Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Course it is

Course it is перевод на турецкий

2,699 параллельный перевод
Course it is, babe. Course it is.
Elbette, bebeğim.
Of course it is, Stan.
- Tabii ki kendi istiyor, Stan.
- Of course it is.
- Tabi ki öyle.
Of course it is, Ben zadr? a'u online for a few minutes.
Ben e ulaşıcaz biz de
Yes, of course it is, but from time at the time we need to check.
- Evet yine de kontrol edilmesi gerek
Of course it is.
Tabii ki öyle.
Yeah, of course it is.
Evet, tabii ki.
Oh, of course it is.
İşte seni böyle ele geçiriyor.
Of course it is.
Tabi ki de öyle.
And, yet, of course it is.
Ama elbette mümkün.
Yes, of course it is work.
Evet, elbette bu bir is.
Of course it is.
Tabii ki benim.
- Of course it is.
- tabikide oyle.
Of course it is, but you've been here for four years.
Elbette ama 4 yıldır buradasın.
Of course it is.
Tabii ki önemlidir.
Well... Of course it is.
Elbette.
Of course it is.
Tabiki o.
Of course it is horrid, but when heroes are giving their lives every day, it's hard to watch healthy, young men do nothing.
Tabii ki, bu çok çirkindi ama kahramanlar her gün hayatlarını kaybederken sağlıklı gençlerin hiçbir şey yapmamasını izlemek zor.
- Of course it is.
- Tabii ki mümkün.
Of course it is, birthday girl.
Tabii ki öyledir doğum günü çocuğu.
Of course it is
Elbette, elbette.
Of course it is, if it is proven that you knew the court could imprison you from 1 to 3 years
Evet. Eğer bildiğiniz ispatlanırsa mahkeme 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası isteyebilir.
- Of course it is.
- Tabii ki öyle.
- Yeah, of course it is.
- Elbette öyle.
It is a risk, of course.
Elbette bu bir risk.
Of course I want the truth to be known, Whicher, but if it is as you suggest and I fear then...
Tabi ki gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorum, Whicher, ama tahmin ettiğin gibi korkuyorum...
Well of course but, is it the right time to do that?
( GÜLEREK ) Tabii ama, yani, şimdi bunun sırası mı yani?
Of course, it is sad.
Elbette üzücü.
Oh, well, if it comes down to your ability to pitch and the quality of your idea, honey, of course you're getting this.
Ulaşım yeteneğin ve fikirlerinin kalitesine bakarsak elbette iş senin olacak!
What we need to find out... and'if'successful course or if it is something that'intentionally released.
Bizim bulmamız gereken, bu doğal olarak meydana gelen bir olay mı yoksa bilinerek salınan bir şey mi?
That is, of course, when he's not stealing it from others in the dark of the night.
Tabii gecenin karanlığında başkalarından çalmıyorsa.
But, outside these footprints, there are other, rather more indistinct prints, which are made by the knuckles of the hand, without the little finger, which, of course, is enormously extended, and it supports the wing membrane, and is cocked up in the air.
Ancak, bu ayak izlerinin dışında el eklemlerinin bıraktığı, çok daha belirsiz başka izler de var tabii ki, küçük parmak olmadan ki bunlar son derece genişlemiştir ve kanat zarını desteklerler ve havaya kalkık dururlar.
I insisted that it wasn'tjust anyone coming down to talk to you and I realise, of course, that this is all very new for you, but you can't go ahead with this interview tonight.
Seninle konuşmaya gelenin öylesine birisi olmaması için ısrar ettim. Bu sizin için yeni bir şey farkındayım ama bu röportajı bu gece yapamazsınız.
She said that they would take the course and then teach us how to do it. Is that weird?
Dedi ki onlar kursta nasıl yapılacağını öğrenip sonra bize öğretirlermiş.
While very few, of course would admit to such a strategy outright what they do is mask it within the Intrinsic Obsolescence phenomenon just discussed, while often ignoring, or even suppressing new advents in technology which might create a more sustainable, durable good.
Tabii ki küçük bir kısmı yaptıklarını maskelemek için tartışılmasını samimi bir şekilde kabul eder gibi görünürken çoğu zamanda dayanıklı ve sürdürülebilir bir malın yaratılmasına sebep olabilecek yeni teknolojik gelişmeleri görmezden gelecek ve hatta baskı ile sindirecektir.
Of course, this idea is old news it is used in every major store chain today to make sure they keep up with their inventory.
Tabii bu fikir yeni bir haber değil. Bugün bu sistem belli başlı bütün mağaza zincirlerinde stoklarını idare etmek için kullanılıyor.
In fact, these centers could not only exist in the community in the way we see local stores today but specialized access centers would exist in specific areas where often certain goods are utilized saving more energy with less repeat transport. And once this Demand Tracking System is in order it is tied into our Production Management system and, of course, into our Resource Management system hence creating a unified dynamically updating global economic management machine that simply makes sure we remain sustainable starting with securing the integrity of our finite resources moving to make sure we only create the best most strategic goods possible while distributing everything in the most intelligent and efficient way.
Doğrusu bu merkezler, bugün alışık olduğumuz yerel dükkânlar şeklinde var olamaz fakat alanında uzmanlaşmış merkezler, bazı malların, daha az tekrarlanan nakliyatla daha çok enerji tasarrufu yapılması amacıyla daha çok kullanıldığı özel alanlarda bulunabilirler ve bu Talep Takip Sistemini düzenli bir biçimde Üretim Yönetimine ve, tabii ki, Kaynak Yönetimini sistemimize bağlamak ve böylece sürdürülebilirliği sağlamak için sınırlı kaynaklarımızın bütünlüğünü güvence altına almayla başlayan ve en iyisini yarattığımızdan emin olana kadar devam eden her şeyi en zeki ve etkili bir biçimde dağıtırken en elverişli malları kullanmayı mümkün kılan ve sürekli güncellenen bir "küresel ekonomik yönetim bilgisayarı" yaratılacaktır.
And of course, in the event a car is required it is automated by satellite for safety and integrity.
Tabii bir arabaya gerek duyulduğunda,... güvenlik ve sağlamlık için uydu aracılığıyla - otomatik- yönlendirilmektedir.
Of course you do,'cause all you guys want to do is tear down the system until you actually need it.
İstersin tabii. İşiniz düşene kadar sisteme kafa tutuyorsunuz ama!
Yes, of course, it is easy for you to say...
Bana ibne, nonoş falan demiyorlar.
Of course it was, man is not a faggot..
İbne değil ya.
See, Earth is on a collision course with this other planet. And this is where they're going to send all the rich people when it kicks off. - Amazing.
Dünya, bir gezegenle anlaşmazlık halinde,... ve bu başladığında, bütün zenginleri oraya gönderecekler.
Look, whatever it is out there, it's obviously chosen Howard as its next course.
- Önerin nedir? O şey her ne ise, gelecek öğünü için Howard'ı seçmiş.
Whoa! He is throwing it through the course.
Pisten çıkıyordu.
Unsubstantiated, of course, but you know how it is. The papers get hold of one of these ridiculous conspiracy theories.
Belgeler, şu gülünç komplo teorilerine bağlı.
Of course it is.
Tabii ki değil.
- Really? - Sad, of course, but there it is.
Üzücü, tabii ki ama böyle.
Sad, of course, but there it is.
Üzücü, tabii ki ama böyle.
MONTGOMERY :'Certainly canvassing opinion it is clear'that Eisenhower seems on course to win.
"Kuşkusuz, alınan görüşlere göre..." "... Eisenhower'ın zafere doğru gittiği görülüyor. "
The House of Lords, of course, is one... of our oldest institutions and, er... - Is he bottling it?
Lordlar Kamarası, tabii ki bizim en eski kurumlarımızdan biri ve hayati bir role sahip...
It's not the sun, it's you, the sky is full of a million, million voices, saying yes, of course we'll help.
Güneş değil, sensin, gökyüzü milyonlarca milyonlarca sesle dolu, hepsi de "Elbette, yardım ederiz." diyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]