Caring перевод на турецкий
2,235 параллельный перевод
Can you find a kungfu expert in ¥ íincible and can take on 10 people... caring, a gentlemen doesn't swear.
10 kişiyle dövüşebilen ve kungfu becerisiyle yenilmeyen birisini bulabilir misin? Şefkatli ve bir beyefendi gibi küfretmemeli.
Oh, well, thanks for caring, but Nick saved me, And he showed me what a coward you really are. Do you really wanna
İlgine teşekkürler ama Nick beni kurtardı ve senin aslında ne korkak olduğunu gösterdi.
She spent her days caring for newborn infants and looking after brand-new mothers.
Günlerini yeni doğan bebeklerle ilgilenerek lohusa annelere yardım ederek geçiriyordu.
Caring about a victim, personalizing them, can only be stupid if it's reckless.
Bir kurbanı önemseyip onu kişiselleştirmek, sadece dikkatsizce yapılırsa aptalcadır.
And then, you know, eventually consummating the relationship with mutual respect and caring.
Sonra da, bilirsin işte, ilişki karşılıklı saygı ve ilgiyle mükemmelleştirilir.
Once Valerie had her precious baby, she stopped caring about my brother.
Valerie değerli bebeğine kavuşunca, kardeşimle ilgilenmeyi bıraktı.
From the minute I met Barb she has been open... and loving and caring.
Barb'la ilk tanıştığım andan beri son derece açık, sevgi ve şefkat dolu biri olmuştur.
Could you go back to not caring, please?
Umursamadığın zamanki hâline dönsen olmaz mı? ! - Mitchell.
It's a new, more caring administration.
Bu yeni ve daha ilgili yönetim anlayışımız.
And then using the syringe skills he developed caring for you, he injected her with air.
Sonra sizinle ilgilenirken geliştirdiği şırıngayla olan ustalığını kullanıp, O'na hava enjekte etti.
I didn't realize that caring was frowned upon.
Önem vermeye iyi bakılmadığını bilmiyordum.
I'm saying we send him to a bariatric center that's prepared for a type of patient like this instead of us spending our time and resources caring for someone who obviously does not care for himself.
Zamanımızı ve kaynaklarımızı kendine bakmayan bir hastaya bakmak için harcamaktansa onu, bu tarz hastalar için açılan obezite merkezlerinden birine göndermemiz gerektiğini söylüyorum.
I never stopped caring.
Sana değer vermekten asla vazgeçmedim.
Although I guess this would teach her sharing and caring, but... we're going home.
Gerçi ordan da paylaşmayı ve yardım etmeyi öğrenirdi ama biz eve gidiyoruz.
Sorry for caring about your safety.
Güvenliğini düşündüğüm için üzgünüm.
Caring about my safety by reporting me?
Beni rapor ederek mi güvenliğimi düşünüyorsun?
Nothing to do with you caring about him.
- Yani bunu, onu iyileştirmek için yapmadın.
Caring about other people is not his strong suit.
Yani insanlara değer verme gibi bir huyu yok.
Caring gets you dead, huh?
Değer vermek, öldürür.
Caring, loyal...
Şefkatli, sadık...
- Go, but, you know, this is a time to be cautious and caring.
- Git, ama biliyorsun zaman dikkatli ve sevecen olma zamanı.
A child caring for a parent.
Ebeveyniyle ilgilenen bir çocuk.
If you consider a mom chaining her daughter to a bed "caring."
Tabii bir annenin kızını yatağa bağlamasına "bakım" dersen.
Look, you guys make fun of me for not caring about religion, But at least I'm dedicated enough to not caring To let you have your own beliefs.
Tamam, dinleri önemsemiyorum diye, benle dalga geçin siz ama ben en azından sizi inançlarınızdan ötürü ayırmaycak kadar önemsiyorum değil mi?
Now, I appreciate you guys caring, but you have to understand that I don't.
Beni umursamanızı takdir ediyorum, ama benim umursamadığımı anlamalısınız.
Caring is lethal around here.
Buralarda umursamak ölümcüldür.
Let's not even talk about the stuff I have on you because you're beyond caring about that.
Senin hakkında bildiklerimden daha fazla konuşmayalım çünkü bunları artık umursamadığın belli.
- Us, me caring.
- İkimiz. Umursayan ben.
Me caring.
Önemsemem.
Everybody in this, uh, securitization food chain, from the very beginning until the end they didn't care about the quality of the mortgage they were caring about maximizing their volume, and getting a fee out of it.
Bu zincirin en başından en sonuna kadar hiç kimse mortgage'in kalitesini önemsemiyordu. Hacimlerini artırmayı ve bu işten kâr sağlamayı önemsiyorlardı.
He started caring when he married a new son.
Yeni bi oğullla evlendiğinde takmaya başladı.
A real leader, a good commander, is not so callous that he stops caring, just enough so he can keep on going.
Gerçek bir lider iyi bir komutan umursamayacak kadar duygusuz değildir sadece devam etmesine yetecek kadar.
She'd been caring for him nearly a week.
Ona neredeyse bir hafta bakmıştı.
very caring.
gayet ilgiliydi.
For caring?
Önem verdiğiniz için mi?
Sharing is caring.
Paylaşmak önem vermektir.
For thousands of years, billions of humans have built their lives around the cherished idea that a creator is out there looking down on them, caring for them, a God who is both creator and protector.
Binlerce yıldır milyarlarca insan hayatlarını aziz fikirler etrafında, Tanrı onlara yukarıdan bakan yerlerde inşa etti onların bakımı ile ilgilenen onların hem yaratıcısı ve koruyucusu olan bir Tanrı.
can see why. 're beautiful. caring.
Kızım hep senden bahsediyor güzelsin kibarsın..
Will caring about them help save them?
- Umurumda olması onları kurtaracak mı?
Not much cop, this caring lark.
Kaygılı tavuktan daha fazlasını beklemezdim.
But make sure to charge me with the crime of caring about my family, the aforementioned Marnie, Lenore, Shira, and Steven.
Ama ailemi geçindirmek suçuyla suçlandığımdan emin olun, daha önce de belirttiğim Marnie, Lenore, Shira, and Steven.
Yes, Max Owens is cool, but if being cool is stealing from people and caring about nobody but yourself,
Evet, Max Owens havalı biri, ama havalı olmak insanlardan çalmayı ve kendin hariç kimseyi umursamamayı gerektiriyorsa,
I think you should start caring about that root situation.
Bence sen farklı renkte olan saç diplerini düşünmeye başlamalısın.
" really caring deeply about this show,
"ve böyle biteceğini hissediyordum"
"showed an - - an equal amount of respect In caring for the show on the part of the storytellers."
dizinin yazarlar kısmına gösterilen muazzam saygıya çok değer veriyoruz.
Well, forgive us for caring.
Önemsediğimiz için kusurumuza bakma.
For caring.
Yardımseverliğin için.
But when the more she tries to act all caring and motherly...
Ama anne olarak sorumluluklarından fazlasını yerine getiriyor.
If you'd be more caring towards each other.
Birbirimizin suyuna gitmemiz gerek.
Kerli, I'm very glad to see you back in school, but when you weren't here, then we decided that we'll be more caring, and we'll stick together.
Keri, seni yeniden okulda gördüğüme sevindim fakat sen burada yokken biz herkesin birbirinin arkasında duracağına karar vermiştik.
Not caring about the consequences is what makes him who he is.
Sonuçlarını umursamadığı için bugün olduğu yerde.