Crows перевод на турецкий
729 параллельный перевод
Looks like Crows and Cheyennes, Zeke.
- Crow ve Cheyenne'lere benziyorlar, Zeke.
I'll have this case straightened out before sunrise... before the rooster crows, before this flower fades.
Gün doğmadan bu meseleyi çözeceğim. Horozlar ötmeden, çiçekler solmadan...
If our scarecrow back in Kansas could do that... -... the crows would be scared to pieces!
Kansas'taki korkuluğumuz bunu yapabilse kargaların ödü patlar!
Is it true that the French have eaten all the crows?
Gerçekten Fransızların kargaları yediği doğru mudur?
Never saw so many crows... around here before in all my life.
Hayatımda daha önce hiç bu kadar kalabalığı bir arada görmemiştim.
- We ain't crows.
- Biz karga değiliz.
No crows are flying to Tulsa tonight.
Bu gece karga uçmuyor.
Well stone the crows!
Hay allahım!
Every morning, two crows sit outside talking.
İki karga her sabah burada oturup sohbet ederler.
Stone the crows. It's the colonel, too.
Albay da yanında üstelik!
But they're men, not sparrows, not crows!
Ama onlar insan! Serçe yada karga değiller!
Why, I'm gonna pull the face right off of your skull and throw it to the crows and the jaybirds.
Kafandaki derileri yüzünden ayıracağım ve alakargaların önüne yemek diye atacağım.
They are only Crows.
Sadece Krovlar.
Fight Crows?
Krovlarla mı dövüşeceğiz?
It is beneath Cheyennes to fight Crows.
Krovlarla dövüşmek Şayenler için alçalmadır.
Crows!
Krovlar!
- Who could lose to Crows?
- Krovlar karşısında kim kaybeder ki?
Even a peaceful landscape... even a meadow in harvest, with crows circling overhead and grass fires... even a road where cars and peasants and couples pass... even a resort village with a steeple and country fair can lead to a concentration camp.
Huzur veren bir kar manzarası bile... Hasat zamanı bir çayırda, kargalar gözyüzünde uçuşurken, otlar tutuşur... Hatta bir yolda, arabalar, köylüler ve çiftler geçerken...
Crows confuse me.
Kalabalık aklımı başımdan alıyor.
The crows could be pecking at me in that tree right now.
Şu anda ağaçtaki kargalar beni gagalıyor olabilirlerdi.
All your dreadful talk must have attracted the crows.
Korku dolu sözleri kargaları cezbetmiş olmalı.
The crows too lament for me
"Karga benim için ağıt yakıyor olmalı!"
Aren't there a lot of crows today?
Bugün çok karga var değil mi?
And the evil spirits will fly away when the cook crows.
Horozlar öterken kötü ruhlar kaçıp gider.
We followed you here to fight the Poles, not to wait like carrion crows over a rotting carcass.
Biz seni buraya kadar Polonyalılarla savaşacağız diye takip ettik. Çürümüş cesetlerin üzerindeki leş kargaları gibi beklemek için değil.
I hear only the sound of crows.
Ben sadece kargaların sesini duyuyorum.
Crows, I think.
karga, sanırım.
I don't know. Is there a difference between crows and blackbirds?
Bilmiyorum. kargalar ile kuzgunlar arasında fark var mı?
Well, I think these were crows.
Eh, bence bunlar kargaydı.
Crows or blackbirds, if the school was attacked, that's pretty serious.
karga yada kuzgun, eğer okul saldırıya uğradıysa bu oldukça ciddi bir durum.
Bunch of crows attacked the school kids.
Bir grup karga çocuklara saldırdı.
I didn't know there were many crows in Bodega Bay this time of year.
Yılın bu zamanında Bodega Koyunda böyle çok karga olduğunu bilmiyordum.
What were the crows after at the school?
Okuldaki kargalar neyin peşindeydi?
These are gulls, crows, swifts -
Bunlar martı, karga, kırlangıç -
- The crows again.
- Yine kargalar.
"In Bodega Bay early this morning, a large flock of crows attacked a group of children who were leaving the school during a fire drill."
"Bu sabah Bodega koyunda büyük bir karga sürüsü, yangın alarmı esnasında okuldan çıkmakta olan çocuklara saldırdı."
Damn crows.
Lanet olası kargalar.
His ducks sound like crows. I won't accept this.
O ördek değil Karga sesi verir sana.
Oh, no, the crows are liable to scare him maybe.
Ah, hayıri, belki kargalar onu korkutmaktan sorumlu olabilirler.
He was shooting crows?
Kargaları mı vuruyormuş?
But crows are very clever.
Ama kargalar çok kurnazdır.
This night, before the cock crows, you will thrice disown me.
Bu gece horoz ötmeden önce beni üç kez inkar edeceksin.
I tell you, before the cock crows you will have thrice denied me.
Horoz ötmeden önce beni üç defa inkar edeceksin.
Either you'll be killed like a coward with an axe and your corpse hung next to the Zota brothers at the mercy of crows and devilish powers, or
Ya bir baltayla bir korkak gibi öldürülüp, cesedin Zota kardeşlerin yanına asılılıp kargaların ve şeytani güçlerin merhametine bırakılacak, ya da...
He took it all and joined the Crows.
Hepsini yüklenip Karga Çetesine katılmış.
Until the crows gouge your eyes out!
Kargalar senin gözlerini yerinden oyup çıkarana kadar!
Sir, I saw three black crows back there.
Üç tane kara karga gördüm.
- Crows.
- Rus.
- It crows!
- Evet, Rus!
( Cock crows ) Go on, François!
Haydi François devam et!
Crows.
Kargalar.