Doctrine перевод на турецкий
309 параллельный перевод
There lived an Emperor around the middle of our history whose faith in the doctrine of Buddha made him very benevolent to his subjects.
Tarihin ortalarında bir İmparator yaşardı. Onun kaderi Buda öğretileriyle onu işlerinde çok cömert bir insan yaptı.
It's his doctrine :
Onun felsefesi budur :
One in hope and doctrine
# Ümitte de tek, akide de tek...
A rebellious, insufferable doctrine.
İsyankar, katlanılmaz bir öğreti.
His doctrine : neutrality.
Onun fikri de tarafız kalmaktan yanaydı.
Their doctrine of love is that true love is only thinkable with a union of heart and mind.
Onların aşk görüşlerinde zihnin ve kalbin birlikte olması zorunludur.
"I ofer no doctrine, " I refuse to give advice " and I shy away from discussions.
" Size doktrin önermiyorum, öğüt vermeyi reddediyorum ve tartışmadan kaçınıyorum.
- Yes, but we are scientists we don't have the right to interfere in people's dreams for whatever doctrine!
Öyle ama bizler bilim insanlarıyız. İnsanların rüyalarına müdahale etmek meslek etiğimize uymaz.
The Americans... who've dropped more bombs on a tiny country than during the World War and are wrong in their doctrine,
Evet, Amerikalılar. Ufacık bir ülkeye son dünya savaşında atılandan daha çok bomba yağdıran ve Asya'nın Amerika'ya ait olduğu gibi yanlış bir doktrini savunan Amerikalılar.
Our doctrine is the right one, and soon we will proclaim it publicly to all.
Bizim öğretimiz hak yoldur ve pek yakında alenen halka tebliğ edilecektir.
I know everything that goes on in this holy place... and I also know that you persist in denying... the true doctrine of Grace.
Bu kutsal mekanda neler döndüğünü biliyorum. Ayrıca, gerçek "Lütuf Öğretisi" ni inkar etmeyi sürdürdüğünüzü de biliyorum.
It will be one gigantic geographical piece in the puzzle, with one single political and economical doctrine, stretching to the very tip of Europe, the very tip of which is France.
Yapbozda tek bir siyasi ve ekonomik öğretisi olan Avrupa'nın en uç noktasına kadar uzanan ki bu uç nokta Fransa olan devasa bir coğrafik parça olacak.
We shall open enemy doctrine. acts of personnel terrorism.
Bireysel terörizm eylemlerine karşı Leninist ilkeleri takip ediyoruz.
The nazistas had nailed the doctrine of the community of the people, of if learning to be German ones with the others.
Naziler, propagandalarında toplumsal dayanışma ruhunu ön plana çıkarıyorlardı.
What is this doctrine you and your disciples are spreading through Judea?
Judea'da senin ve havarilerinin yaydığı bu doktrin, nedir?
I, I find nothing in his doctrine which denies the basic principles of our faith.
İnancımıza karşı gelen hiç bir şey duymadım.
To attain these levels, each cult has its own doctrine of laws that must be followed.
Bu seviyelere gelebilmek için, her tarikat kendine has kurallara sahiptir.
In one of them, entitled "Against Fate," a three-pronged test for every doctrine is proposed.
İçlerinden "Kadere Karşı" isimli bir tanesinde her doktrine yöneltilmiş üç başlı bir sınama öneriliyor.
So a crisis in doctrine occurred when they discovered that the square root of two was irrational.
Bu yüzden karekök iki'nin irrasyonel olduğunu keşfettiklerinde öğretilerinde bir kriz meydana geldi.
We have quite a store of wisdom and doctrine for coping with it.
Bunun üstesinden gelmek için sağlam bir öğretimiz ve bilgeliğimiz var.
Cambodia is the Nixon doctrine in its purest form.
Kamboçya, en saf halinde bir Nixon öğretisi olacak.
Yes, there is a French radical group that teaches that doctrine.
Evet, bu doktrini öğreten radikal Fransız bir grup var.
Your Eminence, it was the doctrine of the early Christians.
Sayın Kardinal, bu ilk Hıristiyanlara ait bir doktrindir.
You know the doctrine that, in the eyes of the church, we can do penance for others.
Doktrini biliyorsunuz. Kilisenin bakış açısını demek istiyorum.
One traditional doctrine insists, "Spare the rod, spoil the child," suggesting a punitive approach.
Geleneksel bir öğreti, "kızını dövmeyen, dizini döver" diyerek, cezalandırıcı yaklaşımı savunuyor.
You doctrine, that knowledge is simply recollection,
Bilginin tamamen bellek olduğunu öğretiyorsunuz.
But I see Plato's reincarnation doctrine as what's called a myth.
Ama ben Eflatun'un öğretisini bir efsane olarak görüyorum.
so styles tend to, not only separate man because they have their own doctrines and the doctrine became the gospel truth that you cannot change!
Yani stiller, sadece insanları ayırmakla kalmaz. Çünkü onların kendi doktrinleri vardır ve doktrinler, değiştirilemez gerçekler haline gelir, biliyorsunuz...
- You are aware that that is contrary to doctrine in this matter?
Bu durumun prensiplere aykırı olduğunun farkında mısın?
And as chaplain, you'd have to support this doctrine.
Ve bir üye olarak, sizin bu prensibi desteklemeniz gerek.
Who can tell me about the Founding Fathers and their doctrine?
Anayasamızı hazırlayanları ve onların öğretilerini kim anlatmak ister?
As a result of this, President Monroe put forth the eponymous - meaning "named after oneself" - Monroe Doctrine, which, in one sense, established the US as a local peacekeeper
Başkan Monroe bunun sonucunda kendi adını verdiği... Monroe Doktrini'ni öne sürdü ve,... Amerika'yı bölgenin barışından sorumlu ülke ilan etti.
Daria, can you concisely and unemotionally sum up for us the doctrine of Mainfest Destiny?
Daria "Aşikar Kader" öğretisinin ne olduğunu bize kesin olarak ve duygularını katmadan açıklayabilir misin?
Filled with the rage over his daughter's murder instilled with the religious doctrine that anyone who takes an innocent life must forfeit his life.
Kızının öldürülüşünün öfkesiyle dolu bir masumun hayatını alan yaşam hakkını kaybeder diyen dini doktrinle telkin edilmiş.
By challenging Doctrine you're suggesting that everything we believe about ourselves, our history, our ancient and rightful claim over this region of space, the authority of this Ministry itself... is a lie.
Önerdiğiniz şey, bu güne kadar inandığımız herşeye kendimize, tarihimize ve uzayın bu bölgesinin eski ve doğru iddiamıza ve Bakanlığın kendisinin otoritesini... yalancı çıkarmıyor mu?
Heresy against Doctrine.
Aykırı sapkın öğreti nedeniyle.
Our true origins on Earth lost over the eons, replaced by Doctrine... the myth that we were the first race.
Ezelden beri, gerçek kökenimiz Dünya, Doktrindeki gibi ilk ırk biz değiliz.
I'm being charged with heresy against Doctrine.
Doktrine karşı sapkınca karşı gelmekten suçlanıyorum.
You have no rights under Doctrine.
Doktrin altında, hiçbir hakkınız yok.
Professor Forra Gegen, you are accused of heresy against Doctrine.
Profesör Forra Gegen, Doktrin'e sapkınca karşı gelme suçunu işlediniz.
Three months ago, you circulated a study criticizing what you called "resistance to truth" - - once again, disputing Doctrine.
Üç ay önce, üzerinde çalıştığını konu ile "gerçeklerin direnişi" adını verdiğiniz, Doktrin'i bozma girişiminde bulundunuz.
I apologize if I wrote anything that offended the elders, but I never even mentioned the word "doctrine."
Eskileri gücendirecek bir şeyler yazdıysam, özür dilerim, ama asla, "doktrinden" bahsetmedim.
I'm not concerned at all with Doctrine!
Bütün bunları yaparken, Doktrin ile ilgilenmiyordum.
I will not deny 20 million years of history and Doctrine just because one insignificant saurian has a theory.
Önemsiz bir kertenkelenin teorisi var diye, 20 milyon yıllık tarihi ve doktrini reddetmeyeceğim.
An incredible achievement, and yet, your ancient Doctrine predicted terrible disasters if it were even attempted.
İnanılmaz bir gelişme, ve henüz sizi o eski doktrininiz girişimde bulunulmuş olsa bile felaketleri önceden bilebilirdi.
They succeeded, and your society entered a new chapter of exploration and your Doctrine was changed accordingly.
Onlar başarılı oldular, ve toplumunuz araştırmaların yeni bir bölümüne girdi ve Doktrininiz bu yüzden değişime uğradı.
Gegen, you are guilty of heresy against Doctrine and will be placed on a detention colony.
Gegen, Doktrin'e karşı sapkınlıkta olmak suçundan hapishane kolonisine gönderileceksin.
Those goons are orphan remnants of the post-perestroika Soviet secret police who twisted the well-intentioned, original Marxist-Leninist doctrine using state security, which was corrupted by Beria in the'30s.
Perestroyka sonrası Sovyet gizli polis teşkilatından arta kalan bu adamlar... aslında iyi niyetli olan gerçek Marksist Leninist doktrini tersyüz etti. Beria'nın 1930'larda yozlaştırdığı devlet güvenliği bahanesini kullandılar.
The anti-communism of the Truman Doctrine did just that.
Trumanın doktrine göre anti komünizim öyle oldu.
With the Truman Doctrine in place as well, they don't really want to help us.
Truman Doktrinine göre bir yerde onlar gerçekten bize yardım etmek istemiyorlar.
" Pope Pius XII was very concerned about the Communist Party not so much about their politics, he was concerned about their doctrine
" Pope Pius XII komünist partisi için çok endişelenmişti fakat onların siyaset hakkında değil, onların doktrin konusunda endişelenmişti