Cool перевод на турецкий
57,677 параллельный перевод
- He's probably a cool guy. - Uh-huh.
Muhtemelen hoş bir adamdır.
No, he'll be cool with it.
Yok, sorun etmez.
- What about Gus? He cool with it?
- Ya Gus?
- Oh, cool.
- Süper.
Cool.
Süper. Ya siz?
That's okay. It's cool.
Sorun yok.
- for me. Cool.
- Evet, tabii.
- Wow. Very cool.
- Süper.
I don't know. It's cool, I guess.
- Hoş bir şey herhalde.
- It's pretty cool.
- Çok hoş.
That sounds cool.
- Hoş bir fikir.
I mean, if it's cool, just stay in your lane.
Çizgiyi aşma.
You know, teach the kid her ABC's, if that's cool.
Çocuğa dersini ver, yeter.
And it looked cool.
Hoş görünüyordu.
Some, like, cool memorabilia and stuff.
Süper hatıra eşyaları var.
- Yeah, those guys are pretty cool.
Adamlar süper.
Victor had a dream about your movie in the Arctic, and he thinks it's a really cool idea, and he was wondering if you wanted to come to New York and work on it with him.
Kutupta geçen filminle ilgili bir rüya görmüş ve süper bir fikir olduğunu düşünüyor. Acaba New York'a gelip onunla çalışmak ister misin diye merak ediyormuş.
Well, this is cool news.
Bu harika bir haber.
Is that cool?
Bu iyi mi?
Are we cool?
- İyi miyiz?
You know what? This is... this is so cool.
Bu çok harika.
It's just... it's so cool to be, you know, with a... with a family... and to, like, just...
İnsanın ailesiyle birlikte olması süper bir şey.
Okay, that's cool.
Peki. - Süper.
Oh, Bertie, it is so cool to finally meet you,'cause this guy won't stop talking about you and my mom's already told all her friends about you.
Bertie, nihayet seninle tanışmamız çok harika çünkü seni anlatıp duruyor ve annem bütün arkadaşlarına senden söz etmiş bile.
- Very cool. Very cool.
- Çok güzel.
- That's really cool.
- Bu gerçekten çok güzel.
I just... I'd want him to be cool with it.
Sadece, onun da bunu onaylamasını istiyorum.
Still... it's not cool.
Yine de hoş birşey değil.
- Oh, this is so cool.
- Oh, bu çok hoş.
And the design is pretty cool, but you would still need to get faculty approval.
Ve tasarımı oldukça hoş ama yine de okul onayı alman gerekiyor.
He was cool.
Sorun etmedi.
That's cool, right?
Rehabilitasyondan yeni çıktığını, politikacı olmadığını medyanın karşısına çıkmak üzere olduğunu saymazsak biraz yardım almanın neresi kötü? İyidir, değil mi? Tabii.
It's cool, Hoss.
Sorun yok efendim.
No, it's not cool.
Hayır, var.
- Cool.
- Güzelmiş.
- Not cool.
- Güzel falan değil.
And that's, like, really cool and noble and all.
Bu çok güzel ve asil bir davranış.
It was a pretty cool flat.
Oldukça gösterişli bir daire.
I promise, man. It's cool.
Söz dostum, sorun yok.
Cool, I'll take him up some grub in a bit.
İyi, ona biraz yemek götürürüm.
Might help cool things down a bit.
İşleri biraz soğutabilir.
Um, wha... uh, are you sure that your roommates are, like, cool with me being here this much?
Ev arkadaşlarının burada bu kadar kalmamı sorun etmediklerine emin misin?
- They're super cool.
Hiçbir sorun yok.
No, no, no, no, no, not cool.
Hayır, hayır, hayır, hayır, süper falan değil.
- He seems cool.
- Hoş birine benziyor.
Cool.
Güzelmiş.
- Wow, this is cool.
- Süper.
Um... that's cool.
Sorun değil.
Cool.
Süper.
- That's cool.
Süper.
It's cool.
- İyiymiş.
cooler 77
coolio 24
cooley 18
cool beans 20
cool as a cucumber 22
cool guy 25
cool name 22
cool your jets 29
cool down 70
cool off 47
coolio 24
cooley 18
cool beans 20
cool as a cucumber 22
cool guy 25
cool name 22
cool your jets 29
cool down 70
cool off 47