Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Constantinople

Constantinople перевод на турецкий

315 параллельный перевод
We are in Byzantium, in Constantinople, in Istanbul.
Bizans'tayız, Konstantinopolis'teyiz, İstanbul'dayız!
As you wish. When the Turks took possession of Constantinople in 1453 one of the first actions by the Sultan Mehmed the Conqueror was to bury in this spot the man who had been...
Sen nasıl istersen... 1453 yılında Türkler Konstantinopolis'i fethettiklerinde Fatih Sultan Mehmet'in ilk işlerinden birisi Hz.
You remember the man who walked into the Bank of Constantinople... and walked out with the Bank of Constantinople?
Osmanlı Bankasına girip... oradan Osmanlı Bankasıyla ayrılan adamı hatırlıyor musun?
Constantinople?
İstanbul? - Hayır.
No. - You've never been in Constantinople?
- İstanbul'a hiç gitmediniz mi?
- Yes. Then let me tell you, Venice can't compare with Constantinople.
O zaman Venediğin, İstanbul'un yanına bile yaklaşamayacağını söyleyeyim.
In Constantinople at least you have streets, sultans, pashas, turbans...
İstanbul'da en azından sokaklar, sultanlar... paşalar, sarıklar var...
Well, Constantinople.
Evet, İstanbul.
In Constantinople, in Algeria?
Ya Konstantiniye'de? Ya da Cezayir'de.
Ashenden's going to Switzerland to find a German agent who's leaving for Arabia shortly via Constantinople.
Ashenden kısa süre sonra Konstantinopol üstünden Arabistan'a gidecek bir Alman ajanını bulmaya İsviçre'ye gidiyor.
We have to be allowed to reach Constantinople?
Konstantinopol'e ulaşmamıza izin verilmemeli?
I hope he's not in the train to Constantinople.
Umarım Konstantinopol treninde değildir.
I'm going to Constantinople.
Konstantinopol'e gidiyorum.
You must realize... it was on the strength of your Paris report that I sent them to Constantinople.
Ama haklarında bir şeyler duydum. Bil ki... Paris raporunun gücüne dayanarak onları Konstantinopol'e gönderdim.
If I told you what's going on in Constantinople right now... you wouldn't believe it.
Konstantinopol'de neler olduğunu sana anlatsam... inanamazsın.
- You want me to go to Constantinople?
- Konstantinopol'e mi gitmemi istiyorsunuz?
There is something in Constantinople, something irresistible.
Konstantinopol'de bir şey var, karşı koyulmaz bir şey.
Little Constantinople.
Küçük Constantinople.
I can spell like the dickens. Constantinople?
Ben bu konuda çok iyiyimdir.
Constantinople suited me better.
İstanbul ise her zaman bana daha cazip gelmiştir.
Constantinople or Cairo.
İstanbul ya da Kahire.
Send me your address in Constantinople.
İstanbul'daki adresini bana ilet.
I bought them three months ago in Constantinople.
Bunları üç ay önce İstanbul'dan aldım.
I thought you were still in Constantinople.
Hâlâ İstanbul'da olduğunuzu sanıyordum.
I bought it in Constantinople, not knowing at the time for whom.
İstanbul'da almıştım, o anda kimin için olacağını bilmeden.
They had to go to Constantinople to make their way back to me.
Bana geri dönmeleri için İstanbul'a gitmeleri gerekiyormuş.
Constantinople?
İstanbul mu?
" Your Excellency on this day, the eve of our national feast of Bayram Armenian fanatics have dared to set fire to the National Turkish Bank in Constantinople.
Ekselansları... Ulusal Bayramın arifesi olan bugün Ermeni fanatikler, İstanbul'da Türkiye Merkez Bankası'nı ateşe verme cüretini göstermişlerdir.
Did he have anything to do with the burning of the state bank yesterday in Constantinople?
İstanbul'daki bankanın yakılması olayıyla bir ilgisi var mıydı onun?
- Oh? Forgive me, how could he have been in Constantinople yesterday?
Dün orada olabilir miydik ki?
- You? - Give me enough to get to Constantinople.
İstanbul'a gidebileceğim kadar para yeter.
We're going to send you to Constantinople.
Seni İstanbul'a yollayacağım.
So yesterday, I got this back from our cousin in Constantinople.
Dün, İstanbul'daki kuzenimden geldi bu. İşime yatırmak üzere Stavros parayı getirsin ben de onu ortağım yapayım. Onur duyarım.
Will it really be better for us in Constantinople?
İstanbul gerçekten bizim için daha mı iyi olacak? Evet, olacak.
Our donkey, you'll take our donkey, Goochook and sell him when you get to Constantinople.
Eşeğimizi, eşeği al İstanbul'a vardığında onu sat. Mücevherleri...
You'll bring your three sisters to Constantinople.
Üç kız kardeşini İstanbul'a götürürsün.
And now Constantinople, with everything we have.
Bir de şu hale bak, her şeyimizi ona verip İstanbul'a yolluyoruz. Bir bakın ona.
Here, you will give this to our cousin in Constantinople.
Al, bunu İstanbul'daki kuzenime ver.
I take ship at Naples for Constantinople.
Napoli'den Konstantinopolis'e giden gemiye bineceğim.
And I'm sure you'll be very happy in Constantinople... as long as you refrain from writing sonnets to the sultan.
Konstantinopolis'te çok mutlu olacağından da eminim. Sultanı taşlayan soneler yazmadıkça tabii.
- So he goes to Constantinople.
- Yani Konstantinopolis'e gitti.
The fall of Constantinople, or Nicolas de StaëI committing suicide.
İstanbul'ın Türklerce fethi, ya da Nicolas de Staël'in intiharı.
I am to pray in the mosque at Cairo... and at Mecca, and at Baghdad... and in the mosque at Constantinople.
Hayır. Kahire camisinde, Mekke de ve Bağdat ta dua ettim. ve Konstantin şehrinde de.
Or I shall not pray in the mosques of Cairo... and Mecca, and Constantinople... nor will the world ever tremble before me.
Yada Konstantin Şehri, Mekke ve Kahire camilerinde dua etmeyeceğim, ne de dünya adımla titremeyecek.
There are several letters in here- - appeals to Her Majesty the Queen, the Pope in Rome... the Sultan in Constantinople.
Kıraliçeye çağrıda bulunmuş, Roma'da ki Papaya, Konstantineye'deki Sultana. Bunların hepsi kamu için.
And terror will afflict and subdue my enemies... as far as Mecca and Baghdad and Constantinople... for all will know what a truly great miracle... has been done by my Lord Mohammed.
Mekke'ye, Bağdat'a ve Konstantin Şehrine kadar. Bu büyük mucizenin efendim Muhammed tarafından yapılmış olduğu bilinecek.
Constantinople, summer, 1334.
Konstantinopolis, yaz, 1334.
It was a very interesting case in a harem in Constantinople.
Konstantinopol'da bir haremde, ilginç bir dava sırasında.
Constantinople train.
İstanbul treni!
Constantinople.
İstanbul.
Constantinople train.
Gidiyoruz!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]