Conway перевод на турецкий
707 параллельный перевод
Conway!
Conway!
- Right here, Conway.
- Tam yanımda Conway.
- Hello, Conway.
- Evet Conway.
- What about us, Mr. Conway?
- Biz ne olacağız Bay Conway?
- Hello, Conway.
- Merhaba Conway.
Gentlemen, I give you Robert Conway, England's new Foreign Secretary.
Beyler, size Robert Conway'i takdim ediyorum. İngiltere'nin yeni Dışişleri Bakanı.
"There goes George Conway, brother of the Foreign Secretary."
"İşte George Conway, Dışişleri Bakanının kardeşi."
Douglas plane from Baskul with Conway and four others aboard still missing.
Baskul'dan, içinde Conway ve dört kişiyle kalkan Douglas tipi uçak hala kayıp.
Make it very emphatic that His Majesty's government will hold the Chinese government and all governors of Chinese provinces responsible for the complete safety of Robert Conway.
Şunu önemle vurgula : Majestelerinin hükümeti... Robert Conway'in her türlü güvenliğinden...
Leave no stone unturned to find Conway.
Onu bulmak için her yeri karış karış arayın.
We can't meet those nations without Conway.
O ülkelerin yetkilileriyle... Conway olmadan görüşemeyiz.
Mr. Conway, for a man who's supposed to be a leader your do-nothing attitude is very disappointing.
Bay Conway, sizin gibi bir liderin... böyle hiçbir şey yapmadan oturması çok umut kırıcı.
- And mine's Conway.
- Benim adım da Conway.
Good night, Mr. Conway.
İyi geceler Bay Conway.
There are some things, my dear Conway, I deeply regret I may not discuss.
Sevgili Conway, çok üzgünüm ama size açıklayamayacağım bazı şeyler var.
That, my dear Conway, is the story of a remarkable man.
İşte bu, sevgili Conway, olağanüstü bir adamın hikayesi.
- Good morning, Mr. Conway.
- Günaydın Bay Conway.
Not of Conway, the empire builder and public hero.
İmparatorlukları kurtaran halk kahramanı Conway'in değil.
I wanted to meet the Conway who in one of his books said :
Kitaplarından birinde şunu söyleyen Conway'le tanışmak istedim :
That Conway seemed to belong here.
O Conway, buraya aitmiş gibi geldi bana.
This is Mr. Conway, children.
Bu, Bay Conway çocuklar.
Good morning, Mr. Conway.
Günaydın Bay Conway.
Do you realise that there was a British cruiser waiting at Shanghai smoke pouring out of its funnels, tugging at its moorings waiting to take Mr. Conway back to London.
Şanghay'da, bacalarından dumanlar tüten, römorkörlerin çektiği... bir İngiliz kruvazörünün, Bay Conway'i Londra'ya götürmek için... beklediğinin farkında mısınız?
Do you know right now there are headlines shrieking the news that Conway's missing? Does that look like a man who's life was empty?
Şu anda Conway'in kayıp olduğunun manşetten... tüm dünyaya duyurulduğunu biliyor musunuz?
I thought Mr. Conway's brother was here.
Bay Conway'in kardeşi buradadır sanmıştım.
A bunch of old men sit around and dream about reforming the world and you, two-feet-on-the-ground Conway, want to join them.
Bir sürü yaşlı adam oturmuş dünyayı yeniden yaratma hayalleri kuruyor... ve senin gibi aklı başında biri onlara uyuyor.
" Leaving today for London with Conway aboard S.S. Manchuria.
" Bugün Conway'le S.S. Mançurya gemisiyle Londra'ya dönüyoruz.
" Conway can tell nothing of his experiences.
" Conway başından geçenleri hatırlamıyor.
Conway's gone again.
Conway yine yok olmuş.
" Last night Conway recovered his memory.
" Dün Conway hafızasına kavuştu.
"Wrote down details of Conway's story about Shangri-La, which I am forwarding."
" Conway'in Şangri-La'yla ilgili anlattıklarını ekte gönderiyorum.
- Any news of Conway?
- Conway'den haber var mı?
And that, gentlemen was the last that any known human being saw of Robert Conway.
Ve beyler, bu... insanların Robert Conway'i son görüşü olmuş.
Here's my hope that Robert Conway will find his Shangri-La.
Umarım... Robert Conway, Şangri-La'sını bulmuştur.
Thanks, Mr. Conway.
Teşekkürler Bay Conway.
- My name is Conway.
- Adım da Conway.
- Yes, of course, Mr. Conway.
- Evet, elbette Bay Conway.
My name is Conway.
Adım Conway.
What about Mr. Conway?
Bay Conway ne olacak?
About poor old Conway... his brother-in-law has him where it hurts.
Şu zavallı Conway... Karısının kardeşini iyi yakaladık.
Conway's with the Ledger.
Conway da Ledger'dan.
Your father was Colonel Sam Conway.
Baban Albay Sam Conway'miş.
I'm the last Conway, so here I am.
Conway'lerin sonuncusu bendim. O yüzden buradayım.
I'm gonna tell you something, Conway.
Sana bir şey söyleyeceğim, Conway.
- Pete's my name, Pete Conway.
- Adım Pete. Pete Conway.
- Hey, Conway, got a pass?
- Hey, Conway, çıkış iznin var mı?
- Knock it off, Conway.
- Kes şunu, Conway.
Come on, Conway.
Hadi, Conway.
- Conway!
- Conway!
I don't want him to be a Colonel Conway or Sergeant Stryker.
Onun Albay Conway ya da Çavuş Stryker olmasını istemiyorum.
- Let's talk sense for a minute, Conway.
- Mantıklı konuşalım, Conway.