Envies перевод на турецкий
59 параллельный перевод
Say to yourself, there is one man who envies you.
Kendi kendine, seni kıskanan biri olduğunu söyle.
He envies you because a German officer knows about war - only from the newspapers.
Size çok imreniyor çünkü Alman subayları savaşları ancak gazetelerden tanıyorlar.
When an immortal envies the mortal entrusted to him it's a danger signal.
Ölümsüz biri kendisine emanet edilen bir ölümlüyü kıskanırsa, bu tehlike işaretidir.
This old mummy envies you.
Bu yaşlı mumya seni kıskanıyor.
She envies my work.
O beni kıskanır.
My husband envies you terribly, Mr. Adams.
Kocam seni çok fazla kıskanıyor, Bay Adams.
That rascal... probably both despises and envies me.
O hayta herif şimdi bana hem kızıyor hem de gıpta ediyordur.
Of course, the guy envies you!
Seni kıskandığı kesin!
This MussoIini, of whom everyone envies us...
Şu herkesi kıskandıran Mussolini var ya..
Do you know who envies us?
Bizi kim kıskanıyor biliyor musun?
"from one who envies you."
"sana imrenen birinden."
Sauron, who forged it, looks for his Ring... and Saruman, who envies it, searches for its power too.
Sauron kendi yaptığı Yüzüğü arıyor. Yüzük'ü kıskanan Saruman da onun gücünün peşinde.
It's only your body he envies.
Sende imrendiği sadece vücudun.
In the street he envies All those lucky boys
Caddede o şanslı çocuklardı imrenerek seyrettiği.
But the one great advantage of being a dwarf... is that you can be wiser than other people and no one envies you.
Fakat bir cüce olmanın en büyük avantajlarından biri... diğerlerinden daha akıllı olabilmene rağmen kimsenin seni kıskanmaması.
He envies my success.
Benim başarımı kıskanıyor.
A man who envies our family... is a man who needs help.
O, ailemize imrenen ve yardıma ihtiyacı olan bir adam.
He even envies our laughter.
- Gülüşümüzü bile kıskanıyor.
He writes garbage, he grumbles, he envies the world, and that's his life.
Saçmalıklar yazmak, sızlanmak, kıskanmak. Onun hayatı bu.
Everyone envies me for being born in the royal family
Soylu bir ailede doğduğum için herkes beni kıskanır
My point being that the whole world reveres the artists envies their talent, wants to be just like them.
- Şu demek, dünya sanatçılara tapar. Yeteneklerine gıpta ederler. Onlar gibi olmak isterler.
He envies your youth.
Gençliğini kıskanıyor.
Inquisitor of Poland and Saxony, seller of indulgences extraordinary, connoisseur of relics, envies our collection!
Polonya ve Saksonya Engizisyon Üyesi, bağışlama belgesi olağanüstü satıcısı, kutsal emanet uzmanı, bizim koleksiyonumuzu kıskanıyor!
Everyone envies you for being the first to reach Phase 2!
2. aşamaya geçen ilk kişi olacağın için herkes seni kıskanıyor!
She says she envies me having a son like you.
Senin gibi bir oğlum olduğu için beni kıskanıyormuş.
Everyone here envies you.
Buradaki herkes seni kıskanıyor.
They mourned his envies, one by one, foreign nations with our own.
Onu kıskananlar, birer birer yas tuttu. Yabancı uluslar, göz yaşına ortak oldu.
The whole of Vienna envies me.
Tüm Viyana beni kıskanır. 7.
Cesare despises me because he envies me.
Cesare kıskandığı için beni sürekli hor görüyor.
It is an instinct animal that people feel envies, you know?
Hayvan haklarını savunan insanlar kıskansınlar.
He / she envies, his / her ugly one.
Kıskançlık çok çirkin olabilir.
You have the world's greatest man, you're a star yourself, everyone envies you...
Dünyadaki en mükemmel erkek ile birliktesin, kendin de bir starsın, herkes yerinde olmak için neler vermezdi. Ne olmuş?
Mussolini envies us already.
Mussolini zaten bize imreniyor.
Everyone envies you.
Herkes sana imreniyor.
You know, part of me envies you.
Bir yanım sana imreniyor.
She envies me...
Bana imreniyormuş.
The world envies us that.
Bütün dünya bizi kıskanır.
He no longer envies you.
Affedersin.
Such touching faiths, one envies him, almost.
Neredeyse onu kıskanıyor.
I think she envies you.
Bence seni kıskanıyordur.
I don't think he envies us at all.
Bizi kıskandığını sanmıyorum.
After living for so long, there's actually someone who says she envies me?
Bunca zaman sonra, aslında beni kıskandığını söyleyen biri var?
Everyone envies us.
Herkes de bize özeniyor zaten.
Even envies that love, perhaps.
Belki de bu aşkı kıskanır.
- She said she envies your devotion.
- Dedi ki : Sadakatine hayranmış.
Everyone envies us.
Herkes bize özenir.
"Charity suffers long, and is kind ; " charity envies not ; charity brags not itself, it is not puffed up. "
"Merhamet sabırdır ve şefkattir ; merhamet kendiyle övünmez ; böbürlenmez."
- He envies you.
- Size özeniyor!
Love envies not.
aşk kıskançlık yapmaz ;
- Envies me?
Beni kıskanan mı?
- No one envies us any more.
- Bize artık kimse gıptayla bakmıyor.