Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Don't tell her that

Don't tell her that перевод на турецкий

552 параллельный перевод
So can you please pass this letter on? And, erm, tell Claire that if I don't hear from her today, then I'll be in touch with social services and the police.
Bu mektubu Claire'e ulaştırıp, ondan yarına kadar haber alamazsam sosyal hizmetler ve polisle irtibata geçeceğimi söyler misin?
Well, if you don't... I'll tell that little filly there's a wide-open noose waiting'for you in every river town.
Eğer yapmazsan o küçük fıstığa nehir kıyısı boyunca her kasabada boynuna geçmeye hazır bir ilmek olduğunu söylerim.
You can tell her that I'm Mark's friend and I have bats in the belfry... but don't ever tell her my name.
Ona Mark'ın bir dostu olduğumu ve keçileri kaçırdığımı söyle yeter ki gerçek adımı söyleme.
You can't tell me that you don't look forward to the day... when you can come in here, stand on your two feet... and say, "From now on, it's share and share alike."
Buraya gelip, ayaklarının üzerinde dikilip... "Bundan böyle her şey eşit olacak" diyeceğin günü... iple çekmediğini söyleme bana.
Tell her that father approves, but don't press her too much.
Babasının onayladığını söyle, ama fazla baskı yapma.
I don't keep any books in my head... but I can tell you that every cow on my ranch is important to me.
Kafamda hesap tutmam ama size çiftliğimdeki her sığırın önemli olduğunu söyleyebilirim.
If she calls me on the phone... you don't have to tell her I ain't here. I can do that myself.
Telefonda beni aramışsa burada olmadığımı söylemek sana düşmez.
Don't tell Akiko that you're her mother
Akiko'ya annesi olduğunuzu söylemeyin.
Don't tell me next we're always at our best when we're nearly beaten and all that bilge.
Şimdi de bana her zaman en iyi durumda olacağımızı mı söyleyeceksin? Bütün o saçmasapan zırvaları?
Well, you tell her that we don't like it.
Söyle ona, sinirimize dokunuyor.
Why don't you just tell her that you're gonna burn her son.
Ona neden oğlunu yakacağını söylemiyorsun?
Humbert don't tell Charlotte that I told you this, will you but did you know that you've had the most remarkable effect on her?
Bunu sana söylediğimi Charlotte'a söyleme olur mu... ama onu fazlasıyla etkilediğinin farkında mısın?
Ms. Blanche, I'll tell you right now, if that sister of yours has gone and given you sleeping pills to keep you quiet while she's out doin I don't know what I'm sure as hell gonna call the police on her.
Size hemen söyleyeyimki Bayan Blanche, eğer şu kardeşiniz... sizi susturmak için uyku hapları vererek dışarı çıktıysa... Kendisi dışarıda kimbilir ne yaparken... Yemin ederim polis çağıracak ve yaptıklarını anlatacağım.
Not that I'll expect you to tell me everything or anything, if you don't want to.
Bana her şeyi anlatmanı beklediğimden değil istemiyorsan hiçbir şey anlatma.
I want you to tell me everything that man told you, word for word. Don't leave out anything.
Adamın anlattığı her şeyi kelimesi kelimesine bana söylemeni istiyorum.
I intend to find her. Please don't tell the Baron that I am here.
Lütfen Baron'a benim burada olduğumu söyleme!
Tell her that I had to leave and that I don't know when I'll be back.
Ayrılmam gerektiğini ve ne zaman döneceğimin belli olmadığını söyle.
Did you tell her that you don't know how to fish?
Ona balık tutmayı bilmediğini söyledin mi?
Why don't you wake her up and tell her that.
Neden onu uyandırıp da bunu ona söylemiyorsun.
Now I don't pretend to tell you how to find happiness and love, when every day is just a struggle to survive... but I do insist that you do survive.
Her gün yaşam savaşı verilirken, mutluluk ve sevgiyi nasıl bulacağınızı anlatacak değilim. Ama ayakta kalmanız konusunda ısrar ediyorum.
I don't know what you told that girl, but when I see her again, I'm going to tell her.
O kıza ne dedin bilmiyorum ama onu tekrar gördüğümde ona söyleyeceğim.
But don't tell her I said that.
Ama ona, bunu söylediğimi söyleme.
Tonight, I want you to go see your Aunt Dori and tell her you don't care about working here, you're quitting, and tomorrow, you release that statement to the press.
Bu gece teyzene gideceksin, ona artık burada çalışmak istemediğini, istifa edeceğini söyleyeceksin... Ve yarın da basına bir açıklama yollayacaksın...
Why don't you tell that nice girl you love her?
Neden kıza onu sevdiğini söylemiyorsun?
Don't tell her that the guy is in the house.
Adamin iceride oldugunu anlamasin sakin.
THAT'S WHY IT'S VERY, VERY IMPORTANT THAT YOU DON'T TELL HER ABOUT US.
İşte bu yüzden ona bizden bahsetmemen çok ama çok önemli.
And that I can tell you everything. And that I'm pleased you don't ask me what you don't have to ask.
Sana her şeyi söyleyebildiğim ve sormak zorunda olduğun şeyleri bana sormadığın için çok sevindim.
Only don't tell them that once you've gotten everything you wanted you feel like howling.
Sadece onlara istediğin her şeyi elde edince mutlu olmayacaklarını söyleme.
Don't tell her that I told you.
Bunu benden duyduğunu sakın söyleme, tamam mı?
All it means is cooperation, and that's what's important, cos I'll tell you if we don't sort out something - and soon-all that all that bloody mess up there will be the only options left.
Her şey işbirliği yapmana bağIı ve en önemlisi de bu çünkü sana şunu söyleyeyim eğer yakın bir zamanda bu işi halletmezsek şuradaki tüm o saçmalıklar geriye kalan tek seçeneklerin olacak.
If you don't mind, Ms. Fletcher, I'll wait for the coroner to tell me all that.
Bir sakıncası yoksa, Bayan Fletcher, sorgu yargıcının bana her şeyi anlatması için bekleyeceğim.
Don't tell her that.
- Ne diyorsun sen?
Tell her, Falkon, that I don't care for hunting.
Falkon, ava gitmek, benim işim olmadığını söyle ona.
Anyway, tell'em you don't have the money, that it's all tied up in investments or some crap.
Her neyse, paranın çıkışmadığını söyle. Bir yatırıma bağladığını falan söylersin.
If I don't make it back, please write to my mother and tell her that I've been alive all the time, it's just that I couldn't be bothered to get in touch with the old bat.
Eğer geri dönmeyi başaramazsam, lütfen anneme yazıp ona, hep hayatta olduğumu, sadece ve sadece, eski sopaya temas etmek istemediğimi anlatabilir misiniz?
No, not yet, but, uh, the attack on the hangar does tell us that at least the hoods don't have her, either.
Hayır henüz değil ama hangardaki saldırıya bakarsak kalpazanlarda henüz bulunamamış.
Don't tell her that you dig her.
Sakın o kıza ona sarktığını belli etme.
And I don't want to have to write to your mother at London Zoo and tell her that her only human child is dead.
Ve ben, Londra hayvanat bahçesindeki annene yazı yazıp tek insan evladının öldüğünü bildirmek istemiyorum.
Well, tell her that, but don't mention the wrestling practice stuff.
Peki, bunu ona söyle, ama güreşten filan bahsetme.
Why don't you tell her to look after that kid?
Neden ona çocuğa bakmasını söylemiyorsun?
I don't have that? - Then tell her birth date time
Ozaman doğum tarihini söyleyin.
Tell her that you love her. Like you know you should. Cos if you don't treat her right now.
soyle ona sevdigini söyle sen de biliyorsun ki eğer ona iyi davranmazsan
N-Now don't go nuts when I tell you this, but when Bryan's mom... called with her list, she suggested that they might just wanna... pitch in and help with the cost of the wedding.
Sakın bunu söyleyince sapıtma ama Bryan'ın annesi liste için aradığında düğün masraflarına katılmayı teklif etti.
Vinnie, why don't you tell your father that my mom needs everything in her apartment fixed now.
Vinnie, Babana söylesene annem evindeki her şeyin tamir edilmesini istiyor. Hemen.
Listen, why don't you go tell her that Gary Logan is here?
Neden ona söyle demiyorsun? "Gary Logan geldi."
Every time I'm talking to you, you don't answer me. But I feel that you have to tell me so much.
her ne kadar... bana cevap veremesen de... bana söylemek istediğin çok şey olduğunu hissediyorum!
Sometimes, I call Gina Cheryl. It's a... Please, don't tell her I said that because it's, uh...
Bazen Gina'ya Sheryl derim, lütfen Gina'ya bundan söz etmeyin.
Tess, when you see your little sister... Don't tell her that Paul and the hustler used her bed.
Kız kardeşini gördüğünde, Paul ve fahişenin, onun yatağında yattığını söyleme.
I don't know why you had to tell her that.
Bunu ona neden söyledin bilmiyorum.
She died for me, and I tried to tell her that I was sorry, but I don't think she'll ever really know.
Benim için öldü. Ona çok üzgün olduğumu söylemeye çalıştım, ama artık bunu hiç bilemeyecek.
So now tell me everything that you've been up to, and don't leave out a thing, I wanna catch up,
Neler yaptın? Hadi her şeyi anlat bana. Her şeyi öğrenmek istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]