Embossed перевод на турецкий
47 параллельный перевод
Lost lost the cost till was't embossed... Excuse me, sir.
Sterlin burada, kaybolmuştu bulundu arada.
Now he's got a ranch, couple of Cadillacs, sends out embossed Christmas cards.
Şimdi bir çiftliği, bir kaç da Kadillak'ı, Kabartmalı noel kartları yollar.
- Like embossed?
- Kabartma mı olsun?
I see corner offices, embossed letterhead.
İyi bir oda, kakmalı isim tabelası görüyorum.
It's a photo album and I had her initials embossed.
Şuna bak. Bir fotoğraf albümü ve benin ona yazdıklarım kabartmalı.
Relax, it's just embossed vinyl.
Rahatla, sadece pullu plastik bir şey.
- You know, embossed leather with this patchwork, reptilian-pattern design.
Ama uydurma sürüngen derisi ile kaplanmış.
It's an 18th-century Italian silk damask with an embossed floriated pattern of undulating acanthus leaves.
Bu bir 18. yüzyıl ltalyan ipek kumaşı kabartılmış çiçek desenli ve dalgalı.
And I'd like to have this wallet embossed.
Bu cüzdanı da kabartmalı istiyorum.
I don't know the word in Italian. Embossed.
İtalyancasını bilmiyorum.
The initials WZW were embossed on it in gold.
Üzerinde altın harflerle WZW yazılıydı.
The embossed binders are in a white box by my desk.
Kabartmalı ciltler masamdaki beyaz kutunun içindeler.
Each of the stones has a different part of the grid embossed.
Her bir taşta kabartılmış hat sisteminin farklı bir parçası var.
After I step into the circle, this relationship would be embossed too.
Ben çemberin içine adım attıktan sonra bu ilişki kabarıcak
A little trace from whatever was being embossed before the paper.
Kağıttan önce basılan şeye ait bir madde.
You can tell it by the word embossed on the wrapper.
Ambalajının üstündeki yazılardan anlayabilirsin.
This year we embossed the flyers for the show.
Bu seneki gösteri için el ilanlarını kabartmalı yaptık.
It's all about the quality of hardware, embossed, well-sealed, good weight.
Malzeme kaliteli, süslemeli, iyi dikişli, ağırlığı yerinde.
It had a purple handle embossed with the name of their friend and the date.
Üzerinde arkadaşlarının adı ve tarih yazan pembe bir sapı vardı.
Lizard-embossed trim, a two-way zipper, and a chest pocket.
Kertenkele kabartması, iki yönlü fermuar ve göğüs cebi var.
Eggshell white. Bold lettering. Double embossed.
Sütbeyaz kağıda, kalın puntolu, çifte kabartılmış.
Whatever happened to proper triple-embossed paper with a nice response card and that sweet little tissue over it?
Neden kabartmalı kartların yanına sevimli cevap kağıtları koyup birde şirin mendille koyuyorlarki?
But the envelope which we picked up from Mrs Duner has an embossed mark.
Ama Bayan Duner'dan aldığımız zarfta.. .. bir kabartma işareti var.
Speaking of which, the supersized anniversary "ish"... has a gold foil-stamped, embossed holographic glow-in-the-dark cover!
Hazır bahsetmişken, büyük boy yıldönümü "vari" sayının altın metal damgalı, holografik kabartmalı karanlıkta parlayan kapağı olacak!
In biblical times, destiny was delivered in the form of stone tablets or a burning bush. But today, true destiny is often engraved and carries an embossed seal.
Eski zamanlarda, kaderiniz taş tabletler ya da yanan çalılar içinden gelirdi ama bugün, gerçek kaderiniz oymalı ve kabarık bir mühürle geliyor.
I'd have gold leaf embossed all round there and a wall of flamingo.
Ben olsam, çevresine altın yaprak kabartması yaptırır flamingo desenleriyle duvarı süslerdim.
It's hemlock, you embossed carbuncle.
Bu baldıran otu. Seni iltihaplı sivilce.
Lana, look at this - it's embossed.
Lana, şuna bir bak. Kabartmalı yapmışlar.
Embossed... very classy.
Kabartmalı hem de.
After referencing the Secret Service ink and paper libraries, that is where Leona Phelps stashed her Italian-made, leather embossed, one-of-a-kind bookkeeping ledger.
Gizli servisin envanter listesine baktıktan sonra Leona Phelps'in İtalyan yapımı deri kaplı muhasebe defterinin kayıp olduğunu buldum.
The "DH" is probably embossed on a cookie sheet.
- Muhtemelen kurabiye tepsisinin kabartması üzerinde "DH" vardı. - Kim?
Embossed invitation?
Süslenmiş kabartmalı davetiye?
Because if you happened to read the embossed invitation, this is... this is a female-only evening.
Çünkü eğer davetiyeyi okuduysanız bu gece... Bu gece kadınlar gecesi.
The name of the shop is embossed on one side.
Gördüğünüz gibi dükkanımızın ismi de bir tarafında işlendi.
Her plan was to pour herself a glass Of her favorite chardonnay, Put on her most stylish nightgown And leave behind a note on embossed stationery.
Planı, kendine bir kadeh beyaz şarap doldurup en güzel geceliğini giyerek geride kabartmalı kağıda yazılmış bir not bırakmaktı.
Oh... it's an exquisitely crafted script cover with my name embossed on it.
Özenle ciltlenmiş, üstüne ismim yazılmış bir senaryo bu.
Red cover, embossed with an Islamic star.
Kırmızı kapaklı, üzerinde İslamı bir yıldız var.
It's embossed, which is very fancy.
Üstünde kabartmalar var. Çok havalı.
Oh, and, Eve, the cards, maybe linen or something and-and embossed.
Eve, ayrıca kartvizitler bezden olsun, kabartmalı da olabilir.
Same paper Elton John uses to publish his first editions combined with their exclusive 25-year-old German ink, and embossed in gold leaf.
Elton John'ın ilk baskısında yayınlamak için kullandığı kağıt ile aynı. Altın yapraklı kabartma ve Almanların seçkin mürekkebiyle birleştirildi.
Fine, what about the embossed ivory?
Tamam, peki ya kabartılmış fildişi?
Fake control numbers, embossed security images... and missing watermarks that can only be seen under UV lights.
Sahte kontrol numaraları, kabartmalı güvenlik resimleri... ve sadece UV ışıklar altında görülebilen eksik işaretler.
Maybe an embossed ashtray.
Belki kabartmalı bir kül tablası verirler.
That's embossed.
Küçük ördeğe dokunsana.
It's embossed.
Kabartmalı.
And did you know that we can get these little handy wipes with our names embossed on the wrappers?
-... yazdırabileceğimizi biliyor muydun?
Embossed!
Kabartma!