Caterers перевод на турецкий
223 параллельный перевод
Oh, but, Your Highness, I've made all the preparations, engaged the caterers.
Ama ekselansları! Tüm hazırlıkları yaptım, hazır yemek firmasıyla anlaştım.
If Mrs Murchison's caterers served the dinner in your home?
Bayan Murchison'ın hazır yemek firmasının sizin evinizde servis etmesinin.
Each reception unit includes the cost of champagne caterers, tips, flowers, extra insurance...
Her resepsiyon ünitesi şampanya, ikram servisi, bahşişler çiçekler ve ilave sigorta maliyetleri de dâhil...
Ellie had dug up one of those little caterers.
Ellie, ikram servisi yapan şirketlerden birini araştırıp bulmuştu.
Well, I'm not leaving the seating to the caterers.
Oturma düzenini yemek servisçilerine bırakamam.
- I felt the caterers did very well...
- Bence yemek firması harika bir iş çıkarttı...
At least once a fortnight, a corps of caterers came with several hundred feet of canvas and enough coloured lights to make a Christmas tree of Gatsby's gardens.
En az iki haftada bir, parti şirketinden bir ordu, yüzlerce metrelik bir çadır tentesi ve bir sürü renkli ışıkla Gatsby'nin bahçesine gelirdi.
I'm calling the caterers. I'm calling the guests.
Organizasyonu ve konukları arıyorum.
My uncle hired the best Rumanian caterers in the state.
Amcam ülkedeki en iyi romenleri tutmustu.
Dentrassi are the in-flight caterers.
Dentrassiler aşçılardır.
- Well, they gotta let the caterers into the kitchen.
Yiyecek getirenlerin mutfağa girmesine izin vermek zorundalar.
Caterers?
Hazır yemek?
The caterers.
Yemek firmasından.
The caterers are setting up.
Yemek hazırlanıyor.
He knocked one of the caterers down!
Garsonlardan birini bayıltmış!
- You are too attractive to be caterers.
- Dinle. Sizler bu iş için fazla çekicisiniz.
- The caterers are arriving.
- Yemekçiler varmışlardır.
- Loudon, did you call the caterers?
- Loudon, yemek şirketini aradın mı?
Caterers, brochures, music?
İkramlar, broşürler, müzik?
Caterers, invitations and a one o'clock appointment for a blood test.
İkram hizmeti, davetiyeler ve kan testi için saat birde randevu.
Your mother should be choosing the caterers.
Ziyafet için seçimi annen yapacaktı.
I felt a certain kinship with these people - the caterers.
Bu insanlara kendimi bir şekilde yakın hissediyordum. Yemek servisi yapanlarla yakındım.
There was a band and caterers.
Orkestra ve servis elemanları vardı.
I would like to propose a toast to the caterers.
Kadehimi, catering firmasına ve kilisede damadın ailesinin limuzinine pisleyen güvercine kaldırıyorum.
They always get the best caterers. I don't know where they find them. That food was great.
Nereden temin ettiklerini bilmiyorum ama yemekler nefisti.
As soon as the caterers arrive, I want you to make sure they have everything needed.
Yemek servisini yapacak adamlar gelince, onlara gereken her şeyi sağlarsın.
So what if the caterers just canceled and the dresses are late and the relatives are early.
Yemek servisi iptal olmuşsa ve elbiseler gecikmişse ve akrabalar erken gelmişse ne olmuş?
I'll show you the receipts from the caterers.
Sana giderlere ait faturaları göstereceğim.
We are not leaving here until we are paid every penny, because we're part-time caterers and we have no place else to go.
Paramızı son kuruşuna kadar almadan buradan bir yere ayrılmıyoruz, çünkü yarım zamanlı kumanyacılarız ve gidecek başka bir yerimiz yok.
Yeah, you catered last night for Dunson, Hess and Magruder, and, um, one of the caterers left a jacket, and I wanted to get it back to her.
- Dunson Magruder için, dün gece.. bir parti hazırlamıştınız. Ve, çalışanlarınızdan biri... ceketini unutmuş ve onu geri vermek istiyorum.
I've taken care of the caterers... the flowers are being arranged as we speak, and I've hired a minister.
İkramcıları ayarladım, çiçekler aynen konuştuğumuz gibi ayarlandı ve bir de rahip ayarladım.
I'm talking to caterers.
- Bir yemek şirketiyle temastayım.
Well, thanks to your keen sense of smell, we've lost both caterers.
Gelişmiş koku alma duyun sayesinde, iki ikram ustasını da kaybettik.
Two of the caterers are down with botulism.
Yemek şirketlerinden ikisi gıda zehirlenmesi geçirmiş.
A cheap wine glass from the caterers.
Ucuz bir şarap kadehinin lafı mı olur?
She's got her army of caterers and workmen so you'II be just fine.
Onun garson ve işçilerden oluşan bir ordusu var, dolayısıyla sorunun olmayacak.
The caterers have totally screwed up.
İkram şirketi tamamen çuvalladı.
Rosalie, all of them, they're already hiring the caterers.
Rosalie, hepsi, şimdiden yemek şirketini bile ayarlıyor.
You are. But I just left the caterers and I had to dash over.
Fakat yiyecek-içecek şirketinden henüz ayrılabildim ve koşturarak gelmek zorunda kaldım.
What time are the caterers showing?
Yiyecek-içecekçilerin gösterisi ne zaman?
Now, the caterers will be here momentarily.
Partiyi düzenleyen insanlar her an gelebilirler.
Kevin, I spoke to all the caterers and to Molly.
Kevin, partiyi hazırlayanlarla ve Molly ile konuştum.
- I'm one of the caterers. - Oh, hush.
- İkram görevlilerindenim.
The caterers aren't coming till 4, so you can use it till then.
Yemek servisler saat 4'e kadar gelmeyecekler, o zamana kadar kullanabilirsin.
The caterers will be arriving at 3 : 00 sharp to set up, so...
Yemek şirketi tam üçte gelecek.
NOBODY KNOWS WEDDING SHIT BETTER THAN QUEERS. WE'RE AT THE FLORISTS, THE CATERERS, THE PLANNERS, THE DESIGNERS.
Bizler çiçekçiyiz, aşçıyız, planlamacıyız, tasarımcıyız.
I walked in on him, and he was harassing one of the caterers.
Ona yaklaştığımda garsonlardan birine sulanıyordu.
They weren't caterers.
Profesyonel değillerdi.
- Hi. We're the caterers. We're here...
- Yemek şirketinden geliyoruz.
Caterers? - Who are you using?
- Yemek servisi mi?
After the caterers I went straight to Donny's so we could leave bright and early together.
Sabah erkenden kalktık. Burası çok güzel, değil mi?