Civic перевод на турецкий
613 параллельный перевод
A fine example of civic courage from a man of our class.
Ne kadar harika! Bizim sınıfımızda bir adam tam bir yurttaşlık cesareti gösteriyor.
You must paint the officers of the Civic Guard.
Milis Birliği ( Gece Nöbeti ) resmini yapmalısın.
You'll have to paint the officers of the Civic Guard.
Milis Birliği resmini yapmak zorunda kalacaksın.
All right, I'll paint the officers of the Civic Guard.
Hay hay! Milis Birliği resmini yapacağım.
My lord burgomaster, ladies and gentlemen... this is a memorable day in the history of the Civic Guard.
Sayın Belediye Başkanım, bayanlar ve baylar Milis Birliği tarihinde unutulmaz bir gün yaşıyoruz.
Is that supposed to represent... the officers of the noble Civic Guard... a collection of gentlemen?
Milis Birliği'nin soylu subaylarını, bir grup beyefendiyi temsil ediyor mu?
Wasn't there some scandal about a picture... you painted for the Civic Guard? "
"Milis Birliği resmin skandala yol açmıştı, değil mi?"
Your articles, attacking our leading men of letters the arts, criticizing the civic authorities.
Makalelerin, baş yazarlarımıza dil uzatıyor üslubun, ülke otoritesini eleştiriyor.
Becomes a great civic leader.
Büyük bir halk önderi haline geliyor.
I didn't mean to hurt your civic pride, pop.
Buradan duyduğun gurura sekte vurdurmak değildi amacım.
But we are fortunate to have the best loved civic figure of lverstown... the gracious Mrs. O'Neil, here in the studio tonight to speak for him.
Ama ne mutlu ki, lverstown'un en sevilen sakini... zarif Bayan O'Neil, eşinin yerine konuşmak üzere şu anda stüdyoda.
Mounting rewards by angry civic groups added to the incentive... until men were being turned up from every walk of life... who bore even the faintest resemblance to the supposed murderer.
Sözde katile en ufak bir benzerlik taşıyan her kesimden adam ortaya çıkana kadar kızgın yurttaş grupları tarafından sunulan ödüller arttı.
- Civic Center.
- Merkezine.
Where's our civic pride?
Hemşehrilik onurumuz nerede?
I've succeeded in getting her interested in charity work... and civic organizations. Thank you.
Hayır işleri ve kentsel kurumlarla ilgilenmesini sağladım.
Perhaps the payment of a fine would satisfy the civic conscience.
Belki toplum vicdanını rahatlatır bir para cezasıyla..
Belonging to a lodge is every man's civic duty, but joining two would be selfishness.
Bir locaya mensup olmak her bireyin medeni görevi, fakat ikisine katılmak bencillik olur.
It indicates civic pride, you know what I mean?
Bu medeni gurun bir göstergesi, ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
But I've got to tell you what I've told the others with civic pride who had a theory.
Fakat medeni gurula düşüncesi olan herkese anlattığımı size de anlatmam gerek.
- Civic improvements.
- Kasaba gelişiyor.
EDMOND : It's a civic responsibility.
Bu bir yurttaşlık görevi.
Lots of meetings and civic duties and obligations.
Bir sürü toplantı, belediye işleri, yapılması gerekenler.
"Civic", this was it.
"Vatandaş" evet.
"Civic", there you have it.
Sen artık bir "vatandaşsın" demişti.
"The moral and civic attributes that render a man respectable and respected in the society in which he lives"?
Ahlaki ve medeni özellikleri bir adamı onurlu kılar ve... toplumda, onu onurlu bir kişilik olarak mı algılar?
Well, If you San Franciscans had any true civic pride, you'd blow that place outta the water instead of advertising it.
Siz San Franciscolular, şehrinizi gerçekten seviyorsanız burayı öveceğinize, suyun dibine gömersiniz. Bir çirkinlik abidesi.
We did what we could in the civic hospitals.
Hastanelerde elimizden geleni yaptık.
You're carrying civic pride too far.
Memleketçilik gururun çok aşırı.
Point is, I have enough stuff in my private files stuff relating to civic building road contracts, harbor and cannery projects enough stuff to put you, the D.A., myself and a two-thirds majority behind bars for the next 20 years.
Sizi, kendimi ve vekillerin 3'de 2'sini önümüzdeki 20 yıl boyunca parmaklıkların arkasında tutacak kadar dosyamda kanıtım var. Bunlar bina inşaatları, projeleri...
I'm trying to get you interested in civic affairs and you need words.
Ben çevredeki ilginç insanlarla uğraşıyorum sense kelimelerle.
Community pride, public service, civic duty.
- Herkese bir mermi. Arkasından!
People may start collecting at the Civic Transport Museum.
İnsanlar, Kentsel Taşıt Müzesi'nde toplanabilirler.
Civic duties leave little time for a sandwich.
Vatandaşlık görevim yüzünden fazla zamanım olmuyor da.
- Civic Instruction.
- Vatandaşlık Bilgisi.
Well, we're very civic-minded and all that, but it is getting late and if there's nothing else we can do here...
Bakın, hepimiz iyi yurttaşlarız, ama vakit geç oldu burada yapabileceğimiz başka bir şey yoksa...
There's a lady with true civic spirit!
Yurttaşlık bilinci diye buna denir.
In this appalling emergency, I have taken upon taken it upon myself to appeal to the civic pride of each and every one of you, whether you are watching this program or not.
Bu endişe verici aciliyeti, ben kendi kendim üstlenerek, bu programı izleyen, izlemeyen her yurttaşımın affına sığınıyorum.
It is not a matter of only civic pride, but is a matter of national pride.
Bu yalnızca vatandaşlık gururu meselesi değil, ulusal gurur meselesidir.
It's a civic disgrace.
Bunlar toplumun yüzkarası.
Civic responsibility!
Vatandaşlık görevi!
Tell me, what did you do before you entered the field of civic administration?
Söyle bana, şehir yöneticiliği işine girmeden önce, ne iş yapıyordun?
There's been another indian massacre At dorking civic theater.
Dorking Civic Tiyatrosu'nda yine yerli katliamı olmuş.
Of course, unless I wanna take in a civic meeting'.
Halk Toplantısına katılmak istersem o başkaymış.
And now... a local civic group reenacts a famous scene from history.
Şimdi de bir grup vatandaş tarihten bir sahneyi canlandıracaklar.
In the Civic Center.
Yurttaşlık merkezinde...
Mr. Beauregarde, a local politician, civic leader...
Bay Beauregarde, yerel bir politikacı, büyük bir vatansever...
The confiscated property of them that was caught and hung... allowed the Judge to institute civic improvements.
Yakalanıp asılanların el konulan malları kentsel gelişmeler konusunda Yargıç'a imkan tanıyordu.
I got all those civic responsibilities :
Bir sürü vatandaşlık görevim var :
I doubt a man like you can lecture me about independence or civic duty!
Size inanmıyorum. bana bağımsızlık hakkında ders mi vereceksiniz?
Well, you've done your civic duty.
Sen yurttaşlık görevini yerine getirdin.
I know how civic-minded you are, but I've come for the truth.
-... biliyorum. - Yeni okullar inşa etmeye çalışıyoruz. - Ama doğruyu bulmak için geldim.