Comedian перевод на турецкий
926 параллельный перевод
You have something no comedian will ever have and you're wasting it.
Komedyenlik dışında bir yeteneğe sahipsin ve bunu boşa harcıyorsun.
Just go on, be funny with soap on your face and get to be a first comedian.
Git sabunlu yüzünle eğlendir ve iyi bir komedyen ol.
Well, you know Vernon, as a comedian you're valuable to me.
Vernon, bir komedyen olarak benim için değerlisin.
A comedian, huh?
Komedyen misin?
[Flo] And now, ladies and gentlemen... that popular blackface comedian - Frank Tinney.
Şimdi de bayanlar, baylar sevilen yüzü kara güldürü ustası Frank Tinney.
You must've read one on being a comedian.
Komedyenlikle de ilgili bir kitap okumuşsunuz.
Everybody's a comedian.
- Burada herkes başımıza komedyen olmuş.
Your boy's quite a comedian.
Senin çocuk amma da komedyenmiş.
- Have you met Dal Monte the comedian?
- Komedyen Dal Monte ile tanışmış mıydın?
You're not the great comedian?
O meşhur tiyatrocu sizsiniz.
To hear you talk, no one would ever think you were a comedian.
Sizi dinleyen hiç kimse güldürücü olduğunuza inanmaz.
What are you, a comedian?
Komedyen misin sen?
You should have been a comedian, not a policeman!
Sen komedyen değilsin Polissin, işini yap!
Well, you're a comedian, too.
Sen de komik adammışsın.
A comedian, Buzz.
Şu komedyene bak Buzz.
- The comedian.
- Şu komedyen.
- What? Tell them to get me the greatest comedian in the world.
Dünyanın en büyük komedyenini getirsinler bana.
By the way, as I was coming in just now I saw your comedian rehearsing.
Bu arada, az önce buraya girerken bir komedyeninizi prova yaparken gördüm. Harikaydı.
Mr Burton, you have a great comedian on your hands.
Bay Burton, elinizin altında büyük bir komedyen duruyor.
Singer, comedian...
Şarkıcı, komedyen...
This comedian said, "You ain't seen nothing yet." We're hanging on.
Radyodaki komedyenin söylediği gibi, "Henüz hiçbir şey görmedin.".
The death of Wally Brandford, famous comedian, killed in an Alaskan plane crash, has left Hollywood in a state of shock.
Ünlü komedyen Wally Brandford'un, Alaska'da bir uçak kazasındaki ölümü Hollywood'da şaşkınlık yarattı.
Say, Mr Wynn, have you heard anything about this new comedian,
Bay Wynn, yeni komedyen hakkında bir şey duydunuz mu,
And tonight, on this very stage here, for the very first time, here on this stage is the young man you've heard about, read about, talked about, the young comedian who has literally taken the country by storm.
Bu akşam, bu sahneye ilk defa, bir genç gelecek. Duyduğunuz, okuduğunuz, konuştuğunuz bu genç komedyen ülkeyi bir kasırga gibi sardı.
What I want to know is what comedian thought of this makeup?
Öğrenmem gereken, komedyenler bu makyajı nasıl yapıyor?
- Comedian. - Yeah.
Tam bir şaklaban.
You're quite the comedian.
Tam bir komedyensin.
Why didn't you tell us you were a comedian?
Bize komedyen olduğunuzu neden söylemediniz?
A real comedian over here, Professor Weimar!
Burada gerçek bir komedyen var. Profesör Vimal.
Moustached comedian.
Bıyıklı komedyen.
That's Pierre Etaix, a producer and comedian.
Pierre Etaix, yapımcı ve komedyen.
Why does everybody suddenly become a comedian in here?
Neden herkes birden komedyene dönüştü?
- What are you, a comedian?
Nesiniz siz, komedyen mi?
What are you, a comedian?
Nesin sen, komedyen mi?
You'r e a comedian.
Sen bir komedyensin.
I'm supposed to be the comedian of the group.
Ekibin şaklabanı ben olmalıydım.
He's a bloody comedian!
Lanet bir komedyenmiş de!
I'm not a comedian.
Komedyen değilim.
Ever laughed at a comedian pretending to stutter?
Kekeler gibi yapan bir komedyene hiç güldüğün oldu mu?
- Who's the comedian?
- Kim bu şarlatan?
What are you, a comedian?
Nesin sen, bir komedyen mi?
A comedian who's absent.
Onu uzun zamandır bekliyoruz.
The chief is a wonderful comedian.
Şef, harika bir komedyen.
I'm in trouble, real trouble, and all I've got for company is a female comedian.
Başım belada. Büyük belada. Yanımda kala kala bir kadın komedyenden başkası kalmadı.
Everybody's a comedian.
Herkes komedyen.
He was the only comedian in this outfit.
Çetemizdeki tek komik adamdı.
Every outfit oughta have a comedian.
Her çetede bir komik adam mutlaka olmalı!
I lost track of most of my old schoolmates, but I wound up a comedian.
Okul arkadaşlarımın çoğunun izini kaybettim, ben de komedyen oldum.
- I'm the comedian.
- Ben komedyenim.
- Oh, comedian.
- Oh, komedyen.
You've also got to be the comedian.
Komedyen de olmak istedin.