Devious перевод на турецкий
499 параллельный перевод
We absolutely must fight, by any means necessary, the devious propaganda the Gaullists have begun.
Kesinlikle mücadele etmeliyiz, hem de her türlü yola başvurarak, Gaullcülerin sinsi propagandası başladı bile.
Its waters boil, and its quiet currents twist in new and devious ways.
Suları kaynar ve sessiz akıntıları yeni ve dolambaçlı yollarda kıvrılır.
And for such a devious kind of barrister, too.
Ve üçkağıtçı bir avukat için ilginç oluyor.
You're pretty devious yourself, don't you think?
Sen de kendine karşı üçkağıtçısın, değil mi?
They're devious.
Hepsi hilekâr.
You're very devious... i didn't mean... my god!
Çok üçkâğıtçısın! Ben aslında... Tanrım!
In addition to his brilliance as an entertainer, the jester Giacomo also happens to be the world's most skillful, devious, and subtle master of the art of assassination.
Parlak bir gösterici olmasına ek olarak, soytarı Giacomo suikast sanatının dünyadaki en becerikli, en hilekar ve kurnaz ustası olur.
A devious type, I'd rather say.
Söylemek zorundayım hilekar biriymiş.
- "Brad and Janie." Wives are devious.
"Brad ve Janie." Eşler çok şeytani oluyor.
I can't be devious.
Sinsilik edemem.
You know, there's only one thing more devious than a Philadelphia lawyer and that's an Irish lawyer.
Philadelphia'lı bir avukattan daha kurnaz olan bir tek şey vardır... İrlandalı bir avukat.
AND YOU, COLONEL CLEGG, ARE A DEVIOUS, MALICIOUS, TWO-FACED, TWO-TIM ING- -
Sen Albay Clegg güvenilmez, art niyetli, iki yüzlü, üç kağıtçı...
Number on e, if in d you A very devious sort, Number two,
Birincisi, bana göre çok düzenbaz bir tipsiniz.
AND IN MY SELF ISH, DEVIOUS WAY, I'M VERY MUCH IN LOVE WITH YOU.
Sana kendi bencil ve çapraşık tarzımla çok aşığım.
THEY MAKE IT CROOKED AND DEVIOUS. AND THEN TOO LATE,
Korkuyorlar çünkü keşfedilen her harika şeyi mahvediyorlar.
This is not only devious, it's unilateral.
Bu sadece aptalca değil, aynı zamanda saygısızca. Gözüm.
This is more devious.
Bu daha sinsice.
Not necessarily, I might turn out to be just as devious as the Bannings.
Banning'ler gibi içten pazarlıklı çıkabilirdim. Düşünebiliyor musunuz?
I detect ill, devious Becket here.
Bu hoşuma gitmiyor, Becket dolambaçlı yollar izliyor.
We are gathered here this evening, brothers and sisters to explore the devious paths of that demon : sin.
Kardeşlerim, bu akşam burada toplanmamızın sebebi şeytanın dolambaçlı yollarını anlamak. Bu yolların adı kısaca : Günah.
- Yes, she was very devious.
- Tamda şimdi?
Mr. Harper, I am surrounded by very devious people.
Bay Harper, etrafım güvenilmez insanlarla çevrili.
Very devious, you know.
Çok yanlış, biliyor musun.
Very devious.
Çok yanlış.
" I love all that's false, dishonest, fraudulent, devious, whatever gives caresses, gives pleasure and deadens.
" Yalanmış, sahteymiş, yanlışmış nasıl olursa olsun farketmez bana zevk verip egomu okşayan ne varsa seviyorum ayırmadan.
- Devious pole-cats!
Üç kağıtçı sansarlar!
If I'm so devious, why don't you go?
Bu kadar yanar dönersem, neden uzaklaşmıyorsun benden.
I despise devious people, don't you?
İki taraflı oynayanlardan hoşlanmam.
You must have a devious mind.
Şeytanca bir kafan olmalı.
But you are devious.
- Ama biraz sinsisiniz.
You see, our death wish was devious and deep.
Anlıyorsun ya, ölme dileğimiz çapraşık ve derindendi.
Why, you devious son-of-a-bitch!
Seni hilekar piç!
Sir Anthony, you're a devious man.
Sir Anthony, siz çok çılgın bir adamsınız.
You're a devious man. That's what they tell me.
Motoru durdurur musunuz?
Dirty, evil, scheming, devious bitch.
Pis, rezil, alçak... düzenbaz kaltak.
Nobody could accuse you of being devious.
Kimse seni dürüst olmamakla suçlayamaz.
Police now officially state that the new weapon of devious foreign manufacture, known as the splurge gun, is now being widely used by the mobster gangs.
Polisin yaptığı açıklamaya göre yabancı yapımı olan bu silahların çeteler tarafından yaygın olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Şimdi muhabirimiz Seymour Scoop'a bağlanıyoruz.
And God knows I admired your devious intellect.
Ve Tanrı senin dolambaçlı akıl hayran biliyor.
Isn't he wonderfully devious?
Harika bir üçkağıtçı değil mi?
Ng San Kwai has devious intentions ;
Ng San Kwai gizli işler çeviriyormuş :
The methods have become unbelievably devious.
Kaçakçılıkta akıl almaz yöntemlere başvuruluyor.
Very devious.
Katakulli dolu.
Very useful, it could conjure up devious ideas at times
Çok değerlidir, Kurnazca plan kurabilir!
" As we ask but time to drift... drift and note the devious ways of man.
İsteyerek sürüklenme zamanı. Sürüklenir ve insanın sapkın yollarını not eder.
No, Arthur is far too fine a person to be involved in something as devious as this.
Hayır, Arthur o ince kişiliğiyle bu kadar dalaverelerin içine giremez.
You're quite devious... despite your young age
Sana gelince, yaşına göre... oldukça küstahsın!
Such man is really devious
Onlar aşırı kötüler
Qing Qing, I was young at that time... and my family is devious I don't like them
Qing Qing, o zamanlar çok gençtim... ve ailem çok zalimdi onları sevmiyordum!
Yi, you are so devious
Yi, seni hain!
Devious?
- Sinsi mi?
Well, I didn't call, actually, because I'm a devious man... and I wanted to talk to you.
Sen ne...