Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Encode

Encode перевод на турецкий

52 параллельный перевод
s01e09 - Charles Aznavour ( re-encode by # TheMuppetArchive ).avi ( 121 935 872 B ). THE OLD FASHIONED WAY act and correction ( and sometimes sync too : ) by J.Hovorka.
Çeviren : bond ( Şubat-2009 )
If our distant descendants tried to encode life as they know it in a message of magnesium,
Eğer yakın atalarımız bildikleri yaşamı bir magnezyum, ya da Bor,
The information from Geordi's visor is difficult to encode.
Bunun da sınırları var. Geordi'nin vizöründen gelen karmaşık bilgileri çözmek zor.
- I'll encode your room key.
- Oda anahtarınızı getireyim.
He can extract digital computer data, encode it in amino-acid sequences and transfer them into a fluid in the syringe.
Bilgisayardan dijital verileri alıp, amino asit dizilerinin içine şifreleyip, onları şırınganın içindeki bir sıvıya naklediyormuş.
Maybe you could encode the personality and produce a clone of a mind but the idea of taking someone's soul?
Kişiliği kodlayabilir, zihnin bir kopyasını çıkarabilirsin ama bir insanın ruhunu almak- -
He helped encode the original documents.
Orijinal hükümet dosyalarının çevrilmesine yardım etmiş.
Encode a response to Allied Command.
Müttefik Komutanlığa Kodla.
Encode message for delivery to Naomi Wildman.
Mesajı, Naomi Wildman'a teslim etmek üzere şifrele.
It may be possible to encode some of my nanoprobes to assimilate the synthehol molecules.
Belki benim nanoproblarımdan birazını Alkol melküllerini kodlomak için kullanabiliriz.
Encode transmission with security protocol Alpha-7.
Güvenlik protokolü iletişimi Alpha-7 ile kodla.
- transfer RNA to encode an entirely new genome into these 15 genetically designed super-spiders.
... RNA sentezlemesi sayesinde yeni bir genom. Bu üç örümceğin genetik bilgilerini 15 genetik süper örümceğe ekledik.
In this recombination lab we use synthesized transfer RNA to encode an entirely new genome into these 15 genetically designed super-spiders.
Bu rekombinasyon laboratuvarında sentezlenmiş transfer RNA'sı kullanarak 3 örümceğin genetik bilgilerinden yeni bir genom yaratıyoruz. Bu 15 genetik tasarım ürünü süper örümceğe dönüştürüyoruz.
- -transfer RNA to encode an entirely new genome into these 15 genetically designed super-spiders.
... RNA transfer edilerek yeni bir tür ortaya çıkarıldı. ... bu onbeş adet Genetik Süper Örümceklerde diğer üç türün en mükemmel özellikleri birleştirildi...
In this recombination lab we use synthesized transfer RNA to encode an entirely new genome into these 15 genetically designed super-spiders.
Bu rekombinasyon labaratuarında diğerlerinden RNA transfer edilerek yeni bir tür orataya çıkarıldı bu onbeş adet genetik-süper örümceklerde diğer üç türün en mükemmel özellikleri birleştirildi
I mean, if Sandeman is involved with this... cult, and he did encode... whatever that is into you, then why did he do it in a language you can't understand?
Yani, eğer Sandeman bu tarikatla bağlantılıysa, ve bu alfabeyi çözmüşse bu üzerinde yazan her neyse, o zaman niçin anlayabileceğin bir dilde yazmamış?
If he knew you in Buenos Aires, why would he encode this address in Lisbon in his journal?
Anlamıyorum. Madem sizin Buenos Aires'te olduğunuzu biliyordu, neden Lizbon'daki bu adresi günlüğüne şifreledi?
You know, it won't be difficult for someone to encode a secure data strip and plant it on an ID card with a cracked digitally encoded authentication data and sneak in here.
Biliyor musun birinin güvenlik bilgisini çözüp ve bunu bir kimlik kardına ekleyip dijital olarak kırılmış yetki izniyle buraya sızması hiç de zor olmazdı.
He's loading up a piece of software which will encode all his keystrokes.
- Bütün tuş vuruşlarını şifreleyecek bir yazılım yüklüyor.
You're going to have to remember what I tell you, and then encode it and send it immediately.
Sana söylediklerimi iyi hatırlamalısın. Ve hemen şifreleyip göndermelisin.
Playfair ciphers encode letters in pairs.
Doğru Şifreleme 2 harf yan yana getirilerek oluşturulur.
Means it is used to encode and decode information.
Yani bilgileri şifrelemek ve şifreyi çözmek için kullanılıyor.
Okay, next question : "What is the quantum mechanical effect " used to encode data on hard-disk drives? "
Evet, sıradaki sorumuz Hard Disk Sürücüler üzerine kodlanan mekanik kuantum etkisi nedir?
The technician forgot to encode the signal from the hideout to the truck.
Teknisyen kamyonetten gizlenme yerine gelen sinyali kodlamayı unutmuş.
Once you're done, you'll encode this fund wire for an end-of-day transfer to the Clute-Nichols office in Hong Kong.
Bu işin bitince, bu hesabı gün sonu transferi olarak, CLute-Nichols'un Hong Kong ofisine yönlendireceksin.
His wife dead last week in a car accident but Penny has been able to encode her memories from the original brain tissue, so at least we're not working with blank slate
Eşi geçen hafta trafik kazasında öldü ama Penny yine de asıl beyin dokusundan aldığı anıları kodlamayı başardı, yani elimiz bomboş değil.
They encode their messages in beams of light.
Işık yoluyla gönderdikleri mesajlarını çözdüm...
Red Flag must have used her to encode some of their transmissions.
Kızıl Bayrak onu iletişimlerinin bir kaçını kodlamak için kullanmış olmalı.
They didn't bother to encode it, so I had our speech analyst take a look.
Şifrelemeye dahi zahmet etmemişler,... böylece konuşma analistimde bir göz atabildi.
All right, the Enigma uses a series of pins and rotors to encode words.
Pekala bilmece, kelimeleri çözümlemek için biri dizi dişli ve mil kullanıyor.
Encode.
Şifrele.
Now, the fans are helping us by using cameras that covertly encode the photos with GPS tags.
İşte bu hayranlar, çekilen fotoğraflardaki GPS bilgileri vasıtası ile onun nerede olduğunu anlatıyorlar.
So then you really reach a stage where you can encode much more and the capacity really has no limits in that sense.
Bu örneğe dayanarak bir üst sınırı olmayan bir bilgi işlem gücüne ulaşabilirsin.
Red Flag must have used her to encode some of their transmissions.
Kızıl Bayrak, iletişimi şifrelemesi için onu kullanmış olmalı.
The double helix has an alphabet of 64 codons, that are used to encode our human DNA.
Çift sarmalın 64 kodondan oluşan bir alfabesi vardır, bu insan DNA'sını kodlamak için kullanılır.
When you cipher, you take something you wrote and you encode it using a key book or a famous text, like the declaration of independence.
Şifre sendeyse, yazacak bir şey alır ve bir anahtar kitap ya da ünlü bir metin kullanarak kodlanır, aynı bağımsızlığını ilân etmek gibi.
So they were like multipurpose structures, and they were left there for future generations to work with, and they encode very high knowledge within the mathematics and the geometry, and we're just starting to understand the nature of it now.
Yani çok amaçlı yapılar gibi duruyorlar ve gelecek nesillerin üzerinde çalışabilmesi için bırakılmışlar matematik ve geometrinin çok üst düzey bilgisi kodlanmış ve şu anda doğasını anlamaya henüz yeni başlıyoruz.
But if we want to encode more complex sensory information, it's necessary to establish a systematic language.
Ama daha karmaşık duyusal bilgileri kodlamak için... sistematik bir dil oluşturmamız gerekiyor.
And at that point you could encode a new president, yes.
O sırada yeni bir Başkan oluşturabilirsin.
Our brains actually encode information as fuzzy traces.
Beyinlerimiz gerçekte bilgileri bulanık olarak kodlar.
Only living things have the ability to encode and transmit information in this way.
Sadece canlılar bu şifreleme ve bilgiyi bu yolla iletme yeteneğine sahiptirler.
You know, these days, they encode the shipping destination.
Biliyor musun, bu gün, bu nakliye hedef kodlamak.
Or it's possible that she was so inwardly focused that she simply didn't encode the moment in the first place.
Veya muhtemelen içten içe öyle odaklanmıştır ki ilk bakışta o anı çözümleyememiştir.
We've been able to separate the double-binded proteins and re-encode the RNA.
Çifte bağlı proteinleri ayırıp RNA'yı tekrar kodlayabildik.
That means I encode numbers.
Bu numaraları kodlamak anlamına geliyor.
Just to avoid doing it, they ended up using A sophisticated ethernet encode And streaming data over line they were using to steal pay television.
Sırf bunu yapmamak için ileri teknoloji Ethernet kodlamasından yararlanıp ücretli kanalları bedava izlemek için kullandıkları hatla veri yayını yaptılar.
This guy was in class today asking why his Python encode wouldn't work. I'm like- -
Bugun derste biri Python kodunun neden çalışmadığını soruyordu.
On a day like today, if we cut the phone lines and they had to switch to radio, would they encode their communications?
Böyle bir günde eğer telefon hatlarını kesersek telsize geçmek zorunda kalırlarsa iletişimlerini kodlamak zorunda kalırlar mı?
Well, you'll be happy to hear that Dalton took steps to encode those files on that drive in such a way that only he can access them.
Dalton'un belleği sadece kendisinin açabileceği şekilde şifrelediğini duymak sizi sevindirecektir.
I could encode a skeleton key for you.
Senin için bir maymuncuk kodu yazabilirim.
Encode by AreLift - SharedMovieLink
King3000

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]