Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Enhance

Enhance перевод на турецкий

670 параллельный перевод
Me I was clothed modestly to enhance you better.
Oysa sıradan giyinmiştim ki, ilgi senin üzerinde olsun.
It will enhance any collection of fine art.
Her koleksiyon için vazgeçilmez bir eser.
Lord Ptolemy wishes to enhance his welcome by a gift of some importance.
Lord Ptolemy size bir armağan vererek hoşgeldiniz demek isterler.
We must offer similar help to the population of Bavaria and Eastern Prussia, and send elite troops there to enhance the local breed of the population. "
Böylesi bir hizmeti Bavyera ve... doğu Prusya halkına da sunmak lazım " diyordu.
There's not much to me, I admit, but I do draw attention... to beauty like yours, and doubly enhance it... as many a lady has found.
Kabul ediyorum, benim pek fazla dikkat çekici yanım yok. Sizin güzelliğinize iki kere yemin edebilirim. Diğer bir çok kadına kıyaslanamaz.
Do you think it would enhance my filthiness?
Sence pisliğimi geliştirir mi?
However, that does not enhance my cool.
Yine de rahatladığımı söyleyemem.
Any appearance of danger is simply a device to enhance your experience.
Herhangi bir tehlike belirtisi, deneyiminizi zenginleştirmek için tasarlanan bir aygıttır.
Therefore we must protect and enhance everything that is good and purebred.
Bu nedenle her şeyi iyi ve safka olarak, korumak ve geliştirmek zorundayız.
It's clear you wrote it for yourself... not to enhance your image as a writer.
Bunu bir yazar olarak değerinizi arttırmak için değil kendiniz için yazdığınız çok belli.
He also made use of the rebound force... to enhance his own power
Ayrıca içsel gücünü kullanarak yankı tekniğini de kullanır!
Do you believe sincerely that these electric shocks will enhance Mr. Rivoli's memory?
Bu elektrik şoklarının Bay Rivoli'nin hafızasını canlandıracağına gerçekten inanıyor musunuz?
But we are also capable of using our compassion and our intelligence our technology and our wealth to make an abundant and meaningful life for every inhabitant of this planet to enhance enormously our understanding of the universe and to carry us to the stars.
Fakat aynı zamanda sevgi ve zeka kapasitemizi teknoloji ve sağlık değerleri ile birleştirerek, zengin ve anlamlı bir yaşamı gezegenin her noktasına yayarak,... evreni algılayışımızı yükseltip kendimizi yıldızlara taşıyabiliriz.
The environment selects the occasional mutations which enhance survival.
Çevreye en iyi uyum sağlayan türler hayatını devam ettirir.
We can enhance life and come to know the universe that made us or we can squander our 15 billion-year heritage in meaningless self-destruction.
Ya evrenin bize sagladigi yasami zenginlestirecegiz, ya da 15 milyar yillik mirasimizi anlamsiz bir yokolus ile israf edecegiz.
Then, Linda Morabito, a member of the Voyager navigation team used a computer to enhance in a picture the edge of lo in order to bring out the stars behind.
derken, Voyager ekibinden Linda Morabito, arkadaki yıldızları görmek için görüntüyü büyüttü.
We enhance his show with our passion with our suffering
Tutkularımızla, acılarımızla... onun için gösteri yapıyoruz!
Enhance 224 to 176.
224'e 176'yi büyüt.
Enhance.
Büyüt.
Enhance 34 to 36.
34'e 36'yi büyüt.
Enhance 34 to 46.
34'e 46'yi büyüt.
Enhance 57-19.
57'ye 19'u büyüt.
Enhance 15 to 23.
15'e 23'ü büyüt.
Sheaths that are designed not only to protect but also to enhance the stimulation of sexual congress.
Sadece koruma amacı değil... cinsel birleşmede uyarımı da arttırma amacı taşıyan kaputlar.
My honorable colleague demonstrates on purpose the so-called harmfulness of both males in order to enhance the prestige of her service and get additional fundings for her suspicious "experiments".
Sevgili meslektaşım kendi.. biriminin prestijini artıkmak ve şüpheli deneyleri için fon almak amacıyla kasıtlı olarak erkeklerin zararlarını abartıyor.
Coach Rimsky, what does this do to enhance performance?
Koç Rimsky, performansı geliştirmek için bu ne yapıyor?
In World War II he used steroids on pregnant women in concentration camps in an attempt to enhance intelligence.
İkinci Dünya Savaşı'nda, zekayı arttırmak için toplama kamplarındaki hamile kadınlar üzerinde steroit kullanmış.
It does not enhance your business persona, and it makes me terribly unhappy, so I appeal to your intelligence, sensitivity, and good judgment by asking you to please shave the beard.
Ticari kişiliğini yüceltmediği gibi beni de fena halde mutsuz ediyor. O zaman, aklına, duyarlılığına ve iyi düşünüp karar vereceğine dayanarak rica ediyorum, kes artık şu sakalını.
Because it would enhance my sense of security.
Kendimi daha güvende hissetmem için.
We learned to enhance it, to focus it.
Onu geliştirmeyi, odaklamayı öğendik.
We learned to enhance it, to focus it.
Ve işte buradayım.
We can enhance them through the image processor.
Görüntülerini gemi bilgisayarındaki görüntü işlemcisiyle geliştirebiliriz.
It is conceivable that with each generation, they enhance their design, at an extraordinary rate of evolution.
Her yeni nesille, inanılmaz bir evrim hızıyla dizaynlarını geliştirmeleri olası.
Enhance, please.
Çoğaltın lütfen.
( Man ) The body conspires to enhance these chemicals.
Vücut bu kimyasalları artırmak için çaba gösterir.
And spectrally enhance those shadows.
Ve o gölgelerin tayfını arttır.
Computer, enhance frontal lobe.
Bilgisayar, frontal loba yakınlaş.
Computer, enhance far left figure and compare.
Bilgisayar, soldaki figürü geliştir ve kıyasla.
You should only drink to enhance your social skills.
Sadece sosyal vasıflarını arttırmak için içmelisin.
Dr. Menville pursued with vigor a variety of pursuits not just to attain some personal ambition, but to enhance the world for us and make it a better place than he found it.
Dr. Menville amaçlarını büyük bir güçle takip etti kişisel hırslarını gerçekleştirmek için değil dünyayı geliştirmek, daha iyi bir yer yapmak için çalıştı ve bunu başardı.
Can you enhance that? Sharpen it up?
Daha da büyültüp netleştirebilir misin?
I'm telling you... I will not enhance your child.
Diyorum ki çocuğunu deneylerde kullanmalarına izin vermeyeceğim.
We could enhance a dekyon emission and send ourselves a message.
Dekyon yayınını arttırabilir ve kendimize mesaj gönderebiliriz.
Which seem to enhance the likelihood of my finding something, wouldn't you say?
Hangisinde bir şey bulma şansım daha fazla acaba, ne dersiniz?
Of course. I read your proposal on using microchips to enhance the brain's potential.
Beynin potansiyelini artırmak için mikroçipler kullanmakla ilgili yazınızı okudum.
These will certainly enhance the resort's brochure.
Bunlar dinlenme tesisinizin broşüründe güzel duracaktır.
Or to enhance sex.
Veya seksin niteliğini artırmak için.
It should enhance the long-range sensors.
Uzun menzilli algılayıcıları güçlendirecektir.
Magnify sector Gamma three and enhance.
Gama üç bölmesini büyüt ve devam et.
You wanna enhance that a little bit?
Şunu verin lütfen.
Computer, enhance image in section four delta.
Bilgisayar, resmi delta dörde büyüt.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]