Council перевод на турецкий
6,789 параллельный перевод
The Prince's motorcade will take him from the Van Nuys Airport to the Arcadia Policy Council in Santa Monica.
Konvoy, prensi Van Nuys Havaalanı'ndan alıp, Santa Monica'daki Arcadia İdare Kurulu'na götürecek.
Ms. Jibril is lining up a protest at the Arcadia Policy Council.
Bayan Jibril, Arcadia İdare Kurulu'nda bir protesto düzenliyor.
So... back in 2006, the Arcadia Policy Council, hand in hand with the Center for Middle Eastern Politics, set up a program to assess thoroughly the world's energy needs through the next half-century...
Biz de 2006'da,... Arcadia İdare Kurulu olarak, Orta Doğu Siyaset Merkezi ile el ele verip,... gelecek yarım asrın enerji ihtiyacını değerlendirmek için...
The council has moved to unseat my husband 3 times already, unsuccessfully.
Konsey kocamı 3 kez görevden almayı denedi. Başarısız oldular.
The council is terrified of insurrection.
Konsey ayaklanmadan korkuyor.
If the council loses confidence, they're gonna push me out of the captain's chair, and you're not gonna be far behind.
Eğer konsey güvenini kaybederse beni komutanlık koltuğundan alacaklar. Ve sen de yerinde kalamazsın.
Look, if the council knew how close we were to insurrection, it'd be Rose sitting in this chair, not me.
Bak, Konseyin isyana bu kadar yakın olduğumuzdan haberi olsaydı bu koltukta ben değil Rose oturuyor olurdu.
I'm gonna go before the council.
Konseyin önüne çıkmak istiyorum.
You set out to undermine the council and retain the chancellorate.
Konseyin kararını yok sayıp Şansölye olarak kaldın.
This is the civilian side of the Hill, so I'm not moving anywhere until you show me an order from the civilian town council.
Burası kasabanın sivil tarafı. O yüzden, sivil belediye meclisinden gelen emri göstermediğiniz sürece buradayım.
Town council approved this?
Belediye meclisi mi onayladı?
It's about time we had a fresh face on the town council.
Belediye meclisine artık yeni yüzler lazım.
To ensure a wider representation among our rapidly expanding population, the town council has seen fit to expand our ranks for the coming term.
Hızla artan nüfuzumuzu daha kapsamlı bir şekilde temsil etmek için belediye meclisi, gelecek dönemdeki koltuk sayısını arttırıyor.
We'll do it in the council chambers and I've told them they can bring two delegates if they want to.
Meclis kabul odasında görüşeceğiz. İsterlerse iki temsilci getirebileceklerini söyledim.
Representation on the council?
Konseyde temsilden mi?
The, uh, council's waiting.
Konsey bekliyor.
Well, tell that to my trusted council.
Sen onu güvenilir konseyime anlat.
Any dreams you have of him making a team or being in student council, it's just, uh, not gonna happen.
Onu bir arkadaş ekibinde ya da öğrenci konseyinde görmek gibi hayalin varsa, gerçekleşmeyecek.
I was often Aang's council, and I'd love to be yours.
Aang sık sık bana danışırdı, senin de danışmandan memnun olurum.
We go down to the town council tomorrow morning, we rescind our position, and it's done.
Yarın sabah kasaba konseyine gidip kararımızı değiştiririz. Hallederiz bu işi.
The town council.
Belediye meclisini.
What time's the city council meeting?
- Belediye meclisi toplantısı ne zaman?
John, his colleagues and a local health council established a program to ensure people had access to fresh, healthy produce.
John, meslektaşları ve yerel bir sağlık konseyi insanların taze ve sağlıklı ürünlere ulaşmasını sağlamak için bir program oluşturdu.
Call came from the Oakland City Council.
Telefon Oakland Belediye Meclisi'nden gelmis.
No, just that pressure's coming from Oakland City Council.
Sadece baskinin Oakland Belediye Meclisi'nden geldigini biliyor.
I was gonna use the money to run for city council.
Seni parayı kullanmak oldu belediye meclisi için çalıştırın.
Delgros may not have given up the murder on the wire, but he did give up the 50 grand he used to bribe a city council candidate.
Delgros verdik olmayabilir tel üzerinde cinayet kadar, ama o kullanılan 50 bin kadar verdin Bir belediye meclisi aday rüşvet.
Well, Fabian came clean to the local business council about Delgros'bribe, and after what happened to Raul, no one wanted to sell.
Eh, Fabian yerel temiz geldi Delgros'rüşvet, iş konseyi, ve olanlardan sonra Raul kimse satmak istedi.
You're a Luison, your brothers are in the garage, and this is so against the wesen council.
Sen Luison'sun. Kardeşlerin garajda. Ve bu yaptığınız Wesen Konseyi'ne aykırı.
Obviously no one tells me anything anymore, but, um... there have been meetings at the White House, National Security Council.
Görünüşe göre kimse bana bir şeyler anlatmıyor Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik Konseyi toplantıları oldu.
She's a former member of the council and the most respected person in this camp.
Konseyin eski bir üyesi ve bu kamptaki en saygı duyulan kişi.
I thought you got thrown off the council. Oh.
- Konseyden atıldığını sanıyordum.
See that they're donated to the Council Bluffs Mission.
Council Bluffs kilisesine bağışlanmasını sağlayıver.
Train to Council Bluffs and all points east!
Council Bluffs treni! Herkes binsin!
We're ready to escort Miss Cole's body to the Council Bluffs Mission.
Bayan Cole'un cesedine Council Bluffs'a kadar eşlik etmeye hazırız.
All right, you are beloved from Bourbon Street to the swamps'cause you go out of your way to be of assistance to this whole city, including... all of my counterparts on the council.
Bourbon Sokağından bataklıklara kadar sevilen bir adamsın. Çünkü, meclisteki bütün mevkidaşlarım da dahil, koca şehre yardımcı olabilmek için yola çıkıyorsun.
Meanwhile, I have the mayor, city council, half the city's judges and clergy hiding indoors screaming at the commissioner to find the guy.
Ve bu sırada, Başkan, belediye meclisi ve şehrin yargıçlarının yarısıyla beraber ve rahipler komisere bu adamı bulun diye bağırıyor.
The founders'council was restarted,
Kurucular konseyi yeniden kuruldu.
No. Mr. President of the Council of Ministers - - I am aware and must naturally respect that I have been stripped of my position as Commander in Chief.
Sayın başbakan başkumandanlık görevimin sonlandırıldığı gerçeğinin farkında olup buna elbette saygı duyuyorum.
Mr. President of the Council of Ministers, I implore you.
Sayın başbakan, sizden istirham ediyorum.
- The council's been complaining About the captain's handling of the heat.
Konsey, Komutanın durumla ilgilenme şeklinden rahatsız.
Make sure the council gets first choice, And deliver it personally.
Konseyin ilk seçimi yapmasını ve elden teslim etmesini sağla.
- That would be in the hands of the council, But i do appreciate your vote of confidence.
Bu Konseyin kararına kalmış ama güven oyu için müteşekkirim.
Three sessions with the resource committee, 6 hours with the council?
Kaynak Komitesi ile 3 görüşme, Konsey ile de 6 saat.
- The council rejected a transfer request i submitted. - Oh, for jackie.
Konsey, sunduğum bir nakil isteğini reddetmiş.
- You're not the only one with friends on the council, viondra.
Konseyde tanıdığı olan tek kişi sen değilsin Viandra.
Would you please tell the council the laws regarding the birth list?
Lütfen konseye doğum listesi ile ilgili kuralları anlatır mısınız?
After the way the way you undermined me in the council, you're now seeking refuge under my wing?
Konseyde beni aşağıladıktan sonra kanatlarım altına sığınmak mı istiyorsun?
The council's private emergency stash.
Konseyin özel acil durum zulası.
Oh, Viondra, look, I know it was you that masterminded that double-cross with the council.
Viandra bak. Konseyi aldatanın sen olduğunu biliyordum.
I want you on my council.
Konseyimde istiyorum seni.