Energetic перевод на турецкий
336 параллельный перевод
- Shall we be really energetic...
- Çok enerjik olup...
It's very quiet here in Paris for such an energetic fellow.
Bu kadar hareketli biri için Paris çok sakin bir yer.
That guy is enormously energetic.
Senin adam da pek hareketli.
Perhaps we should try a more energetic remedy.
Belki de daha... enerjik bir çare düşünmemiz gerekiyor. Evet!
" although he is undoubtedly very energetic and able.
Ancak, şüphesiz çok yetenekli ve enerjik olduğu da bir gerçek.
Are you encouraging this energetic competition?
Bu amansızca rekabeti onaylıyor musun?
59200 / 2 is proving very energetic.
59200 / 2 çok çalışkan bir ajan.
Many opportunities for an energetic young man.
"Çalışkan, genç bir adam için birçok fırsat var."
His energetic selfishness came from his passion for his work.
Bencilliği, işine tutkuyla bağlanışının bir sonucuydu
I know you've done everything you can for me and I appreciate it but I'm afraid that more energetic steps are gonna have to be taken.
Sizi taktir ediyorum, ama artık.. .. daha enerjik davranmanın zamanı geldi..
How energetic. What is?
- Epey zinde görünüyorsun.
Your haemoglobin count is back to normal, doctor, which indicates that the flow of oxygen to each cell of your body is back up to its abundantly energetic level.
Hemoglobin sayımın normal, bu da hücrelerin oksijen akışının o çok bitip tükenmek bilmeyen enerjik seviyesine ulaştığını gösteriyor.
- Won't it be frightfully energetic?
- Fazla hareketli olmaz mı?
In his usual discrete and energetic manner he secretly obtained the approval of initiator Enrico Mazzini.
Sıkı ağızlılığı ve "az laf, çok iş" sözünü düstur edindiği işbitiriciliğiyle Bay Roubier, büyük bir gizlilik içinde hareket ederek Enrico Mazzini ile el sıkıştı.
This sport teaches you to be energetic.
Yazarın kendi sözleriyle... "Evet, sıfırdan başladım" diyor Henry Roubier.
Physically, proper Churchill he was very energetic.
Churchill fizikî olarak çok enerjikti.
It made the onslaughts extraordinarier and energetic.
Aniden en sıradışı ve enerjik hareketleri yapabiliyordu.
But as our strength has failed, they have become more energetic and vital.
Ama biz güçsüzleştikçe onlar... güçlenmeye ve atik davranmaya başladı.
The earth sends signals gay and pep To every energetic bone.
Yeryüzü neşeli ve kuru Bir şekilde çınlar kulaklarında.
We are a small energetic species, capable of pettiness, yet capable of brilliance.
Bizler küçük çalışkan bir türüz basitliğe eğilimli olduğu kadar, güzelliğe de eğilimliyiz.
Color is the way our eyes perceive how energetic light waves are.
Renkler, gözlerimizin ışık dalgalarının ne kadar enerjik olduğunu algılama şeklidir.
To do this, they have to be very energetic and in fact they are traveling almost at the speed of light.
Bunu yapmak için çok enerjik olmalı ve hatta bu ışınlar neredeyse ışık hızında yol alıyorlar.
As you can tell we're very different in our characters. but Tina, very energetic.
Anlattığın üzere bizler farklı karakterlerde insanlarız, fakat Tina, çok enerjikti.
Wide shoulders, tanned dark eyes, energetic chin...
Geniş omuzlu, bronzlaşmış..... siyah gözlü, güçlü çene...
You were more energetic when you first came
İlk geldiğinde daha enerjiktin!
Energetic, those guys.
Şu çocuklar çok enerjikler.
You will see him as an energetic, resolute hero.
Onu enerjik ve azimli bir kahraman olarak göreceksiniz.
His energetic fist should be ready to resist
Kuvvetli yumruğu direnmeye hazırlanıyor
Nono sees in his game with Querelle an energetic... somewhat boastful manifestation of a horniness... which he believes to have discovered in Querelle.
Nono, Querelle'le içinde bulunduğu oyunu... Quarelle'de keşfedilmesi gerektiğine inandığı azgınlığın... enerjik nasıl denirse, övüngen bir başkaldırısı olarak görüyor.
Most energetic dancer, your wife, commodore.
Eşiniz çok enejik bir dansçı komutan.
" He's quick-witted and energetic.
... Kıvrak zekâlı ve enerjik.
Try to be more energetic.
Daha enerjik olmaya çalış.
It's going to make us much healthier and much more energetic.
Bu bizi daha fazla sağlıklı ve enerjik yapacak.
Awe the energetic Jones the ubiquitous reporter fixed up the case between them.
Hiperaktif Jones ile yırtık dondan fırlayan muhabirin arasındaki husumet davası çözülmüş.
His well-known technical knowledge and powers of minute observation... well it gets better still the prompt and energetic action of the officers of the law shows the great advantage for the single vigorous and masterful mind.
Kendisinin teknik bilgisi ve dakik gözlem gücü... Burada daha da iyiye gidiyor. Kanun bekçilerinin gösterdiği enerji ve tezcanlılık, bu usta zeka için büyük bir avantaj sağlıyor.
Makes him energetic.
Belki o enerjik yapıyor.
Yes, more than ever, our homeland needs energetic youth who will defend her.
Herşeyden önce, ülkemizin enerjik bir gençliğe ihtiyacı var...
Are you feeling energetic?
Enerjik hissediyor musun?
Keeps us young, energetic, competitive.
Bu bizi enerjik ve rekabetçi kılar.
Kent is the classic American youth... energetic and resourceful, spoiled, perverse and disturbed.
Kent, klasik bir Amerikan genci : Enerjik ve becerikli. Şımarık, sapık ve ruh hastası.
I-I-I find that I smile more easily... and I-I- - I'm more energetic at work, you know.
Daha çok gülümsediğimi, işte daha enerjik olduğumu fark ettim.
- Energetic.
- Enerjik.
- And energetic and decent.
- Ve enerjik ve dürüst.
Sensors are picking up a cloud of energetic plasma.
Algılayıcılar kuvvetli bir plazma bulutu saptıyor.
Captain, a field of energetic tachyons is penetrating the hull.
Kaptan, kuvvetli bir takyon alanı gövdeyi aşıyor.
- Real energetic dog.
- Enerjik bir köpektir.
An energetic cure at the right moment can prevent complications.
Doğru zamanda yapılacak güçlü bir müdahale karmaşayı önleyebilir.
You are a very energetic human.
Çok enerji dolu bir insansın.
If Sander Systems wins, an energetic young company is destroyed.
Eğer Sander Systems kazanırsa, genç dinamik bir şirket biter.
But with a person of so energetic character and whose intellect is so strong...
Ancak benim gibi enerjik ve zeki biri için...
But they may prove a touch energetic for his advanced years.
Ama onun ilerlemiş yaşı için enerjik bir dokunuş sağlayabilirler.