Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Enigmatic

Enigmatic перевод на турецкий

148 параллельный перевод
These things appear enigmatic and mysterious... that hundreds of thousands would be led to assemble... amidst calamity and passion.
Bu şeyler esrarengiz ve gizemli gözükür... binlercenin yüzlercesi bela ve tutku arasında... toplanmaya rehberlik eder.
She was quite enigmatic... and clearly enjoyed startling me.
Çok gizemli davranıyordu ve beni ürkütmekten açıkça keyif alıyordu.
My wife had the same triangular face... the same icy, enigmatic glance.
Karım ise aynı üç köşeli surata aynı soğuk ve esrarengiz bakışlara sahipti.
- Now, the latest centrifugal research as performed by Bronxville scientists has proven that syllogism is enigmatic to prolonged resistance, especially in the cavalry.
- Son merkezkaç araştırmaları Bronxville'li bilim adamları tarafından gerçekleştirilmiş ve göstermiştir ki tasım, uzun süreli rezistanslarda esrarını korumaktadır özellikle de süvarilerde. Kulaklarınıza gelirsek.
You are so enigmatic.
Çok esrarengizsin.
You've got your enigmatic face on.
Ne kadar da gizemli bir yüzün var.
Their made-up faces and enigmatic expressions the maskes of drunkards, the shouting, wild laughs, idiotic and cruel jokes... reminded me of some strange and weird people... that you see all over the district.
Makyajlı yüzleri, gizemli ifadeleri sarhoş maskeleri bağırmaları, vahşi gülüşleri, aptal ve acımasız şakaları her yerde görebileceğimiz garip ve acaip insanları hatırlattı bana.
Your enigmatic and discreet looks are simply mystification.
Sizin esrarengiz ve ketum bakışlarınız bile basit bir şaşırtmaca.
What do you think of this enigmatic man?
Bu esrarengiz adam hakkında ne düşünüyorsun?
But then, I've always liked enigmatic women.
Yine de, gizemli kadınları hep sevmişimdir.
I can't wait until the Cassini mission sends an entry probe through the organic haze of Titan to its enigmatic surface.
Cassini görevinin Titan'ın organik bulutlarına inceleme araçları göndererek gizemli yüzeyini keşfetmesini bekleyemem.
At the end of memory's path, the ideograms of the Island of France are no less enigmatic than the kanji of Tokyo in the miraculous light of the new year.
Hafizanin patikasinin bittigi yerde, yeni yilin mucizevi isiginda... Fransa Adasi'nin ideogramlari, Tokyo'nun kanjisinden daha az esrarengiz degil.
But again, this enigmatic character... you couldn't resist.
Ama yine de, karmaşık karakterine... karşı koyamıyordunuz.
Forgive my saying so, sir, but you're being rather enigmatic.
Böyle söylediğim için beni affedin efendim, ama çok esrarengiz davranıyorsunuz.
When Starfleet gets enigmatic, I know we're facing a challenge.
Yıldızfilosu gizemli davrandığında, zorlu bir durumla karşı karşıyayız demektir.
The news stoy behind that enigmatic half-joke right after this commercial message.
Haber, hareketli, esprili, reklam mesajından hemen sonra.
Six hundred pages and the big takeaway is he's enigmatic.
Evet, tam 600 sayfaydı. Kitaptan anladığım en işe yarar bilgi gizemli biri olduğu.
We are en route to the uninhabited El-Adrel system, near the territory of an enigmatic race, the Children of Tama.
Tama'nın çocukları olarak bilinen esrarengiz ırkın sınırına yakın olan, ıssız El-Adrel sistemi yolundayız.
Enigmatic?
Anlaşılmaz?
So this must be the enigmatic Agent Scully.
Bu da, gizemli Ajan Scully olmalı.
And it wasn't until I was ten years old that I asked my grandfather about the man with the longest and most enigmatic name of all.
10 yaşıma geldiğimde ben de dedeme sordum... Dünyanın en uzun ve en gizemli bu isminin ne anlama geldiğini...
Enigmatic, provocative.
Esrarengiz, kışkırtıcı.
The enigmatic John Malkovich, one of the world's greatest entertainers and the man who reinvented how we view puppeteering.
Esrarengiz John Malkovich. Dünyanın en büyük sanatçılarından biri ve kuklacılığa bakışımızı kökten değiştiren adam.
I thought that enigmatic thing was an act to get women.
Bu esrarengiz şeyin, kadın tavlamak için yapılan bir davranış olduğunu düşünmüştüm.
The cult had an enigmatic leader named Seth.
Tapınımın Seth adında esrarengiz bir lideri varmış.
The first close-up pictures of this enigmatic moon came in 1980, when Voyager flew by.
Bu gizemli uydunun yakın plan ilk fotoğrafları 1980 yılında Voyager'ın geçişi sırasında çekildi.
I'm sure when Papa does meet him... he'll understand exactly why I think that Aleksandr Ivanovich Luzhin... is the most fascinating, enigmatic and attractive man... that I have ever met.
Eminim ki, babam onunla tanıştığında... Aleksandr Ivanovich Luzhin'ın neden... tanıştığım en etkileyici, gizemli... ve çekici adam olduğunu kesinlikle anlayacak.
Our enigmatic foe has a name. Let's see if he has a face.
Bizim düşmanın bir ismi var Onun bir çehresini görelim.
It says, "She is a luminous, enigmatic, French beauty."
Diyor ki : o parlak, gizemli bir Fransız güzeli.
The enigmatic "E" strikes again.
Gizemli "E" tekrar saldırır.
One of the books of the Castilian Cabala, the "Zohar", speaks of the Nine Fractions that end up in the Kingdom, and it says something very enigmatic :
İspanyolca İncillerden biri olan "Zohar" "9'a Bölünme" den Tanrının Krallığı'ndaki son olarak bahseder. Esrarengiz bir açıklama yapar.
And how long have you been in love with Karl, our enigmatic chief designer?
Ne zamandır esrarengiz baş tasarımcımız, Karl'a aşıksın?
No, not too much. I want it enigmatic.
Hayır, çok değil.Gizemli olmalı.
The Beljoxa's Eye was quite clear about that, in its enigmatic way.
Beljoxa'nın Gözü bunu açıkça söyledi anlaşılmaz bir şekilde.
If you wanna help track down the enigmatic vigilante...
Eğer gizemli tetikçiyi bulmama, yardımcı olmak istersen.
It is the first time the enigmatic, Serge Novak cerebral and sophisticated... suggests some of their life.
Novak bu kitabında şimdiye kadar hiç yapmadığı bir şey yapmış ve... ... kendinden söz etmeye başIamış ve tabii bu arada da...
The man you described, enigmatic, mysterious.
Tarif ettiğin adam anlaşılmaz, gizemli biri.
They can be somewhat enigmatic.
Biraz anlaşılmaz olabiliyorlar.
The real wild card here is the enigmatic racer known only as Maxx.
Maxx olarak bilinen esrarengiz yarışçı tam bir kapalı kutu.
The enigmatic Johnny Smith.
Anlaşılmaz Johnny Smith.
But it soon became clear that this enigmatic equation had a powerful dark side to it.
Fakat yakın zamanda ortaya çıktı ki, bu esrarengiz denklemin güçlü bir karanlık yüzü varmış.
As far as the soul, that still remains as enigmatic as ever.
Ruha gelince, o gizemini hâlâ koruyor. Tamam, başlayın.
That is enigmatic.
Bulmaca gibi.
That is... that is textbook enigmatic.
Bu ders kitabı bulmacası gibi.
I'm secretive, mysterious, enigmatic.
Ben ketumum, gizemli, esrarengiz.
More importantly, the books'enigmatic nature would've made them cult classics
Daha da önemlisi, kitaplarının gizemli doğası sayesinde kült statüsüne erişeceklerdi.
- She sounds enigmatic.
- Muammalı görünüyor.
It's enigmatic.
Gizemli.
Enigmatic Dr. Scully.
Gizemli Dr. Scully.
Davina does have an enigmatic bottom.
Davina'nın muammalı bir kalçası vardır.
13, 00 : 52 : 07 : 00, As a place where thousands of people congregate, 00, 00 : 52 : 17 : 00, like the enigmatic sniper in Two-Minute Warning
Tıpkı İki Dakika Uyarı ( Two-Minute Warning, 1976 ) filminde, sinema yıldızlarının hesabını düren esrarengiz keskin nişancı gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]