Edgy перевод на турецкий
518 параллельный перевод
The boys are getting edgy!
Çocuklar sinirleniyor.
- Kind of edgy, maybe.
- Biraz alınganım, belki de.
She said she was a little edgy.
Biraz sinirliydi.
Awfully edgy.
Çok gerginsin.
My, aren't we edgy!
Tedirgin değil miyiz!
I'm just a bit edgy.
Sadece biraz gerginim.
Don't be so edgy, nix.
Böyle ters davranma bana, Nix.
Feeling a bit edgy?
Gergin misin?
They're sort of edgy to see whatever's out there.
Oradaki her ne ise, görecekleri için huzursuzlar.
Folks are a bit edgy today.
Arkadaşlar biraz sinirli bugün.
Well, I'd say edgy.
Gergin diyebilirim.
- Edgy? - Yes.
Gergin?
Maybe he gets a little edgy sometimes, but good just the same.
Büyük bir örgüte doğru insanları almak uzun zaman alır.
I'm edgy to get doing.
Yapmaya can atıyorum.
Lieutenant, if I've been short-tempered, I want to apologize... my only excuse is that things haven't been going well and I'm edgy.
Teğmen, eğer size karşı öfkeli davrandıysam özür dilerim. Tek mazeretim, işler yolunda gitmediği için biraz gergin olmam.
Markway has us all so edgy, we're getting the cold sweats.
Markway bizi o kadar gerdi ki soğuk terler döküyoruz.
I've been very edgy today.
Bugün çok gerginim.
I'm sorry, I... I've been a bit edgy lately. Oh, well, I mean...
Özür dilerim, ben son zamanlarda biraz gergindim.
Sir, you're getting edgy.
- Sinirlerinize hakim olun efendim.
You're a little edgy tonight.
Bu gece biraz gerginsin.
Edgy in the gut, you know.
- Mide ağrısına terlemek iyi gelir.
Edgy in the gut.
Mi-de ağ-rı-sı.
I hate for you to cancel your plans with your gut so edgy.
Gerçekten iptal mi edeceksiniz? Mide ağrınız ne olacak?
Everybody's edgy, even my father.
Herkes diken üstünde, babam bile.
I thought he looked edgy the last couple of weeks.
Son bir kaç haftadır gözüme biraz huzursuz gözüküyordu.
Didn't you think he looked edgy?
Sence huzursuz gözükmüyor muydu?
I thought you looked edgy.
Bence sen huzursuz gözüküyordun.
By the third day we hadn't found anything and Nickerson began to get edgy.
Üçüncü güne dek hiçbirşey bulamadık, Nickerson sinirlenmeye başladı.
He seemed edgy last night.
Dün gece biraz alıngandı.
He's gettin'everybody edgy.
Onun yüzünden herkes tedirgin.
Even if my period's due on Monday, that may not be why I'm edgy.
Adet günüm Pazartesi galiba. Ama sinirimin tepemde olmasının nedeni bu değil.
I'm just so edgy lately.
Son zamanlarda çok gerginim.
We're both so edgy.
İkimiz de çok gerginiz.
You are kind of edgy, aren't you?
Oo, sinirlerin çok gergin.
Quit whistling, Fizzy. It makes me edgy.
Kes şu ıslığı, Fızzyl Sinirime dokunuyor!
Yeah, well, we're all a little edgy.
Evet, hepimizin biraz sinirleri bozuk.
But the Americans are getting edgy.
Ama Amerikanlar sinirlenmeye başlıyor.
So the closer the wedding gets, the more edgy you're gonna be and the more you're gonna fix on things like Mr. Ricardo being a little flaky which I'm not denying as a reason to reject the whole idea of marriage.
Düğün yaklaştıkça daha sinirli olacaksın Bay Ricardo'nun tuhaf davranışları gibi yadsımadığım şeyleri düğünü iptal için gerekçe göstereceksin.
He'll never make it, he can't handle it, he's too edgy.
Asla yapamayacak, bunu kaldıramaz, çok sinirli.
" Red-haired woman appeared edgy.
"Kızıl saçlı kadın sıkılmış görünüyordu".
- [Door Opens, Closes] - He seem a little edgy to you?
Biraz stresli görünmüyor mu?
He's been a little edgy ever since.
Hiç olmadığı kadar sinirli.
We're a little edgy tonight, aren't we?
Biraz gerginiz sanırım bu akşam?
You're so edgy.
Çok sinirlisin.
I'm sorry, Larry, I'm just a little edgy.
Kusura bakma Larry, biraz gerginim.
I'm edgy!
- Ama şu an sinirliyim.
- You're a bit edgy?
- Biraz sinirlisiniz galiba?
- You seem a little edgy, Pete.
- Gergin görünüyorsun.
Every time I leave New York, doesn't matter how many years go by I just get edgy.
Kaç yıl geçtiği önemli değil, ne zaman New York'tan ayrılsam tedirgin oluyorum.
You've been edgy for days.
Günlerdir asabisin.
You look edgy.
Gergin görünüyorsunuz.