Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Don't give me that

Don't give me that перевод на турецкий

1,627 параллельный перевод
Oh, don't give me that look.
Bana öyle bakma.
- Hey, don't give me that.
- Hey, bana vermeyin.
Don't give me that look.
Bana bakma.
Don't give me that.
Yapma. Bahane uydurma bana.
Hey, don't give me that look.
Bana öyle bakmasana.
Don't give me that patronizing look.
Bana o küçümseyici bakışı atma.
Then, Matt, why don't you show Adrian your CD collection... and that'll give me and Ava time... to make something that we can all eat together.
O zaman Adrian'a CD'lerini göstersene Matt. Biz de Ava'yla, hep birlikte yiyebileceğimiz... birşeyler hazırlarız.
I deserve whatever you have to say to me but I don't want her scared so... can you give me that?
Bana söyleyeceğin her şeyi hak ediyorum. Ama korkmasını istemiyorum. Buna müsaade eder misin?
Oh, don't give me that phony existential bullshit.
Bana varoluşa değin yapay saçmalıklar anlatma.
If you don't give me that cash, we're dead.
Bana o parayı bulmazsan öldük demektir.
Don't give me that look.
Bana öyle bakma.
And don't give me that face.
Surat yapmayı da kes.
Oh, don't give me that dirty look and say, "whatever."
Oh, bana o edepsiz bakışı atıp "ne farkeder" deme...
Don't give me that garbage your mother's been pounding into your head.
Annenin kafana soktuğu şeyleri bana satmaya kalkma.
Don't give me that.
Bana yutturamazsın.
Don't give me that "Oh" stuff!
"Ehh" deme.
C'mon, don't give me that frown...
hemen telaş yapma.
Don't give me that crap!
Saçmalama be!
Please, don't give me any of that spiritual crap.
Lütfen bana bu ruhsal saçmalıklardan bahsetme.
- Don't give me that shit.
- Yapma şunu.
Don't give me that luck-of-the-Irish crap.
Sakın ola bana o İrlandalı şansından bahsedeyim deme.
Don't give me that look.
Bana o şekilde bakma.
Why don't you let me give you a hand with that?
Neden sana yardım etmeme izin vermiyorsun?
You don't give me that impression.
Bana bu izlenimi vermiyorsun.
That money is in your name and if you don't give it back to me then it's like you already accepted it.
O hesap senin adına ve eğer bana geri vermezsen teklifimi çoktan kabul etmiş sayılırsın.
Hey, man, don't give me none of that cocky-ass, yardbird... pumping iron, "I'm the baddest motherfucker that ever lived" horseshit.
Bana bu hikayelerden söz etme.
Don't give me that shit.
Böyle yapma adamım.
Don't give me that shit!
Bana anlatma!
Don't give me that!
Komik olma!
Don't give me that shit.
Bu saçmalığı anlatma bana.
Don't give me that offended look.
Bana yüzünde o ifadeyle bakma.
So don't give me any of that pish, Frank, man.
O yüzden bana bu saçmalıklarını anlatma Frank, dostum.
It's OK, if you really don't want to, just don't give it to me, and that's it.
Bak, vermek istemiyorsan verme. Lafı döndürmene gerek yok.
Don't give me that look!
Bana böyle bakmayı kes. Bu senin hatan.
- Don't give me that attitude.
Tavırlarına dikkate et.
Don't give me that desperateness crap.
Bana çaresizlik mavalı atma.
Don't give me that!
Bana numara yapma!
Don't give me that codswallop!
Bana saçma masallar anlatma!
Don't give me that look, Camille.
Bana öyle bakma, Camille.
Don't give me that smile.
Bana böyle gülme.
- Go AWOL, and they'll ruin you. - Don't you give me that crap.
- Kaçak olursan, mahvolursun
Don't give me that, Ruy.
Bunu bana yapma, Ruy.
Don't do that, you'll give me a heart attack.
Böyle yapma! Bana kalp krizi geçirteceksin!
If you don't believe me, I can give you the name of that website from my dairy.
Eğer bana inanmıyorsan bütün web sitelerine bak.
Don't ever give me that opportunity.
Sakın beni buna mecbur etme.
She keeps threatening me... that she won't love my children if I don't give her the money!
Eğer ona para vermezsem çocuklarımı sevmeyeceğini söyledi.
I'm tired of sorry-ass fools that don't give me a thing, and think they rule.
Artık kendini hükümdar sanan ve bana değer vermeyen sizler için, canımı sıkmaktan bıktım.
Don't give me that shit.
Sakın bana numara yapma.
Don't give me that.
Bana ayak atma.
I have tried to tell a couple of times, don't give me that look.
Birkaç kez söylemeye çalıştım bana öyle bakma.
Don't give me that pity look.
Bana acıyan gözlerle bakma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]