Disasters перевод на турецкий
488 параллельный перевод
We can no longer overlook what those foolish humans are doing, repeating their pointless wars over and over, blindly triggering disasters.
Artık o aptal insanların yaptıklarına göz yumamayız. Anlamsız savaşlarını devamlı tekrar etmelerine, körü körüne felaketleri tetiklemelerine...
I'm convinced that these disasters are only a prelude, a smoke screen, to cover up a more diabolic plan, and I intend to find out what that plan is.
Bana kalırsa bu felaketler sadece birer başlangıç, bir aldatmaca, daha şeytani bir planı gizleme amacı ve benim niyetim de o planın ne olduğunu bulmak.
Have you observed that a highly secret military plan is thwarted by each of these disasters?
Her saldırı ve felaketin çok gizli bir askeri planı bozduğunu sen de farkettin mi? ?
In her mind it's tied up with all the disasters that have befallen Hurlstone.
Kafasında Hurlstone'un bütün başına gelenleri buna bağladı.
Year afteryear, it's been nothing but disasters.
Yıllardır felaketlerden başka bir şey olmuyor.
His ardor and daring inflicted grievous disasters upon us... but he deserves the salute which I made him... in the House of Commons in January 1942.
Onun şevki ve cesareti bize büyük facialar ve üzüntüler yaşatsa da... Ocak 1942'de Avam Kamarası'nda yaptığım konuşmadaki gibi... selamlanmayı hakediyor...
Or are you willing to pay only for storm warnings of disasters you can do nothing about?
Yoksa elinizden hiçbir şeyin gelmeyeceği fırtına uyarılarına ve felaket haberlerine mi para vermeyi yeğlersiniz?
Maladjustment, near-idiocy, and a series of low-comedy disasters, that's what youth is.
Uyumsuzluk, neredeyse delilik ve bir dizi trajikomik felaket.
Which it was mostly a problem of deals not just a question of natural disasters.
Sadece doğal felaketlerin sebep olmadığı bir yoksulluk için.
But these recent disasters... of theShenandoah... and the planes of the army of the Mexican flight... are outside the range of normal accidents.
Ama bu yeni felaketler... Shenandoah zeplini... ve Meksika'da düşen 6 uçak... normal düzeydeki kazalardan çok farklılar.
His tortured mind wondering if they call the memory of past triumphs or wail foreboding of disasters yet to come or whether the desert's hot breath has melted his reason into madness.
Örselenen zihni, seslerin geçmiş zaferlerini mi andığını, yoksa gelecek felaketleri mi düşündüğünü... ya da çöl rüzgarının mı kendisini delirttiğini merak etti durdu.
" The decision whether to preserve humanity from the disasters of war
"İnsanlığı savaş felaketinden koruma kararı,"
There is no end to the disasters the British can bring down on Frederico.
İngilizlerin Federico'nun başına açacağı felaketlerin sonu yok.
Some ignorant people believe... those disasters were warnings from the gods... not to change our ancient ways but to remain as before.
Bazı cahil insanlar bu felaketlerin, eski geleneklerin değiştirilmeden önceden olduğu gibi kalması için tanrıların uyarıları olduğuna inanıyor.
Computer models that successfully explain the climates of other planets predict the deaths of forests parched croplands, the flooding of coastal cities environmental refugees widespread disasters in the next century unless we change our ways.
Diğer gezegenlerin iklimlerini başarıyla açıklayan bilgisayar modelleri gelecek yüzyıl için, orman ölümleri çölleşmiş tarlalar, kıyı şehirlerinde sel baskınları çevresel mülteciler her tarafa yayılmış felaketler öngörüyor yaklaşımımızı değiştirmediğimiz sürece.
And they've all been unqualified disasters.
Hepsi de çok beceriksizdi.
- Let's just say I'm attracted to disasters.
- Felaketlerden kaçındığımı söyleyebilirim.
Or for the people whom you admire, or the policies... or the disasters which your kind have brought down on the rest of us!
Aynı şey takdir ettiğin kişiler ve siyasetleri için de geçerli. Sizin gibilerin başımıza açtığı felaketleri de düşünecek olursak!
if only the weather would co-operate, and keep the bounty of the soil from all kinds of disasters.
Havalar biraz yardım etse, ve toprağın bereketini türlü felaketlerden korusa.
In Greek mythology, the god of the seas, storms, tempests earthquakes and other miscellaneous natural disasters.
Yunan mitolojisinde, denizlerin, fırtınaların depremlerin ve öteki çeşitli doğal felaketlerin tanrısı.
One more time he was ironic, therefore the debate was on the Norway, e the Norway is a series of disasters, of which, even so it could not to have had guilt, perhaps therefore they were inevitable, e I believe that it had been, it was directly responsible, while minister of the Navy.
Donanma kendi emrinde olduğu için yine de sorumlu sayılsa da, Norveç operasyonu ve neticesindeki hezimetten dolayı suçlanmaması görüşü hakimdi.
Mankind will be engulfed in great disasters :
İnsanlık büyük felaketlerin girdabında :
For the Germans, Falaise was one of the worst disasters since Stalingrad.
Almanlar açısından Falaise, Stalingrad'dan sonraki en büyük yenilgiydi.
Still more disasters were come close.
Felaketlerin ardı arkası hâlâ kesilmemişti.
... Republic sensed the truth that democratic government has innate capacity to protect its people against disasters once considered inevitable, to solve problems once considered unsolvable.
... Cumhuriyet, demokratik hükümetin felaketlere karşı insanları korumak için doğuştan gelen bir kapasiteye sahip olduğu gerçeğini algılamıştır. Sorunların çözümünün olmadığı düşüncesinden, sorunların çözülmesinin kaçınılmaz olduğu düşüncesine...
You and I are both old men and we've seen these disasters come and go.
İkimiz de bu tür olayları yaşadık.
Find some disasters, then my life might get better.
Birkaç felaket bulsan, yaşantım belki daha iyiye gider.
His stars speak of disasters.
Yıldızları felaketlerden söz ediyor.
Whoa, disasters on the left
Facia sol tarafta
My intuition tells me the treasure is the source of disasters I think the 5 senior schoolmates of yours... are trying to look for it
Sezgilerime göre.... hazine tam bir felaket kaynağıdır... sanırım o 5'li de....... o hazinenin peşinde!
If he believed he was involved in disasters he may have convinced someone else too.
Facialarla ilişkili olduğuna inanmışsa başkalarını da inandırması muhtemel...
He seems fixated on disasters.
Facialara saplantılı görünüyor.
Could any of the other incidents Morlar felt responsible for be called disasters?
Morlar'ın kendini sorumlu hissettiği ve facia olarak adlandırılabilecek başka kazalar da var mı?
Sometimes when I'm alone at night,... I've thought I've created all the world's disasters,... but it's not true.
Bazen, geceleri yalnızken düşünüyorum da dünyadaki bütün faciaları ben yaratıyorum. Ama bu doğru değil.
There are natural disasters in Xin Xi... and thousands are starved to death
Xin Xi'de bir doğal afet olmuş ve binlerce kişi açlıktan ölecek duruma gelmiş!
Brother, the gold is meant for victims of disasters
Kardeşim, altın afetzedeler içinmiş!
A series of disasters.
Bir dizi felaket.
I don't like natural disasters.
Doğal afetleri sevmiyorum.
Fame and riches bring disasters to many
Şan ve servet herkesin huyunu bozuyor!
I'll take air shuttle disasters for 40.
40 puanlık mekik felaketi sorusunu alıyorum.
Sometimes at the height of our reveries, when our joy is at its zenith... when all is most right with the world... the most unthinkable disasters descend upon us.
Bazen, mutluluğun doruklarında en tatlı hayallere dalmışken ve her şey tam tıkırında giderken en akla gelmez felaketler üzerimize çöküverir.
- The Navy ordered 20 of those disasters.
- Donanma 20 tane sipariş etti.
That lingers in Devil's Turf and masterminds all disasters on earth
Devamlı sınır kapısına saldırıyorlar.... ve hain planları ile dünyayı cehenneme çeviriyorlar
The idea is to create a linked series of disasters.
Kişisel rekorum altılık bir kırık. Bir dizi felaket istiyoruz.
He is pre-destined to go through 2 near-death disasters before he's resurrected
Kaderine göre... iyileşmeden evvel... ölüme çok yaklaşacakmış!
As stars with trains of fire and dews of blood disasters in the sun, and the moist star upon whose influence Neptune's empire stands...
"Ateşin kervanıyla parıldayan yıldızlar... kanımın hakkı... " güneşteki felaket...
They got immigration records, census reports, and they got official accounts of all the wars and plane crashes... and volcano eruptions and earthquakes and fires and floods... and all the other disasters that interrupted the flow of things... in the good old U.S. Of A.
Nüfus ve göç raporları... Tüm savaşların resmi kayıtları, Tüm uçak kazası raporları... Ve volkanik patlamalar, depremler, yangılar, sellere ait raporlar...
You can not imagine what disasters will be fall upon us if it goes on like this by herself.
- Böyle giderse, başımıza gelecek felaketleri düşünemiyorsunuz galiba. - Yo, zaten çocuk bu hale kendi kendine gelmedi.
Julie leaves Jimmy marries you now he's worth millions an... your gonna be broke see I think it was a it was a series of disasters was the end of the last season including my... marriage
Geçen sezonun sonunda, dünyanın dört bir yanına dağılmıştık. - Güya bu yaz muhteşem olacaktı. - Evet, hepsi bir hayal oldu.
God thought it would be a good idea if I tested Job's faith... with a few diseases and disasters. That's right.
Evet.
Disasters. And I'm too selfish.
İkisi de felaket!