorsun yine de kendine.
I can't help it.
Karşı koyamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]