Dingo перевод на турецкий
229 параллельный перевод
I just saw Dingo Brion riding into town, looking meaner than ever.
Dingo Brion'ı kasabaya girerken gördüm. Her zamankinden haşin görünüyordu.
Dingo Brion.
Dingo Brion.
- Dingo Brion.
- Dingo Brion.
Dingo!
Dingo!
Doc, the marshal just killed Dingo.
Doktor, şerif az önce Dingo'yu öldürdü.
Also, take up a collection to bury Dingo.
Dingo'nun cenazesi için de para topla.
I brought over what worldly effects Dingo Brion had on him.
Dingo Brion'un üzerindeki eşyalarını getirdim.
Dingo never had six-bits to jingle in his pocket his whole miserable life.
Dingo'nun, sefil hayatı boyunca cebinde beş kuruşu olmadı.
I sent out word to Dingo's wife and brother.
Dingo'nun karısına ve erkek kardeşine haber gönderdim.
Don't you think I know Dingo was a married man, had three kids?
Dingo'nun evli ve üç çocuk babası olduğunu bilmiyor muyum?
It's Dooley Brion and Dingo's widow.
Dooley Brion ve Dingo'nun dul karısı geldi.
Did you come here to make trouble like Dingo?
Dingo gibi bela çıkarmaya mı geldin?
Dooley, what happened was Dingo's own fault.
Dooley, olanlar Dingo'nun suçuydu.
Let's get Dingo and go back to the ranch.
Dingo'yu alıp çiftliğe dönelim.
This money was Dingo's.
Bu para Dingo'nundu.
I know Dingo was no good. He was never no good.
Dingo'nun iyi biri olmadığını biliyorum.
It ain't Dingo and it sure ain't me folks should feel sorry for.
Üzülmeniz gereken, Dingo ve ben değilim.
At least Dingo's at peace.
En azından Dingo huzura kavuştu.
You know Dingo never earned $ 100 in his whole life.
Dingo'nun, hayatı boyunca 100 dolar kazanmadığını biliyorsun.
Doc, give these to Cody Clark to put with Dingo's funeral collection.
Doktor, bunu Cody Clark'a ver. Dingo'nun cenazesi için kullanılsın.
I took the collection money out to Dingo's wife like you asked, Calem.
İstediğin gibi, topladığımız parayı Dingo'nun karısına götürdüm Calem.
I thought maybe with Dingo Brion gone, it'd be over.
Dingo Brion öldükten sonra her şey sona erer sanıyordum.
Dingo, and now Dooley.
Önce Dingo, şimdi de Dooley.
Dingo was no good, but Dooley... there ain't really nothing bad or mean about him.
Dingo iyi biri değildi ama Dooley... Onun içinde hiçbir kötülük yoktur.
I said yesterday it wasn't Dingo I was sorry for, it was you.
Dün, Dingo için değil, sizin için üzüldüğümü söylemiştim.
It's for the sake of Dingo's widow.
Dingo'nun dul eşinin hatırına.
I hear from behind the door... when you give Dingo Brion five pieces of gold to kill Ware... and I think you do same thing for me.
Kapının arkasından Ware'i öldürmesi için Brion'a altın verdiğinizi duydum. Bana da verirsiniz diye düşündüm.
Get that bloody dingo out of here.
Şu salak köpeği çekin oradan.
No. I am Zoot's identical twin sister Dingo.
Yo ben zoot'un ikiz kızkardeşi Dingo'yum.
A dingo.
Dingo!
It doesn't matter a pair of fetid dingos'kidneys what you do.
Yaptıklarınızın, Dingo'nun sidik kokulu böbreği kadar bile önemi yok.
I offered to take her for a Coke, and she told me to go to hell.
Bir kola için Dingo'ya gitmeyi teklif ettim ama bana canın cehenneme dedi.
Yeah, a dingo.
Evet, bir dingo.
Hey, there's a dingo.
Hey, bu bir dingo.
There's a dingo in the tent.
Çadırda bir dingo var.
Dingo's got the baby!
Dingo bebeği aldı!
The dingo's got my baby!
Dingo bebeğimi aldı!
The dingo's taken my baby.
Dingo bebeğimi aldı. Fenere ihtiyacım var.
- The dingo's taken the baby.
- Bebeği dingo aldı.
- Has the dingo got your baby?
- Dingo bebeğinizi mi aldı?
The dingo can't have our bubby in its tummy, Mummy.
Dingo Bubby'mizi midesine indiremez anne.
I'm just praying that Jesus will keep the dingo's mouth shut, like he did for Daniel in the lions'den, and he won't let him eat our bubby.
Daniel için aslanınkini tuttuğu gibi dingonun ağzını kapalı tutması ve Bubby'mizi yemesine izin vermemesi için İsa'ya dua ediyorum.
It was a dingo, Michael.
O bir dingoydu Michael.
Not a big yellow dog. A dingo.
Büyük sarı bir köpek değildi, dingoydu.
The dingo's got my baby. "
Dingo bebeğimi aldı. "
A dingo!
Dingo mu?
I can't believe how the dingo can have taken the baby and it's never been found.
Bir dingonun bebeği nasıl alabildiğine ve asla bulunamadığına inanamıyorum.
- That's the dingo that took bubby.
- Bu Bubby'i alan dingo.
- Where did the dingo take bubby?
- Dingo Bubby'i nereye götürdü?
- The dingo took bubby shopping.
- Dingo Bubby'i alışverişe götürdü.
A dingo couldn't get halfway up the hill without taking a breather.
Dingo mola vermeden tepenin yarısına kadar gidemezdi.