Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Damascus

Damascus перевод на турецкий

438 параллельный перевод
You thought that beggar in Damascus was a barrister.
Damascus'taki o dilenciyi dava vekili sanmıştın.
Northeast to Damascus?
Kuzeydoğuda Damascus'a mı?
In no time, you'll have the population of Damascus against the walls, and you've ended all resistance.
Çok geçmeden Şam nüfusunun yarısını kurşuna dizip direnişi bitirmiş olursunuz.
He'd been operating a gambling house in Damascus.
Şam'da bir kumarhane işletiyor.
An American in Damascus.
Şam'da bir Amerikalı.
I shouldn't have come to Damascus.
Şam'a gelmemeliydim.
Here in Damascus is opportunity.
Şam bir fırsat.
If you're not out of Damascus in 12 hours, you'll be shot.
12 saat içinde Şam'ı terk etmezsen vurulacaksın.
- Get back to Damascus, Abidor.
- Şam'a geri dön, Abidor.
You and your unholy temple in Damascus with its 500 women of the temple gardens.
Sizin Şam'daki kutsal tapınağınızın.. .. bahçesinde 500 kadın var.
She will be High Priestess of Astarte at Damascus.
Şam'da Astarte Yüksek Rahibesi.
Asham tried to set Damascus against you, and you let the Hebrew keep him!
Asham size karşı Şam'ı ayarlamaya çalıştı, İbrani'nin onu tutmasına izin verelim!
She is already on her way to Damascus.
O Şam'a gitmeye hazırlanıyor.
I must go to Damascus!
Ancak Şam'a gitmem gerekiyor!
And now you see why they say all roads lead to Damascus.
Ve şimdi onların ne söylediğini görelim, tüm yollar Şam'a çıkıyor.
Alexandria, Joppa, Damascus.
İskenderiye, Yafa ve Şam.
It's made you the richest man in Damascus.
Şam sizi zengin yapmış.
That is no calamity in Damascus.
Şam'da hiç afet olmadı.
So these are the citizens of proud Damascus!
Gururlu Şam vatandaşı!
The exquisite pleasures of Damascus?
Şam'ın nefis zevklerini mi?
You're a stranger in Damascus.
Siz Şam'da bir yabancısınız.
He's new in Damascus.
O Şam'da bir yabancı!
Damascus has pleasures, diversions, wine shops unsurpassed.
Şam'da zevkler vardır, eğlence, şarap dükkanları eşsizdir.
No citizen of Damascus wears a beard.
Şam'da hiç bir vatandaş sakal bırakmaz.
In gold from Joppa, which I am certain will never be accursed in Damascus.
Yafa'daki altın, Şam'dakilerin uğursuz olduğuna eminim.
The richest man in Damascus sent this.
Bunu Şam'ın en zengin adamı gönderdi.
The Governor of Damascus never cheats.
Şam Valisi asla hile yapmaz.
Damascus has dealt generously with you.
Şamlı seninle cömertçe anlaştı.
The best in all Damascus!
Bütün Şam'ın en iyisi!
Citizens of Damascus, know that your hunger has not gone unnoticed by His Godliness, the High Priest.
Şam Vatandaşları, bilindiği gibi açlık Başrahibin dindarlığı tarafından.. gözden kaçmış değil.
These people of Damascus.
Bunlar Şam halkı.
It did in Damascus.
Şam'da oldu.
I proclaim to the people of Damascus that my God is a false god,
Ben Şam halkına tanrımın sahte olduğunu ilan edeceğim,
There. Now you can pass unnoticed on the streets of Damascus.
Şimdi Şam'ın sokaklarında farkedilmeden geçebilirsin.
He's the slimiest gutter rat in the whole of Damascus.
O Şam'ın iğrenç sıçanı.
Every beggar in Damascus knows it.
Şam'da her dilenci biliyor.
Every beggar in Damascus is with you.
Şam'ın her dilencisi sizinle.
I would rather be a servant in my father's house than a king in Damascus.
Şam'da kral olmaktansa, babamın evinde hizmetçi olmak en doğrusudur.
Fine Damascus silk.
Has şam ipeği.
I had the honor to shake his hand in Damascus.
Bir kez Şam'da el sıkışmıştık.
I think it is far from Damascus.
Şam'dan uzak olduğunu.
We'll have you in Damascus, sir.
Sizi Şam'a sokacağız.
Have you been in Damascus, Mr. Lawrence?
Şam'ı gördünüz mü, Bay Lawrence?
Dreaming won't get you to Damascus, but discipline will.
Sizi Şam'a hayaller değil, disiplin ulaştırır.
Look, I'm making my big push on Damascus the 16th of next month and you are part of it.
Önümüzdeki ayın 16'sında Şam'a büyük darbeyi indiriyorum. Sen de bunun parçasısın.
They'll be coming for Damascus.
Şam için gelecekler.
But I'm going to give them Damascus.
Ama ben onlara Şam'ı vereceğim.
- Damascus, sherif.
- Şam'a, Şerif.
Damascus!
Şam!
I tell you, sir, I think he'll get to Damascus before we do.
Bence Şam'a bizden önce varacak.
Damascus, Lawrence.
Şam, Lawrence.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]