Don't tell them перевод на турецкий
1,661 параллельный перевод
They tell me I am in England but I don't believe them.
İngiltere'de olduğumu söylüyorlar ama onlara inanmıyorum.
Why don't you tell them what he did to us, what you let him do?
Neden onlara adamın bize yaptıklarını anlatmıyorsun? Yapmasına izin verdiklerini?
Tell me why people want me dead, why that test said David and Julia Peterson were my parents when I don't remember anything about them.
Söyle bana niçin beni ölü görmek istiyorlar. Söyle bana niçin testler Julia ve David Peterson'un benim ailem olduğunu söylüyor da ben bir şey hatırlamıyorum?
Tell me why people want me dead, why that test said David and Julia Peterson were my parents when I don't remember anything about them.
Niçin bu insanlar beni ölü istiyor. Neden david ve Julia Peterson'un DNA testi ailem olduğunu söylerken ben hiç bir şey hatırlamıyorum.
Fine, then tell them a V.I.P. is coming and you'll lose your job if you don't save the seat.
Güzel, o zaman onlara çok önemli birinin geldiğini söyle ve eğer o yeri ayırmazsan işini kaybedersin.
- I don't care what you tell them.
- Ne söyleyeceğin umrumda değil.
Tell them who they are, if they don't already know.
Onlara kim olduklarını anlatacağım, tabi eğer hâlâ bilmiyorlarsa.
I don't know why you don't just tell them the truth.
Onlara neden doğruları söylemediğini bilmiyorum.
We don't give them steroids, and we don't tell them what drugs to take.
Onlara steroid vermiyoruz, ve hangi ilaçları kullanmaları gerektiğini söylemiyoruz.
Shh, don't panic. Just tell them I'll call them back.
Telaşlanma onlara tekrar arayacağımı söyle.
We don't feel that this incident is unique to Chew, but we tell his story hoping that people will take better care of their elders, and not leave them in solitude.
Bu olayın Chew'e özgü olmadığını düşünüyoruz, bu hikayeyi insanların büyüklerine daha iyi bakmaları, onları yalnızlığıa terketmemeleri umuduyla yayınlıyoruz.
Give the plaintiffs my regards, but tell them I don't want or need their reward.
Davacılara saygılarımı ilet ama onların ödüllerine ihtiyacım olmadığını söyle.
Charlie, if you don't tell them, they're gonna take me to jail.
Charlie, eğer kim olduğumu söylemezsen beni kodese tıkacaklar.
You don't have to tell them.
Anlatmak zorunda değilsin.
- Then why don't you just call out and tell them to move out of the way?
- O halde neden onlara seslenip gitmelerini söylemiyorsun?
If you don't tell them, I'm going to.
Eğer sen söylemezsen, ben söylerim.
- Don't you just want to tell them?
- Fikrini söylemek mesela?
- Don't tell them anything.
- Sakın onlara bir şey anlatma.
'Cause- -'cause my dad, he won't--he won't tell me.Is sh--sh... uh, grey, don't let them just stand here.
Çünkü - Babam bana hiç anlatmadi. NasiI -
You don't have to tell them, do you?
Onlara anlatmak zorunda değilsiniz, değil mi?
Tell them you don't want to marry her.
- Onunla evlenmek istemediğini söyle.
Also, tell them to make sure they... don't tell anyone.
Ayrıca,.. ... onların başka hiç kimseye söylemediğinden emin ol.
Don't tell anyone else about Ohgi. It'll just shake them up.
Makinenin özelliklerine çok fazla güvenmen bence tehlikeli.
If they do, you don't tell them your real name because they'll send you right back where you came from, you got that?
Yakalanırsan gerçek adını söyleme çünkü seni geldiğin yere geri gönderirler, anladın mı?
Tell them it will wait till tomorrow. Sweetheart, i don't want to go.
Tatlım, gitmek istemiyorum.
You just try to sit in front of that panel and tell them you don't need me around here.
Sen de paneldekilere bana ihtiyaç olmadığını söylersin.
How can you tell someone who loves you like that that you don't want to make a baby with them?
Sizi böylesine seven birine çocuk istemediğinizi nasıl söylersiniz?
Don't tell me you believe them.
Bana onlara inandığını söyleme.
AND PLEASE DON'T TELL THEM I GOT SHOT AT.
Lütfen, vurulduğumu söyleme. Sana ateş mi ettiler?
And it gets harder to tell them that you don't.
Ve onlara aksini ispatlamak neredeyse imkansız.
Don't you want to tell them?
Onlara söylemek istemez misin?
Ooh, uh, sweetie, why don't you tell them how we decorated little Millie's room, then they'll know how to set up the cameras.
Tatlım, küçük Millie'nin odasını nasıl dekore ettiğimizi neden anlatmıyorsun? Onlar da kameraları nasıl kuracaklarını bilirler.
And I always tell them, "There's another side to Larry that you don't see."
Ben de hep "Larry'nin, görmediğiniz bir yanı var" diyorum.
If they don't find him you must tell them the truth.
Onu bulamazlarsa gerçeği anlatmak zorundasın.
I don't tell stories to them.
Ben onlara hikaye anlatmıyorum.
If they don't find him tell them the truth.
Onu bulamazlarsa gerçeği anlatmak zorundasın.
Anton I had to tell them. You do understand, don't you?
Anton...
Don't tell them.
- BBC buna bayılacak. - Onlara söyleme.
See, we initially tell people we don't have their flavour, so when we tell them we really do, it makes them happy.
Gördüğün üzere, insanlara bir an için istediklerinin olmadığını söylüyoruz, sonra da aslında olduğunu söylüyoruz ve onları mutlu ediyoruz.
And if someone finds you, don't tell them you're with me.
Ayrıca biri seni görecek olursa benimle olduğunu söyleme.
I don't want my friends to be sad. Just tell them I transferred or something.
Arkadaşlarlarıma sorun çıkarmak istemiyorum, o yüzden onlara başka bir okula transfer olduğumu söyle.
And I want you to tell them exactly where he's going. Christ, we don't know where he's going. It must be great living in denial.
Ve onlara onun tam olarak nereye gittiğini söylemenizi istiyorum.
It's flirtation, sometimes you tell them the truth, sometimes you don't.
Bu flört gibi, bazen gerçekleri söylersin, bazende söylemezsin.
Don't tell me you're sorry, tell them you're sorry.
Derdini bana değil, onlara anlat.
Besides, they don't tell people what to do... in a mean, petty way... they tell them what to do in a kindly way... to keep them out of danger.
Ayrıca, insanlara ne yapmaları gerektiğini kötü bir şekilde söylemiyorlar. Nazik bir biçimde anlatıyorlar. İnsanları korumak için.
So, if any of your friends don't believe that you met him, you can... just tell them they can read my article when it comes out in the Times.
Eğer arkadaşların onunla konuştuğuna inanmazlarsa onlara yazım gazetede çıktığında okumalarını söylersin.
If they do, you don't tell them your real name because they'll send you right back where you came from, you got that?
Eğer yakalanırsan, sakın onlara gerçek ismini söyleme çünkü seni geldiğin yere aynen geri gönderirler, anlıyor musun?
... break your back all day. And it's not right when they lie to the government and tell them that sharecroppers are just wage earners so they don't have to split their farmer's subsidies with you.
... bütün gün belinizi büküyorlar ve çiftçi tahsisatını sizlerle paylaşma durumunda kalmasınlar diye ortakçıların sadece maaşlı işçi olduğunu beyan ederek hükümete yalan söylemeleri doğru bir davranış değil.
Tell them not to go up there because I don't want them walking into a shootout.
Onlara oraya gitmemelerini söylüyorlar çünkü bir çatışmaya girmelerini istemiyorlar.
– Tell them I found it! – Don't quit!
- Onlara benim bulduğumu söyle.
Jesus Christ, don't you think that's something you should tell someone before you- - you sleep with them?
Tanrım, birileriyle yatmadan... önce bunu söylemen gerektiğini... düşünmez misin?
don't tell them anything 17
don't tell me to shut up 33
don't tell my mom 18
don't tell me what to do 149
don't tell anyone 221
don't tell me 937
don't tell your mother 19
don't tell me how to do my job 17
don't tell mom 24
don't tell her 70
don't tell me to shut up 33
don't tell my mom 18
don't tell me what to do 149
don't tell anyone 221
don't tell me 937
don't tell your mother 19
don't tell me how to do my job 17
don't tell mom 24
don't tell her 70