Do you want to die перевод на турецкий
664 параллельный перевод
Do you want to die and be reunited with Hee Joo?
Ölüp Hee Joo'yla görüşmek mi istiyorsun?
Why do you want to die?
Neden ölmek istiyorsun?
- Do you want to die?
- Birşeyin farkında değilsin.
- Do you want to die?
- Ölmek mi istiyorsun?
Why do you want to die?
Neden? Ölmek mi istiyorsun?
Do you want to die?
Ölmek mi istiyorsun?
Do you want to die chasing a mirage?
Bir serabın peşinden koşarken ölmek mi istiyorsun?
How do you want to die?
Nasıl ölmek istiyorsun?
- Why do you want to die?
- Neden ölmek istiyorsun?
WHY DO YOU WANT TO DIE?
Neden ölmek istiyorsun?
Do you want to die standing up or sitting down?
Ayakta mı yoksa oturarak mı ölmek istersin?
Do you want fire or do you want to die in the cold?
Ateş mi istiyorsunuz soğuktan ölmek mi?
What do you want to die for, Uncle?
Ne uğruna ölmek istiyorsun, tefeci?
Do you want to die?
Olmek mi istiyorsun?
Do you want to die of thirst?
Hayatına susuzluktan ölerek mi son vermek istiyorsun?
Do you want to die in vain?
Sen boş yere ölmek mi istiyorsun?
Masao, do you want to die?
Masao, ölmek ister misin?
Do you want to die, boss?
Ölmek mi istiyorsun, patron?
Why do you want to die, Grandfather?
Neden öImek istiyorsun, büyükbaba?
- Do you want to die?
- Ölmek mi istiyorsun? - Hayır.
Do you want to die!
Canına mı susadın?
"Do you want to die?"
- Ölümüne mi susadın? Ölümüne mi susadın?
You, do you want to see me die today?
Şuracıkta yığılıp kalmamı mı görmek istiyorsun?
Do you all want to die?
Ölmek mi istiyorsunuz?
"Do you want Mr.Windegger to die?"
" Bay Windegger ve nişanlısı Bayan Friede'nin...
Do you want your father and sisters to die of grief?
Babanın ve kız kardeşlerinin üzüntüden ölmesini mi istiyorsun?
Before I die, I want to live just one day like you do.
Ölmeden önce, bir gün olsun senin gibi yaşamak istiyorum.
Do you want Wataru, your aunt, and even yourself to die?
Wataru'nun, halanın, hatta kendinin de ölmesini mi istiyorsun?
Do you want us all to die here?
Hepimizin burada ölmesini mi istiyorsun?
- Yet you do not want to die.
- Ama yine de ölmek istemiyorsun. - Hayır, istiyorum.
- You don't want him to die, do you?
- Ölmesini istemiyorsun, değil mi?
Do you want me to die with you?
Seninle ölmemi ister misin?
- You don't want to die, do you?
- Ölmek istemiyorsun, değil mi?
You don't want to die now, do you?
Şimdi ölmek istemiyorsun, değil mi?
Now, you don't want him to die, do you?
Ölmesini istemezsin, değil mi?
What the hell do you want me to do, just roll over and die?
Ne yapmamı istiyorsun peki, düşüp öleyim mi?
Do you want him to die?
Onun ölmesini istiyor musun?
But what the hell you want to do, die young?
Ne halt ediyorsun, genç yaşta ölmek mi istiyorsun?
Do you want me to die?
Bunu bana neden yaptın?
Do you want me to help you die?
Sana yardım etmemi ister misin?
I want you to have a heart attack and die so we never have to do this again.
Kalp krizinden öl ki moda gösterisi yapmaktan kurtulalım diye.
Do you really want to die?
Cidden ölmek mi istiyorsun?
Hua Mu Juet, do you really want to die by laughing?
hua mu juet, gerçekten ölmek mi istiyorsun?
You don't want to die, do you?
Ölmek istiyor musun peki?
Do you know what I want to do when I die? I want to get cremated, man.
Ölünce ne yapmak istiyorum, biliyor musun?
You don't want to die, do you?
Ölmek istemiyorsun, değil mi?
Do you want me to let her die in agony?
Onun acılar içinde ölmesini mi istiyorsunuz?
Do you want to see him before you die?
Ölmeden önce onu görmek ister misin?
I don't want you to die here... because if you die here, that'll mean I have to do all of that paperwork.
Burada ölmeni istemiyorum, çünkü kağıt işleri bana kalır.
Do you want me to wait, until you die?
Sayılı günü kalmış Öldükten sonra mı öğretecen?
I mean, if you've got to die... I want to do it in the ring, it's more exciting.
Demek istediğim, eğer öleceksem bunun arenada olmasını isterim, daha heyecanlı.