Debatable перевод на турецкий
209 параллельный перевод
Well, that's a debatable point.
Ohh, Bu çok karışık bir nokt...
Well, it consists of such debatable items as a lie-detector test.
Bunlar yalan makinası testi gibi tartışmaya açık hususlardan oluşmaktadır.
That's debatable.
Bu tartışılır.
- That's debatable.
- Bu tartışmalıdır.
- That's debatable.
- Bu tartisilir.
- That's debatable.
- Bu tartışılır.
That's debatable.
Bu çok normal.
But that is a fact, and not debatable. "
"Ama bu bir gerçek ve tartışılamaz."
It's a debatable point, but a good subject for a dinner's conversation.
Bu tartışmalı bir nokta ama akşam yemeği sohbeti için, iyi bir konu.
It's a debatable point.
Tartışmalı bir nokta.
Adorable - well, that's debatable, I must say.
Uslu ha? İşte bu tartışılır.
I'm fully aware that the admission of Coridan is a highly debatable issue, but you won't solve it here.
Coridan'ın kabulü çok tartışılan bir konu. Fakat bunu burada çözemezsiniz.
The building attached to the ground in which the body lies... is no longer used for christian worship, so whether it is still a churchyard is debatable.
Bedenin yattığı yere bağlı bina... artık Hıristiyan ibadeti için kullanılmıyor, dolayısıyla hala bir kilise mezarlığı olup olmadığı tartışılır.
Besides, it's a debatable issue whether your Goncharov was a genius.
Bunun yanısıra, sizin Goncharov biz dahiydi.
That's debatable.
Bu tartışılabilir.
That is debatable and we will have that debate.
Orası tartışılır, ileride de tartışacağız bunu.
highly debatable.
Bana göre.
That's open to debate but what is not debatable is that this prophecy has no place on the Bridge of the Defiant especially in front of the Cardassians.
- Bu tartışılır bir şey. Tartışılamayacak şey ise bu kehanetin Defiant'ın köprüsünde yeri olmadığı,... özelliklede Kardasyalılar'ın önünde.
That's debatable.
- Orası şüpheli.
Well, that's debatable.
Bu tartışılır.
- That's debatable.
- Tartışılabilir.
- debatable?
- Tatrtışılabilir mi?
That's debatable, but nicely put.
Bu tartışılır ama söz güzel.
- Yes, they are. - That's debatable. - No, it's not.
Yaşayan bir gemi, tamamıyla garip yabancı yaşam formlarıyla dolu.
- That's debatable.
Patron sen misin?
- It's debatable.
- Tartışmaya açık.
- That's debatable.
Bu tartışılır.
DEBATABLE.
Tartışılır.
- You're so Jughead, it's not even debatable.
- Aynı Rin Tin Tin gibisin, tartıştığına değmez!
- It's debatable. - I don't want to debate.
- Gereksiz lafı tartışmaya açık.
Debatable.
- Şüpheli.
Well, that's debatable.
- Orası biraz tartışılabilir
- Well, that's debatable.
- İşte, farklı yorumlara açık olmak budur.
We need a new science down there, and it's called quantum physics... and it is subject to a whole range of debatable hypotheses... thoughts, feelings, intuitions as to what the heck is really going on.
Orada, Kuantum Fiziği denilen yeni bir bilime ihtiyacımız vardır. Konusunu, gerçeğe dair bütün tartışılabilir varsayımlar düşünceler, duygular ve sezgiler oluşturur.
Debatable.
Tartışmaya açık.
Debatable, but we'll continue.
Tartışmaya açık. Ama devam edelim.
Debatable.
Tartışılır.
- That's debatable.
- Bu tartışılır. Peki.
- Well, that's debatable.
- İşte bu tartışılır.
It's called quantum physics, and it is subject to a whole range... of debatable hypotheses, thoughts, feelings, intuitions... as to what the heck is really going on.
Bunun adı kuantum fiziği, ve konusu geniş bir yelpazedeki tartışılabilir hipotezler, düşünceler, duygular, sezgiler... yani "ne halt olup bitiyor".
Whether The Lampoon's content qualifies as humor is debatable.
Lampoon'un içeriğindeki mizah tartışmaya açık bir konudur.
I find that highly debatable.
Dört aydır ev dediğin o deliktesin.
Anything in your body belongs to you. Once it's excised, the legal status is debatable.
Bedenine ait her şey senin ama senden alınınca kanuni statüsü tartışmalı.
Well, that's debatable.
Kuşkuluyum.
Is that debatable?
Bu tartışmaya açık mı?
Well, that's debatable.
Orası meçhul.
- This isn't even debatable.
- Hayır, içeri gelmiyorum.
So, what do Brutus, Judas, Benedict Arnold, Julius Rosenberg, Ethel Rosenberg that's debatable, and you have in common?
Brutus, Judas, Benedict Arnold,... Julius Rosenberg, Ethel Rosenberg,... Her ne kadar tartışılabilecek gibi olsa da seninle olan benzerlikleri nelerdir?
Debatable.
- Kaldırabilseydik, kaldırır mıydık?
Now, that's debatable.
Bu tartışılır.
- What's not debatable?
- Tartışılmaz olan nedir?