Entry перевод на турецкий
4,408 параллельный перевод
No, there's no signs of forced entry, so whoever did this knew how to bypass the security system.
Faillerin içeri nasıl girdiği hakkında bir fikrimiz var mı? Hayır, zorla giriş belirtisi yok. Yani bunu kim yaptıysa güvenlik sistemini...
Yes, well, based on entry wounds and powder burns, I believe your suspects shot the victims at close range using suppressors.
Mermi yaralarına ve barut izlerine bakacak olursak bence şüpheliler, kurbanları susturucu kullanarak yakın mesafeden vurdular.
How's that data entry going?
Veri girişi nasıl gidiyor?
I don't see any sign of entry.
Zorla girilme görmüyorum.
Entry and exit points of the Wolcott residence, upper windows too.
Wolcott evinin giriş ve çıkış noktaları, ayrıca üst kat pencereleri de...
Yeah, it's right here on the entry form.
Evet, kayıt formunda da yazıyor.
I'll go outside and check for forced entry.
Dışarı çıkıp zorla girilmeye dair bir iz var mı ona bakacağım.
"The first dark spirit awaits entry into your world."
"İlk karanlık ruh, dünyanıza girmek için fırsat kolluyor."
The only problem is my theory falls apart with the last entry.
Teorimdeki tek sorun son sayfayla çelişiyor olması.
This one is from his final entry.
Bu son yazısından.
- No signs of forced entry?
Zorla girildiğine dair bir iz var mı? Hayır.
What makes it a deterrent for bad guys is that it's unobtrusive and can be anywhere- - building lobbies, train stations, entry gates across the country.
Kötü adamlar için caydırıcı olmasının sebebi dikkat çekmiyor olması ve her yerde bulunabilmesi : Bina lobilerinde tren istasyonlarında, sınır girişlerinde.
Article seven of the Illinois criminal code... unlawful entry into, or attack on one's dwelling,
Illinois suç kanunnamesindeki yedi yasaya göre birinin meskenine kanun dışı girmek veya saldırmak durumunda güç kullanabilirsin.
The balance sheet seems kosher, but, um, check out this ledger entry.
Bilanço düzgün görünüyor. Ama şu defter-i kebir kayıtlarına bir bakın!
Girls, that means sopranos, altos and entry at bar 25.
Kızlar bu sopranolar, altolar ve giriş 25.dizede demektir.
No sign of forced entry, no sign of struggle, but one of the rooms has been ripped apart.
Zorla eve giriş, boğuşma izi yok ama odalardan biri darmadağın edilmiş.
Which means we have two entry wounds with no exits.
Bunun anlamı iki yara girişi var ama çıkışları yok.
Two entry wounds, yes.
İki yara girişi var, evet.
But isn't that an entry wound?
Ama bu yara girişi değil mi?
The bullet exited the skull laterally, which caused the beveling to bow inward like an entry wound.
Kurşun kafatasının yan kısmından çıktı bu yüzden içe doğru eğim alması, yara girişi gibi görünmesini sağladı.
One theory is that the arsonist wears a vermiculite entry suit.
Bir teoriye göre kundakçı vermikülit bir elbise giyiyor.
Entry wound's in the back of the head.
Yara girişleri kafa arkasında.
Here's an entry about the money drop at Honolulu Zoo.
Honolulu hayvanat bahçesinde yapılacak para transferi hakkında bir giriş var.
These are possible points of entry to the sewers.
Kanalizasyona olası giriş noktaları.
One of the search teams looking for Griffin's entry point into the sewers found the body this morning.
Griffin'in kanalizasyona giriş noktasını arayan araştırma ekiplerinden biri bu sabah cesedi buldu.
all i know is my mind was so numb from doing all that boring data entry that my brain kind of rebooted, and i had an inspiration about one of my old cases.
Tek bildiğim, tüm o sıkıcı veri girme işlerinden dolayı beynim o kadar uyuştu ki kendine format attı ve eski dosyalarımdan birini çözmek için ilham bulmuş oldum.
I processed Amy's condo. Point of entry was the back door.
Amy'nin kınamak işlenmiş giriş bir Noktası arka kapı oldu..
What about the other rubble we found at the point of entry?
Ne diğer moloz dersin giriş noktasında mu?
I mean, he waits until they're asleep, uses a bump key on the back door lock to gain entry.
Giriş kazanmak için onlar uykuda, arka kapı kilidi bir yumru anahtar kullanır kadar Yani, o bekler.
Except that at the first scene, he passes a wide-open window he could've used for entry.
Bunun dışında Ilk olay yerinde, o geniş açık pencere geçer o giriş için kullandım olabilir.
As the British import tax on tea was at an all-time high, I devised a diversion to gain entry.
Çay üzerindeki İngiliz ithal vergisi her zaman yüksek olmasına rağmen, katılım sağlamak için bir şaşırtmaca tasarladım.
This entry's from 1520.
Bu kayıt 1520'den kalmış.
any signs of forced entry or a struggle?
Zorla giriş göstergesi var mı?
There were signs of forced entry.
İçeriye zorla girilme belirtileri vardı.
Could be an entry wound cauterized immediately.
Hemen dağlanmış bir giriş yarası olabilir mi?
Initially, I thought these were entry wounds, as if from a gunshot.
Başta bunları giriş yarası sanmıştım, bir kurşun yarası gibi.
And I want you to look back at this entry and know that at the very least your father was completely honest.
İleride bir gün bu yazıyı tekrar okuduğunuzda hiç değilse babanızın son derece dürüst olduğunu bilmenizi istiyorum.
McKinley High Career Fair. Where students come to expose themselves to the job market and its entry-level corporate recruiters.
Öğrencilerin iş piyasası ve başlangıç için işverenlerle nasıl iletişim kuracağını öğrendiği yer.
Someone deleted the catalog entry.
- İki yapalım onu. Birisi katalog girişini silmiş.
Except there was no forced entry past the garage security.
Bunun haricinde garaj güvenliğini geçmek için yapılmış bir zorla giriş izi yoktu.
The entry points in his eyes are from an outpatient-style traditional lobotomy.
Gözlerindeki giriş noktaları ayakta tedavi stiliyle yapılan geleneksel bir lobotomi.
There's no sign of forced entry, and from the look of it,
Zorla girildiğine dair bir işaret yok.
- There's our entry point.
- Giriş noktamız orada.
No signs of forced entry or a struggle according to the initial police report.
Tamamlanacak. İlk polis raporuna göre zorla girme veya boğuşma izi yok.
Security personnel visually confirmed an illegal entry.
Güvenlik personeli görsel olarak kaçak giriş tespit etti.
Someone is trying to interfere with your entry.
İçeri girişine engel olmaya çalışan biri var.
Sir, no forced entry before Lieutenant Flynn.
Efendim, Komiser Flynn'den önce zorla giriş yok.
If we fail, Jay's gonna burn up on re-entry into this house.
Başaramazsak Ray eve geldiğinde küplere binecek. Değil mi?
Single entry, avoided the rib cage, killed her fast.
Göğüs kafesine değmeden, tek darbeyle hızlı bir şekilde öldürmüş.
And no recorded entry.
Ve hiçbir giriş kaydı yok.
WITH NO POINT OF ENTRY,
Delta Sierra Juliet.