Demi перевод на турецкий
524 параллельный перевод
The Demi-Tasse Daddy.
Yerden bitme şey.
I told you to lose that race.
Sana yariºi kaybet demiºtim.
I told you not to take this horse out till I got the rest of my dough.
Paramin kalanini almadan bu ati diºari çikarmayin demiºtim.
- That's what they said about Pasteur.
- Pastör'e de böyle demiºlerdi.
Mrs. Custer, I'm bound by the seniority rule in making appointments.
Atamalarda kıdemi göz önüne almak zorundayım.
as hounds and greyhounds, mongrels, spaniels, curs, shoughs, water-rugs and demi-wolves are clept all by the name of dogs.
Zağarlar, tazılar, kurt, çakal bozmaları, çomarlar, finolar da köpek diye geçerler.
You wanted to reassure me, is that it?
Beni temin etmek istedin demi.
You said last night a candle was burning in the summerhouse.
Diin gece kuliibede yanan bir mum var demi § tin.
The Tour de Nesle?
- Tour de Nesle'demi?
A sleeve? 'Tis like a demi-cannon.
Tıpkı bir top namlusu.
Demi-tour à gauche!
90 derece sola!
Demi-tour en arrière!
Sıraya girin!
Demi-tour à gauche!
Sola dön!
As hounds and greyhounds, mongrels, spaniels, curs, shoughs water-rugs and demi-wolves are clept, all by the name of dogs.
Çomar, tazı, melez, spanyel, sokak iti, fino su köpeği, kurt kırması nasıI hep köpek diye anılıyorsa.
Pretty legs, eh, Baloc?
Bacaklar sütun gibi demi, Baloc?
Good for the catalogue suckers, huh?
Katalog budalaları için iyi, demi?
The bugger got bugged, huh?
Casus çuvalladı, demi?
- You don't want to get scratched.
- Buralarda çizilmek istemezsin demi? - Teşekkürler.
Well, we didn't get all of them, did we?
Biz onların hepsini öldürmedik, Demi?
Let us suppose to look on the bright side, we've only got to deal with... demi gods.
Birde iyi tarafından bakalım, sadece yarı Tanrılarla... ilgileneceğiz.
You are the only person who stands between Stransky and his Iron Cross and you could be called as a primary witness against him in the court of honor
Stransky ve onun Demi Haç'ı arasında duran tek kişi sensin. Askeri mahkemede ona karşı birincil tanık olarak çağrılabilirsin.
Right in the middle of the old demi-brassarts.
Kasıklarının tam ortasından.
Did you have leave coming up?
Emekliliğin yaklaşıyor demi?
I am demi-devil Yin Jiao Yau
Ben İblis yin jiao yau
Go see Demi Moore, Bob Stone, Somebody Malowinksi... and "Get lost, honey. You ain't what we're lookin'for."
Demi Moore, Bob Stone'u gör Malanovski diye biri... ve "Kaybol tatlım bizim aradığımız sen değilsin."
It's the first of the Demi-God series.
Demi-God serisinin ilki.
I've chafed for years at this demi-god.
Bu yarı-tanrıdan yıllarca çok çektim.
You all know what the old maid said to the cowpuncher, don't you?
Yaºli hizmetçi kadin kovboya ne demiº, biliyor musunuz?
- You hit my house already this evening?
- Yoksa bu akşam benim evimi demi vurdun?
Look, I'm sorry to disturb you folks, but are you the same William Freeman who reported missing a son, David Scott Freeman, on July 4, 1978?
Bak, Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm millet, ama William Freeman'ın rapor ettiği kayıp oğlu Davidd Scott Freeman'a benziyorsun, 4 Temmuz, 1978 demi?
You didn't have the courage to say that I came to Rome to dance tap on tv, right?
Gizlice Roma'ya gelip Tv de dans edeceğimi söyleyecek yürek yok demi bende, haklı mıyım?
Got stinking drunk before the show again?
Şov öncesi sarhoş olacak kadar içtin demi?
- Is marnie your girlfriend, too?
- Peki Marnie demi sevgilin?
We're going to start with half-boned chicken or poularde demi des Français.
Kemikleri kısmen çıkarılmış bir tavukla işe başlayacağız. Sonra onu demi des Français ile ovacağız.
Mr Graham, right?
Bay Graham, demi?
You have no Lynx Leg blood in you?
Lynx Leg ile kan bağın yok demi?
Well, you've heard of Dylan, right?
Peki, Dylan'ı duydun demi?
See what I'm saying?
Anlıyorsun demi?
There. That's fine, right?
Oldu demi?
Wow. Looks like a pretty fancy place, huh?
Baya şık bir yere benziyor demi?
Right?
Demi?
- You got to write me, too.
- Banada yazarsın, demi?
You'll be done soon, right?
İşin birazdan biter, demi?
This gonna look the same?
Aynısı olacak demi?
- Is this okay?
- Sorun yok demi?
That was a setup, right?
Oyundu, demi?
See what I mean?
Anladın demi?
The Duchess d'Antan has invited you too?
Düşes d'Antan seni demi davet etti?
- She has made love with Monsieur Liszt?
- Mösyö Liszt ile demi yatmış?
- More than the sun?
Güneşten demi fazla?
Has your father forgotten to teach you to walk on the street alongwith manners
Baban sana terbiyeyle beraber yolda nasıl yürüneceğini demi söylemeyi unuttu aptal.