Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Don't look at it

Don't look at it перевод на турецкий

837 параллельный перевод
Don't look at the ball flying when you hit it.
Yukarı bakma.
I don't like it when others look at us as if we have something going on.
İnsanlar bize, "Ne yapıyor bunlar?" der gibi bakıyor. Bunu istemiyorum.
No, no, don't look at it that way, Guv'nor.
Hayır, hayır, o gözle bakma be, patron.
Oh, no, don't look at it.
Ah, hayır, sakın bakmayın.
Why don't you look at it this way, Braggo?
Neden şöyle bakmıyorsun Braggo?
I still don't understand why we have to go all the way out there to look at it.
Neden bütün bu yolu ona bakmak için gitmemiz gerektiğini hala anlamıyorum.
And that stove the man only come Friday to look at it, and what he done, I don't know.
Bir de şu soba adam cuma günü bakmıştı, ne yaptı bilmiyorum.
I don't have to look at it.
- Mecbur değilim.
I know that. So you gotta look at it my way, don't you see?
Bu yüzden bir de benim açımdan bak.
Look at my face if you don't believe it.
İnanmazsan yüzümdeki yaraya bak.
If you don't like it... don't look at it. - Nothing. Why?
- Bir şey yok, neden?
You look at me as though you don't believe it, but I know I'm right.
Bana sanki inanmıyormuş gibi bakıyorsun ama haklı olduğumu biliyorum.
Just don't sit and look at it.
Sadece oturup bakma.
Well, come on... don't just sit there and look at it...
Peki, hadi... oraya oturma ve şuna bak...
Don't it thrill you just to look at them hills?
Tepelere bakmak seni heyecanlandırmıyor mu?
Dash it all, Nana, don't look at me like that.
Yapma ama, Nana, bana öyle bakma.
- Don't look at me. It was him.
Ya kafama gelseydi?
Don't look at it.
Ona bakma.
Don't look at me, I won't do it.
Bana bakma, ben yapamam.
Don't it make you boys feel kinda dirty to look at such a handsome gentleman all dressed up in a fancy suit?
Böyle süslü bir takım giymiş yakışıklı bir beyefendiye bakınca kendinizi pis hissetmediniz mi çocuklar?
I don't know what it is about them pigs but they always look better at night.
Bu şırfıntıların olayı ne bilmiyorum ama geceleri daha iyi göründükleri kesin.
I don't know if I can bear it, not to look at him once more,
dayanabilir miyim, bilemiyorum.
I don't have to look at it. You do.
Bakmak zorunda değilim.
I don't think it's serious, sir, but, shouldn't one of the nurses look at it?
Çok ciddi görünmüyor, efendim. Bir hemşirenin de bakmasını ister misiniz?
Why don't you look at it as a free trip home.
Neden bunu eve bedava bir gezi gibi görmüyorsun?
Well, why don't you look at it, see if it suits you or not?
Uygun olup olmadığını görmek için neden bir göz atmıyorsun?
Oh, you don't have to look at it as though it was charity.
Bunu bir sadaka olarak görmene gerek yok.
Don't look at it like that, I'm sorry.
Öyle düşünme, özür dilerim.
The way I look at it, I don't have the right to give him one.
Ona isim koymaya hakkım yok.
Well, don't look at it, then.
Sen de bakma o zaman.
Why don't you look at somethin', see if it works?
Bir şeyler baksana ; tabii çalışıyorsa.
- Why don't you let me have a look at the accommodation that you have, and take it in for a second then I can have a word with George Swine?
- Neden gelip... odanıza bir göz atmıyorum? Sonra da George Swine'la konuşabilirim. Böylesi daha basit.
But don't look at me, move it.
Bana öyle bakma.
If you don't believe it, take a look at that.
İnanmazsanız, şuna bir bakın.
Don't look at it that way.
Bu yönden bakma.
You don't have to look at the trades, it's in every paper.
Sadece sanat gazetelerinde değil hepsinde var.
Don't you like it any more when I look at you?
Sana baktığım zaman bana bakmayacak mısın?
Well, don't you think we ought to go and have a look at it?
Gidip bakmamız gerektiğini düşünmüyor musun?
_ You can look at it, but don't touch it... _ I'm in! _ I'm in.
- Ben varım.
I know it's not my business but you don't look at a woman every day.
Kıza bakıp duruyorsun.
- Look at it this way we don't have to give him a split.
- Şöyle düşün ona pay vermek zorunda olmayacağız.
I don't know if the marriage was lawful or not... but damn it, Thomas, look at these names.
Evlilik yasal mı değil mi bilemem... ama lanet olsun Thomas, şu isimlere baksana.
If you want to find out something, don't look for it at the bottom of a glas.
Eğer birşeyler öğrenmek istiyorsan, bunu başka yerlerde arama.
Don't look at it!
Bakma O'na!
Well, don't look at me, it's the tribbles who are breeding.
Tribble yaratıkları çoğalıyorlar.
Don't look at it.
Sakın ona bakma.
Don't even look at it.
Hiç bakmadan bile.
My eyes look at the sun and I don't recognize it.
Gözlerim güneşi görüyor ve ben bunu fark edemiyorum.
Don't look at it like that.
Ona sadece bakma.
Don't look at it, you will taste it!
İşte... Hayır, ne olduğuna bakma. Tadınca anlarsın.
I don't want to look at it, throw it away
Atın onu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]