Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Curses

Curses перевод на турецкий

511 параллельный перевод
So she said she stays in her room... and puts curses every single day... on the bastard and her real dad.
Bu yüzden kendisini odasına kilitlediğini ve her gün o p.çe ve gerçek babasına lanet okuduğunu söyledi.
hopes and curses will remain in this world.
Ruhun kaybolacak olsa dahi, dileklerin ve lanetlerin bu dünyada kalacak.
No destiny, no fate, no karma, no spells, no curses.
Kader yok, alın yazısı yok, karma yok, büyü yok, lanet yok.
Curses!
Büyü!
Your curses will come home to feed on your own heart.
Lanetin eve gelcek ve senin kendi yüreğini yiyecek.
That's one of the greatest curses ever inflicted on the human race : memory.
Hafıza, insan ırkının üstündeki en büyük lanettir.
But no need to call curses at the frost.
Ama ayazda ve donda lanet çağırmaya gerek yoktur.
but, in their stead, curses, not loud but deep, mouth-honour, breath, which the poor heart would fain deny, and dare not.
Benim payım sessiz ama derin lanetler. Yüze gülmeler... zavallı yüreklerin, korkudan sever görünmeleri...
Curses!
Lanet olsun!
We would need the straw mattress, at once pantry and strongbox, the fiercely contested blanket, the denunciations and curses, the orders repeated in every tongue, the sudden appearance of the SS, zealous in their spot checks and practical jokes.
Kiler, kasa ve hasır bir şilteye, ihtiyaç duyarız, elde etmek için mücadele edilen battaniye, suçlamalar ve lanetler, her ağzın tekrarladığı emirler, SS'lerin aniden ortaya çıkışı, çoşkuyla yaptıkları ani kontroller uygulamalı şakaları.
One of the curses of the 20th century, I'm afraid.
20. yüzyılın belası.
It's Papa who curses.
Babam küfrediyor.
Curses!
Lanet!
It is I who curses you in the name of the Devil.
Ben seni Şeytan'ın adına lanetliyorum.
The father called down curses upon the torturer... and his lost soul now wanders about till the end of time.
Kızın babası, işkencecilere lanetler savurmuş adamın kayıp ruhu, sonsuza kadar dolanıp duruyormuş.
Dungeons curses.
Zindanlar, lanetler, iskeletler ve demir bakireler.
He prays on his knees, but curses like a stable boy.
Dua ediyor ; ama tıpkı bir köylü gibi küfrediyor.
The ten curses visited upon the Pharaohs before Exodus.
Büyük göçten önce firavunun başına gelen on lanet.
Solemn curses, anathemas, wished upon the Pharaohs for keeping the Israelites in bondage.
Kölelik düzenin sürdürdükleri için Tanrı'nın firavuna sardığı lanetler.
I see. What form would the curses take, sir?
Bu lanetler nasıl oluşuyor efendim?
These ten curses - would they follow any particular order?
Bu on lanetin bir oluşum sırası da var mı acaba?
Three curses left.
Üç lanet kaldı.
More than by death, even, blessing and curses, man is perturbed by smoke over the world.
İnsanlar dünya üzerindeki dumandan, ölüm veya lanetten bile daha çok kaygılanıyordu.
His curses are fearful.
Lanetleri korkunçtur.
There are curses and curses.
Büyü var, büyü var.
But in their stead, curses not loud, but deep.
Onların yerine sesli değil derin lanetler bekliyor beni.
Yes, they speak of vampires, curses and witchcraft.
İnsanlar vampirlerden, lanetlerden, büyücülerden bahsedip duruyor.
The one who curses us. And the only one who can save us, if he will.
Bizi lanetleyen kişi ve eğer isterse bizi kurtarabilecek tek kişi.
It was his own foolishness that cursed him and the same, now, curses me.
Onu lanetleyen şey kendi aptallığıydı ve aynı şey şimdi beni de lanetliyor.
- Curses.
Lanet olsun.
And he curses himself
# Ve kendine küfreder #
Seven summers past, the wild queen, Cleopatra, dreaming her dreams of ruin on your lovely Empire, sailed her hopes into the harbour of Actium, and there, with noble Antony, spat curses on the ships of Caesar and cried, " Sink Rome! And all her minions.
Yedi yaz geçti vahşi kraliçe, Cleopatra sevgili İmparatorluğunuzu mahvetmeyi hayal ederek Actium limanına doğru hayallerine yelken açtı orada, soylu Antony ile birlikte, Caesar'ın gemilerine lanetler yağdırdı ve haykırdı " Batsın Roma!
But words do not kill and curses sink no ships.
Ama sözler adam öldürmez, beddualar gemi batırmaz.
Curses to the dragon!
Kahrol ejderha!
Curses to Smaug!
Kahrol Smaug!
Curses to the dragon Smaug!
Kahrol ejderha Smaug!
Curses the soul of the Mississippi Queen That pulled her man away
Erkeğini ondan alan Mississippi teknesinin ruhunu lanetliyor
Let her go to the chief with our curses! - With your curses?
Lanetimiz de onunla gitsin.
Well, darling, I am afraid that is one of the curses of war.
Sevgilim, bu da savaºin kötü yanlarindan biri iºte.
Curses, pardons, relics and selling the sexual favours of the nuns.
Lanetler, günah çıkarmalar, mukaddes emanetler ve rahibelerin cinsel arzularını pazarlama.
Curses are much the same.
Lanetler de hemen hemen aynısı.
This is the story of a golden ring with magical powers that curses anyone who owns it.
Bu sihirli güçleri olan ve ona sahip olan herkesi lanetleyen bir yüzüğün hikayesi.
"Everywhere was blood, dirty bandages, groans... "... screamed curses of pain. "
"Ortalık kan, kirli bandajlar ve acı içindeki inlemelerden geçilmiyordu."
In the ambulance, he rants and curses... in what sounds like authentic Chinese.
Ambulansta bağırıp çağırır... Çinli aksanı ile küfürler eder...
And then guilty conscience, fear and restrained curses.
Ve sonra vicdan azabı, korku, ölçülü küfürler.
Lotsa Luck removes all unwanted curses, jinxes and evil spells.
Bolca Şans bütün istenmeyen lanetleri, büyüleri yok eder.
You know, Watson, it is one of the curses of having a mind with a turn like mine that I must look at everything with reference to my own special subject.
Biliyormusun, Watson, bu tip evlerde, her zaman entrika döner.Ben her şeye kendi kişisel bakış açımla bakarım.
A thousand curses.
Lanet olsun.
I don't believe in curses.
Ben lanete inanmam.
So you think I'm a loser. Just because I have a stinking job that I hate, a family that doesn't respect me, a whole city that curses the day I was born.
Benim zavallı olduğumu düşünüyorsun, sırf nefret ettiğim pis kokan bir işim, bana saygı göstermeyen bir ailem, ve doğduğum güne lanet yağdıran bir şehir olduğu için.
Someone is using these ancient biblical curses to kill everyone associated with the Phibes operation. That's right, sir.
- Evet efendim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]