Comes with the territory перевод на турецкий
141 параллельный перевод
Well, nobody's ever really ready, but, it kind of comes with the territory.
Şey, hiç kimse gerçekte hazır olmaz ama hayat böyle.
- Comes with the territory, Caroline.
- İşin bir parçası, Caroline.
Comes with the territory.
Bölgeyle gelir.
- Worrying comes with the territory.
Endişelenmek de bu işin parçası.
It comes with the territory.
Bu işin cilveleri.
She sometimes hears voices in her head. That comes with the territory, too.
Bazen kafasından sesler duyuyor.
It comes with the territory.
Durumun doğası gereği.
Mhm, comes with the territory.
Yanında gelen hediyeler.
Comes with the territory, McGinnis.
Öyle gerekiyordu, McGinnis.
That kind of reaction comes with the territory.
Bu durumda böyle bir tepki kaçınılmazdı.
I know it's crazy, but it comes with the territory.
Biliyorum çılgınca, ama durum bunu gerektiriyor.
It comes with the territory.
Bu genel bir durum zaten
Pissing people off comes with the territory, Agent Doggett.
İnsanları kızdırmayı kabullenmek gerek Ajan Doggett.
It comes with the territory.
- Önemli değil.
It comes with the territory.
Bu, doktorlara sık olur.
I guess it just comes with the territory.
Sanırım burada yaşayınca oluyor bunlar hep.
I'm just saying that... it comes with the territory People will praise us
Diyeceğim şu hükümdarlık söz konusu olduğunda halk da şükreder.
- Comes with the territory.
- Her yerde yayınlandı.
Well, yeah, kind of comes with the territory.
Evet ama bizim kasabaya has bir şey.
That comes with the territory.
Bu mesleğin getirdiği bir şey.
It kind of comes with the territory.
Bu da onunla birlikte geliyor zaten.
Comes with the territory.
İşten kaynaklanıyor.
She can be tough, but it comes with the territory, right?
Sert olabilir, ama her işin olumsuzlukları var değil mi?
Meeting the parents comes with the territory.
Aileyle tanışmak işin bir parçasıdır.
It kind of comes with the territory, you know?
Bu konumla birlikte geliyor. Biliyorsun.
Comes with the territory.
Bu kaçınılmaz.
Oh, comes with the territory. Yardwork.
Bahçelerde çalışınca böyle oluyor.
When you're lucky enough to be a celebrity and you've really got it like we do it just comes with the territory.
Aynı şu an bizim olduğumuz gibi ünlü olma şansı elde edince böyle bir bedeli de oluyor.
I think worrying just comes with the territory.
O kadar olur artık.
It comes with the territory?
Şöhretin bedeli mi?
Taking risks comes with the territory on both.
Risk almak her iki taraftan bir parçadır.
Comes with the territory.
Ne yapalım, mesleğin cilveleri.
Okay, so I guess it comes with the territory?
Galiba bunun alanla ilgisi var.
Don't worry, it comes with the territory.
Üzülmeyin, bu da işimin bir parçası.
Blackmail comes with the territory.
Herkesin gözü üzerinde. Şantajda bunun peşinde gelir.
Comes with the territory.
Bölgeyle birlikte gelir.
I'm the Director now, it comes with the territory.
Artık müdürüm bazı şeyleri kabullenmem lazım.
Sure, I got a little banged up but self-sacrifice comes with the territory when you're Metropolis'protector.
Biraz canım yanmadı desem yalan olur. Ama Metropolis'in koruyucusu konumunda olunca,..
Crazy comes with the territory.
Meşhur olunca çılgına dönerler.
Of course, that comes with the territory.
Tabi bu çevreden kaynaklanıyor.
Comes with the territory, right?
İşin getirdiği bir şey.
Ah, you men are gonna attend those events, it comes with the territory.
Onlara gideceksiniz. İşin bir gereği de bu.
Comes with the territory.
İşin getirdiği bir şey.
Hank, I know you're busy. It comes with the territory.
Biliyorum meşgulsün Bu işinin bir parçası.
Well, you know, it comes with the territory.
Bilirsin işte, tanınmış olmanın etkileri bunlar.
Comes with the territory.
İşinin gereği budur.
With territory comes not only a guaranteed supply of food... but the one thing every young male needs... if he is to leave his mark on the next generation : Females.
Bölgeyi elde etmek yalnızca yiyecek teminini garantilemiyor... ayrıca, bir sonraki nesle izini bırakacak olan... her genç erkeğin ihtiyaç duyduğu bir şeyi daha sağlıyor... dişi ejderhaları.
It comes with the territory.
Bu da yanında geliyor.
I know that comes with the territory.
Ben saf değilim.
- Comes with the territory.
Mahremiyetine girer.
It comes with the territory.
Bu olayın bir parçası.