Can you believe this guy перевод на турецкий
129 параллельный перевод
Can you believe this guy?
Bu adama inanabiliyor musunuz?
FACE : Can you believe this guy?
Bu adama inanabiliyor musun?
Can you believe this guy?
Bu adama inanabiliyor musun?
- Can you believe this guy?
- Yok artık ya!
Can you believe this guy?
Adama inanabiliyor musun?
Can you believe this guy?
Siz inandınız mı ona?
Can you believe this guy?
- Şu herifin yaptığını görüyor musun?
Can you believe this guy's luck?
Adamın şansına bakar mısınız?
Can you believe this guy? "I don't expect an apology."
Özür beklemiyormuş.
Can you believe this guy?
Eğer bu adam inanıyor musun?
- Can you believe this guy?
- Bu adama inanabiliyor musunuz?
- Can you believe this guy?
- Şu adama inanabiliyor musun? Ciğerleri sökülüyordu.
Oh, can you believe this guy keeps confessing?
İtiraf ettiğine inanabiliyor musun?
Can you believe this guy went out with a girl 10 years, and as soon as they got married, they got divorced.
Bu çocuğun bir kızla 10 yıldır çıktığına ve sonunda evlendiğine ve boşandıklarına inanabiliyor musun?
Can you believe this guy? You deserve it.
Bu adama inanabiliyor musun?
Can you believe this guy?
Şu adama inanabiliyor musun?
Can you believe this guy?
Adama inanabiliyor musunuz?
- Can you believe this guy?
- Bu adama inanabiliyor musun?
Can you believe this guy?
Bu adama inanamıyorum.
There you go. Can you believe this guy actually thought he was gonna get a free room by saying it was haunted?
Hayalet yalanıyla bu adamın ücretsiz kalabileceğini düşünmesine inanabiliyor musun?
Huh? [Laughs] Can you believe this guy?
Bu adama inanabiliyor musunuz?
Can you believe this guy? Who would have guessed this guy was gonna freak out and faint?
O adamın dehşete kapılıp bayılacağı aklına gelir miydi?
Can you believe this guy?
Biliyorum. Bu adama inanabiliyor musunuz?
I can't believe your job depends on you finding this guy a woman.
- Çok doğru.
Can you believe this guy in Indiana?
Şu adama inanabiliyor musun?
You can't mean you believe this guy's really from the future.
Bu herifin gerçekten gelecekten geldigine inanmiyorsun, degil mi?
- You believe this guy really can't be bought? - No chance.
Gerçekten bu adamın satın alınamayacağına mı inanıyorsunuz?
- You meet this wonderful guy, and you can't believe that something so wonderful can happen to you, so you ruin it.
- Harika bir adamla tanıştın başına bu kadar iyi bir şeyin gelebileceğine inanamadın ve onu mahvettin.
I can't believe this guy's gonna give you 25 grand more.
Bu adamın sana 25 bin daha vereceğine inanamıyorum.
Can you believe the Watchers'Council let this guy go?
Gözetmenler konseyinin onu işten kovduğuna inanabiliyor musunuz?
I can't believe you did all this just to avoid spending one weekend with a boring guy.
Sırf sıkıcı bir adamla bir hafta sonu geçirmemek için böyle yaptığına inanamıyorum!
Okay, so the valet guy said that this cool ride is mine, can you believe it?
Vale bana bu süper arabanın benim olduğunu söyledi, inanabiliyor musun?
Listen, you can't believe a word that this guy says. He's just- -
Dinleyin, bu çocuğun söylediği tek bir kelimeye bile inanamazsınız.
YOU CAN'T BELIEVE THIS GUY.
- Dikkatli olmalısın!
YOU CAN'T BELIEVE WHAT THIS GUY CAN TAKE.
Bu adamın içine neleri alabildiğini görsen şaşarsın.
- Clark, I can't believe you're with this guy.
- Clark, bu adamla beraber olduğuna inanamıyorum.
Can you believe what this guy does with balloons?
Bu adamın balonlarla neler yaptığına inanabiliyor musun?
Can you believe this guy?
- Şunun dediğine inanabiliyor musunuz?
He smells lovely! Can you believe Kat gets to shag this guy?
Bu adamı becermek lazım.
- Can you believe the balls on this guy?
- Cesaretine inanabiliyor musun?
I tell you, Brian, I can't believe that this guy's just lying there taking it.
Diyorum ki, Brian, bu adamın orada yatıp bütün olanları kabullendiğine inanamıyorum..
I can't ever believe that I'm going to have to say this... but of all the men in Los Angeles, cute little bunny ass or not you have to go after the one guy in our daughter's life?
İnanılır gibi değil! Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama Los Angeles'taki k * çı güzel olsun olmasın tüm adamlar arasında kızımın hayatındaki tek adamla mı?
These people haven't done anything wrong. I won't let you invade their privacy. And I actually can't believe that you brought this guy here again.
Bu insanlar yanlış bir şey yapmadı, ve onların mahremiyetine saldırmanıza izin vermeyeceğim, ve bu adamı yeniden buraya getirdiğine de inanamıyorum
So, um... you know, um... so, you know, on the one hand, uh, help him out as much as I can and on the other hand, uh, if he wants to... if this little guy wants to believe he's from another planet, you know... I mean, who am I to argue?
Yani, demek istediğim bir yandan ona elimden geldiğince yardım edeceğim ama öte yandan, eğer isterse bu küçük adam başka bir gezegenden olduğuna inanmak istiyorsa bana pek bir şey söylemek düşmez bence.
I can't believe you want me to break into this guy's car.
Herifin arabasına sızmamı istediğine inanamıyorum.
I can't believe you're actually buying this guy's bullshit.
Bu herifin saçmalıklarına inandığına da ben inanamıyorum.
- Can I get a KitKat at least? - Do you believe this guy?
Bu herife inanabiliyor musun?
Jeez Louise, can you believe how many files I have on this guy?
Tanrım Louise, bu adamın kaç tane dosyası olduğunu biliyor musun?
I can't believe you're going all this way to see if this deranged guy is your Òom.
Tüm o yolu Grengar denen adamı görmek için gideceğine inanamıyorum.
You know, I can't believe the school system didn't know about this guy's record.
Okul sisteminin bu adamın sabıkasını bilmediğine inanamıyorum.
Can you believe the nerve of this guy?
Adamdaki küstahlığa bakar mısınız!