Downtown перевод на турецкий
5,461 параллельный перевод
Excuse me, I got a call about a young man picked up downtown?
Şehir merkezinde bulunan bir genç adam için telefon aldım.
I can't even go downtown without being chaperoned by two drug addicts.
Refakatçi olmadan şehre inemiyorum.
He's fucking three of'em standing at the window overlooking downtown.
Camın önünde şehir manzarasına bakarak 3'lü yapıyor lan!
I'd love to see that sign on the side of a building downtown.
Bu tabelayı şehir içinde bir binanın üzerinde görmek isterdim.
South of downtown. South Central.
Şehir merkezinin güney yakasına.
Downtown Orlando's about 20 miles behind us.
Orlando şehir merkezi yaklaşık 32 km gerimizde kaldı.
This kid got killed at the block yard downtown.
Kasabada bir çocuk öldü.
She works at the original downtown location.
Kadın merkezdeki spor salonunuzda çalışıyormuş.
And you sent her $ 250 every month from the Western Union across the street from the gym where you worked downtown.
Ona her ay çalıştığın spor salonunun karşısındaki Wester Union aracılığıyla 250 $ gönderiyorsun.
Hey, shouldn't we be avoiding downtown with the parade and all?
Hey, şehir merkezindeki törenden uzak durmamız gerekmez mi?
I was shooting panoramas of downtown.
Şehir merkezinin panoramasını çekiyordum.
Like, Downlon Abbey levels of discretion.
"Downtown Abbey" seviyesinde.
Downtown, and then yeah, so I was like, you know...
Downtown, ve sonra evet, bu yüzden bu durumdayım, işte...
You probably heard about this thing downtown.
Muhtemelen bu aşağı mahalledeki şeyi duydun.
Traffic is building rapidly downtown, as citizens rush to get home before commencement.
Şehir merkezinde trafik git gide sıkışıyor vatandaşlar Arınma başlamadan evlerine hücum ediyorlar.
We're downtown.
Şehir merkezindeyiz.
Everyone comes downtown to purge.
Herkes Arınma için şehir merkezine geliyor.
Go through the business district, stay away from the gangs downtown.
Kalabalık bir caddeyi kullanacağız. Merkezdeki çetelerden uzak durun.
Structural fire downtown at Studio 4x4.
Şehir merkezinde Stüdyo Dört Çeker binası yanıyor.
Y I bought downtown with the money I had left.
Kalan parayla da spor salonunu almıştım.
A bar downtown.
Şehir merkezindeki bir bardan.
- Downtown Waterbury.
- Waterbury'nin merkezinde.
- Downtown Waterbury.
- Waterbury'nin merkezi... - pis ve sorunlu bir yer.
How about we all go downtown, get some breakfast?
Şehre gidip kahvaltı etmeye ne dersiniz?
I spent the night at the 13th Precinct downtown.
Geceyi şehirdeki 13. merkez karakolunda geçirdim.
Witnesses spotted this thing trying to plant some kind of bomb downtown.
Görgü tanıkları bu şeyin şehir merkezine bomba yerleştirdiğini söyledi.
- You know what? - I think I am needed downtown,
Galiba bana şehir merkezinde ihtiyaç var.
We are now receiving reports of a third twister coming ashore in downtown Manhattan.
Şimdi de Manhattan'ın merkezinde kıyıya vuran üçüncü bir kasırgayla ilgili haberle alıyoruz.
Are we sure we don't wanna drag her pasty ass downtown?
Karısının soluk kıçını merkeze götürmek istemediğimizden emin miyiz?
- Downtown.
- Şehir merkezinde.
Told him he was in Downtown Brooklyn.
Brooklyn'in merkezinde olduğunu söylemiş.
I need to know if there was a diamond robbery... Anywhere near Downtown Brooklyn yesterday afternoon after 4 : 30.
Dün öğleden sonra 4 : 30'da Brooklyn'in merkezinin yakınlarında bir yerde... elmas soygunu gerçekleşmiş mi bilmem gerekiyor.
Well, I sent her downtown with Flynn the second she got back.
Geldiği gibi merkeze yolladım, Flynn'le beraber.
- she's already downtown 20 minutes at the most.
- O zaten şehir merkezinde, en fazla 20 dakika.
- Downtown.
- Şehir merkezine.
People of New York City fear as 5 people are dead in a brutal slaying that occurred on a downtown subway.
New York şehri sakinleri 5 kişinin acımasızca katledildiği metrodaki olaydan sonra korkuyor.
You can pick me up around 8 : 00, skip the downtown traffic?
Beni saat 8'de alırsan sabah trafiğine takılmadan gideriz.
- I know it. I was thinking about getting him a box set of that new one, - that Downtown Abbey.
Ona yeni bir set almayı düşünüyordum şu Downtown Abbey'i.
- What? - Downton, not Downtown.
- Downton, Downtown değil.
We're about to transfer him downtown to the detention center.
Evet. Şehir merkezindeki tutuk evine göndermek üzereyiz.
Told me it would cost me $ 30,000 to have Clete killed and I could meet him down at a coffee shop downtown when I was ready.
Bana Clete'i öldürmenin 30 bin dolara mâl olacağını hazır olduğumda benimle şehir merkezinde bir kafede buluşacağını söyledi.
¶ Just a little brown, wants to go downtown ¶
Küçük kahveringisine ister ta dibinden.
Huh? I need a ride downtown.
Şehir merkezine gitmeliyim.
DC-52 to Central, 10-80, downtown.
DC-52'den Merkeze. Şehir merkezinde 10-80 durumu!
Hey, sexy, you going downtown?
Seksi şey, merkeze mi gidiyorsun?
Last night, a downtown loft belonging to one Ira Wells was shot up by a sniper.
Son gece, bir Ira Wells ait bir şehir çatı edildi bir keskin nişancı tarafından vuruldu.
Okay, the nearest station is on a roof at Fifth and Rose, downtown.
Beşinci ve Rose, şehir bir çatıda Tamam, yakın istasyon.
Eric and the others are headed downtown to a GPS monitoring station to try to recalibrate it.
Bir GPS izleme istasyonuna onu yeniden kalibre etmeye Eric ve diğerleri şehir gidiyoruz.
If we could borrow her for a couple hours- - we got to take her downtown, show her some mug shots, if that's okay.
Onu birkaç saatliğine ödünç alabilir miyiz? Merkeze gidip ona birkaç sabıka resmi göstereceğiz, size de uyarsa.
The cars are going downtown.
Araçlar şehir merkezine gidiyorlar.
We were able to identify the buildings of that area yet to be retrofitted- - they're all in a three-block radius of downtown's Little Tokyo.
Biz o bölgede binaları tespit başardık henüz uyarlanabilir - onlar üç blokluk tüm konum şehir'ın Little Tokyo.