Castor перевод на турецкий
554 параллельный перевод
Please give the duchess my compliments and some castor oil.
Lütfen düşese saygılarımı ve yanında biraz da tekerlek yağı götür.
Doc is a feller that'll give you castor oil for everything.
Doktor, her hastalığa hintyağı yazan bir adamdır.
Now, you take two of these... in a glass of castor oil for two nights running, then you skip one night.
Bunlardan ikisini, bir bardak hint yağı ile birlikte iki gece iç, sonra bir gece içme.
And what did my predecessor prescribe? - Castor oil.
- Benden önceki ne reçete verdi?
I can't do this with castor oil as well!
Balık yağıyla da yapamam bunu.
Castor oil!
Hint yağı.
Castor oil.
Hint yağı.
It was only castor oil.
Sadece yağdı.
Why, that's castor oil.
Neden ama, bu hintyağı.
- There's castor oil.
- Evde hintyağı var.
Quinine, iodine, and castor oil.
Kinin, tentürdiyot ve Hint yağı.
I can't understand why a distinguished surgeon of your ability... can squander his valuable time prescribing castor oil and stomach pills... for a group of miserable wretches.
Benim anlayamadığım, neden sizin gibi seçkin yetenekleri olan bir cerrah, çok kıymetli olan zamanını, bir grup sefil serseriye Hint yağı ve mide hapları reçete ederek harcar.
Castor oil?
Hint yağı mı?
I've had castor oil and lager.
Hint yağı ve bira içtim.
I could taste the castor oil all through dinner, however good it was.
Hint yağının tadına her zaman bakabilirim, yeter ki iyi gelsin.
My brother, before he gives me money he makes me take castor oil.
Bana para vermeden önce hintyağı vermeye çalışıyor.
- He wants you to marry the castor oil.
- Hintyağıyla mı evlenmeni istiyor.
Castor. Phalerus.
Castor, Phalerus!
Castor, Phalerus, Dmitrius, get to the door.
Castor, Phelarus, Dimitris, kapıyı tutun.
Phalerus, Castor, you come with me.
Phalerus, Castor, benimle gelin.
Now, all I've done ever since is hand out blue pills and give doses of castor oil.
O günden beri yaptığım tek şey mavi haplar dağıtmak ve millete hintyağı vermek.
Never give us castor oil or gruel
Bize kunduz yağı ya da yulaf çorbası içirmemeli
NEXT EPISODE - THE SEAS OF DEATH
CaSToR TroY SONRAKİ BÖLÜM : ÖLÜM DENİZİ
Ooh, you taste of castor oil.
Hint yağı kokuyorsun.
- And did you give castor oil to them?
- Onlara hintyağı da verir miydin?
The year I was supposed to graduate, they gave him the castor oil.
Mezun olacağım yıl ona hintyağı içirdik.
They gave me castor oil again, but they should realize that after almost 20 years, I'm used to it. It has no effect. "
Bana yine hintyağı verdiler, ama anlasınlar artık neredeyse 20 yıldan sonra alıştım buna, etkisi olmuyor. "
Giving him castor oil? Throwing him into prison? By torturing them?
Hintyağı içirip hapse atarak, işkence ve şantaj yaparak mı?
You're never getting out. Those cats out there are shooting castor oil.
- Dışarıda mal kalmadı.
Like with the squad, when we were hunting the anarchists... and making them drink castor oil. That was great.
Bizim ekipleykenki gibi, Anarşistleri avlarkenki gibi... ve onlara hintyağı içirirken ki gibi.
I put ground-up castor beans in them to look sick enough to get in here.
Buraya gelebilmek için gözüme fasülye yağı döktüm.
This is castor oil.
Bak bu hint yağı.
Germanicus Postumus, Castor, Herod.
# Germanicus, Postumus, Castor, Herod.
She invited him into her room - as she'd often done before when Castor was out gambling or...
Livilla onu kendisi çağırmış odasına kocası Castor kumar oynamaya falan gittiğinde sık sık çağırırmış zaten.
Castor knows.
Castor biliyor.
Yes, Castor knows.
Evet, Castor biliyor.
| f Castor knows, he'd keep it to himself.
Castor biliyorsa, içinde tutar.
Castor, how nice to see you.
Castor, seni görmek ne güzel.
I'm Castor to my friends, Sejanus.
Bana arkadaşlarım Castor diyebilir, Sejanus.
- Castor?
- Castor?
Castor, you're not looking well.
Castor, iyi görünmüyorsun.
You know I don't concern myself with high p-politics, but what about Castor?
Politikayla ilgilenmediğimi bilirsin ama ya Castor?
Castor is ill. Thrasyllus says he won't recover.
Castor hasta, Thrasyllus onun iyileşmeyeceğini söylüyor.
I w-was on my way to see Castor.
Castor'u görmeye gidiyordum.
Castor's dead.
Castor öldü.
Castor was murdered by your daughter.
Castor, kızın tarafından öldürüldü.
Sejanus supplied the poison but she fed it to him.
Zehri bulup getiren Sejanus'tu, ama Castor'u kızın zehirledi.
Castor died nearly five years ago.
Castor öleli neredeyse beş yıl oluyor.
They poisoned Castor.
Castor'u zehirlemişler.
- Castor oil.
- Hint yağı.
Castor of Sparta.
Sparta'lı Castor.