Dilemma перевод на турецкий
850 параллельный перевод
Quite a dilemma.
Büyük bir ikilem.
For the meticulous care with which you have executed your finely formulated machinations in extricating us from this devastating dilemma.
Bizi bu yıkıcı ikilemden kurtarmak için öyle titiz bir entrika hazırlamayılız ki,.. .. kılı kırk yararcasına olmalı.
You are a very alert young couple... but it's quite useless for you to think of a way out of your dilemma.
Siz çok uyanık bir çiftsiniz... ama ikileminizden kurtulma yolları aramaya çalışmanız boşuna.
A moral dilemma.
Gerçekten zor bir karar.
Obviously, between the two of us, onjanuary15th, there was something a bit... It presents a real moral dilemma.
Belli ki, ikimizin arasında 15 Ocak'ta biraz bir ahlâki ikilemi meydana çıkaran bir şey var.
Yes, all the more so as I'm faced with a similar moral dilemma.
Evet, artık bir şekilde, benzer ahlâki ikilemle karşı karşıyayım.
Here's to you, my hothead... so eager to solve at a blow the dilemma of living.
kapım sana herzaman açık, başımın üstünde yerin var... yaşamın ikilemini bir solukta çözmeye çok heveslisin.
A real dilemma.
Gerçekten de karışık bir durum.
What a dilemma.
Zor bir durumdu.
Locked in a sub-electronic dilemma between my direct orders... ... and his basic inhibitions against harming rational beings.
Benim emirlerimle kendisinin rasyonel varlıklara zarar verme yasağı arasında alt-elektronik çelişkide kaldı.
Third row and lovely dilemma.
Third Row ve Lovely Dilemma geliyor.
The Wallaces eventually recovered Mrs. Tait's body, but this only led to another dilemma.
Wallace'lar sonunda Bayan Tait'in cesedini geri aldılar, fakat bu bir başka ikileme yol açtı.
But you seem to be caught in a classic dilemma for which no remedy has yet been discovered.
Fakat sen klasik bir ikileme yakalanmış görünüyorsun. Bunun için hiçbir ilaç henüz keşfedilmedi.
You see the dilemma, gentlemen.
Durumu görüyorsunuz, baylar.
It is the dilemma of our times.
Bu zamanımızın ikilemidir.
It is a dilemma that rests with you.
Sizin içinizde bulunan bir ikilemdir.
Yes, a distinctly elegant way of escaping this dilemma
Evet, içinde bulunduğum ikilemden kaçmanın en kolay yolunu seçmiştim. "
I believe, Sir Arthur, that you are the architect of our dilemma.
İnanıyorum ki Sir Arthur,... bu ikilemin mimarı sizsiniz.
Think instead of the responsibility of a politician faced with this dilemma.
Bunun yerine, bu çelişki ile.. .. yüzleşen bir politikacının sorumluluğu ile düşün.
I hope to have a solution to such a dilemma.
Sanırım bu ikileme bir çözümüm var.
Do you know what a dilemma is?
İkilem nedir, biliyor musun?
A dilemma.
İkilem...
That is a dilemma.
Kaide budur.
Remember our play for the renovation fund, The Lodger's Dilemma?
Vakıf için oynadığımız Pansiyoner'in İkilemi'ni hatırladınız mı?
But there is a dilemma... so is Hans, so is Cedric Page.
Ama bir çelişki var, Hans da öyle, Cedric Page de öyle.
What a dilemma!
nasıl bir ikilem!
Must have been a dilemma.
Bu bir açmaz herhalde.
Charles, do you realize what a dilemma this is?
Cahrles, bunun nasıl bir ikilem olduğunu farkettin mi?
So here, my dear, was the dilemma.
İşte bu canım, tam ikilemdi.
- Consider their dilemma.
- İçinde bulundukları ikilemi düşünün.
- out of our current dilemma.
Şu anki ikilemimiz hariç.
There is no dilemma for me here.
Benim açımdan hiçbir ikilem yok bunda.
But the targets we were given were often Belgium, Holland or France. And that was really a cruel dilemma.
Lorraine hava filosu birliğinin uçakları çok geniş bir hareket alanına sahip değildi.
You understand my dilemma.
İkilemimi anlıyorsundur.
I say it's a false dilemma.
Bunun sahte bir ikilem olduğunu söylüyorum.
I tell you something else, I understand your dilemma.
- Beyin denen şey sen de yok da ondan!
I better talk to her and explain my dilemma.
Onunla konuşup, problemi açıklasam iyi olacak.
The cruel dilemma began.
Zor ikilem başladı.
It's always been the Polish dilemma and the Polish tragedy -
Bu her zaman için Lehlerin bir ikilemi ve trajedisi olmuştur.
The world's most civilized countries... are on the horns of a dilemma
Dünyadaki bir çok uygar ülke... Bir ikilemin içerisinde.
The hero. In a dilemma, like his author.
Ne yapacağını bilmiyordu, yazarı gibi.
What a dilemma for these lovebirds to face!
Bu aşk kuşlarının yüzleşeceği ne ikilem ama.
But how are you going to find a way out of your present dilemma?
Aklınıza bir çözüm geliyor mu?
Or we could go on walking, and, uh, I could lecture you... on the real dilemma of modern art.
Ya da birlikte yürüyebiliriz ve sana modern sanatın... sorunları üstüne nutuk çekerim.
- # He's the Wizard # - # Just take your dilemma, child # # And lay it on the Wizard #
- # O, büyücü # - # Sadece, sorununu götür, yavrucuğum # # ve onu Büyücü'ye ver #
And there lies our eternal dilemma
İşte burada sonsuz ikilemimiz yatıyor.
I admit that I have this dilemma.
Bu ikilemi yaşadığımı kabul ediyorum.
It's really a sort of moral dilemma.
Ahlaki bir çıkmazdayız diyelim.
The fact is I am fully aware of Eric's dilemma.
Eric'in ikilemini çok iyi anlıyorum.
It makes my dilemma seem even more heroic.
Müşkül durumumu daha da destansı yapıyor.
Dilemma?
Müşkül durum mu?