Environs перевод на турецкий
33 параллельный перевод
Yes, Mr. Wilson... the accommodations are strictly modern... and so far, the renovations have been consistent... with maintaining the ectoplasmic ambience... of Castle Plunkett and environs.
Evet, Bay Wilson konaklama yerimiz kesinlikle modern ayrıca, Plunkett Şatosu ve çevresi ektopolazmik ambiyans ile restorasyon edilmiştir.
We'll repair to more comfortable environs.
Daha rahat bir yere geçelim.
Let mejust show Masha the environs.
Masha'ya hemen etrafı göstereyim.
More appropriate for a runway than these environs.
Buralardansa şehir dışı için daha uygun.
Oh, had I met you in 1943 in the environs of Kursk!
Oh, seninle 1943'te karşılaştık mı Kursk civarında! ..
And we shall retire to more private environs... where I will tell you how there are vast amounts of money... to be made in the service of God almighty.
Böylece size, Yüce Tanrıya hizmet ederek nasıl çok para kazanabileceğinizi anlatırım.
Seeing him in the environs of that nursing homehas to be dispositive of the issue.
Onu kendi ortamında görmek bu kararı vermenize yardım eder. Size sadece yarım saat veriyorum.
I'm seeking a family that used to live in these environs.
Bir zamanlar burada yaşamış bir aileyi arıyorum.
They will not experience Joyce's swerve of shore, nor bend of bay, nor see the environs.
Ne Joyce'un kıyıdan sapmasını yaşayacaklar ne de koyun girinti çıkıntısını, ne de etrafı görecekler.
Those of you working Mandeville and its environs, expected 3 light backups and plenty of red zones violations.
Bu Mandville ve civarında çalışanlar için. Üç trafik sıkışıklığı ve bir hayli kırmızı bölge ihlali bekliyorum.
With all respect to the Magistrate Clagett, General, eager as we are to get taken into the territory, those wheels grind slow, while every day in this camp and environs tens of thousands of dollars in gold get cleaned up, and put into circulation.
Yargıç Claggett'e saygımız sonsuz, General... kendisi de bizim kadar birliğe katılmamızı istiyor. Ama çarklar çok yavaş dönüyor. Bu arada, bu kamp ve çevresinde... her gün on binlerce dolarlık altın temizlenip... tedavüle sokuluyor.
The preeminent meteorological authority... on the South Atlantic and environs.
Güney Atlantik ve çevresi ile ilgili... En büyük hava otoritesi.
I ask myself what might have become of those ghosts that environs of the casino.
kendime soruyorum gazinoyu çevreleyen. bu hayaletler ne olabilirler?
where he, as it were, reinvents not only himself, but his entire social environs.
Bu dünyada sadece kendisini değil, tüm sosyal çevresini de yeniden inşa eder.
Today I have with me in the studio Dr. Camille Saroyan, the federal medical examiner for D.C. and the environs.
Bugün yanımızda Başkanet federal yöre ve adli yargıcı Dr. Camille Saroyan var.
Oh, I've long suspected that the environs of Tower Prep could be a spawning ground for such creatures.
Bilim insanları tarafından sınıflandırılmadılar. Tower Prep civarında değişik canavarların şu anda yumurlama dönemleri olduğunu düşünüyorum. Hadi şu canavarlara bir bakalım.
You're back in the safe, civilizing environs of the zoo.
Artık hayvanat bahçesinin medeni sınırları içine döndün.
And seeing that 214 of the 309 residents of blackmoor and its environs live within, what, 500 yards of this tavern, i was planning to spend the evening here.
309 kişilik Blackmoor ahalisinin 214'ünün bu meyhanenin 500 metre civarında ikâmet ettiğini düşünürsek bütün akşamı burada geçirmeyi planlıyorum.
Possible military sniper in the environs, armed with a.338-caliber Barrett snipe...
Çevremizde 338 mermi çaplı Barett tüfekli bir keskin nişancı olabilir.
You're talking the environs of the Hilton Hotel.
Hilton Hotel'in olduğu bir yerden bahsediyorsun.
I can annexe the city of Bologna and its environs.
Ben Bologna ve çevresini topraklarıma eklerim.
All geniuses who drew inspiration from chaos in their environs.
Bütün dâhiler çevresindeki karmaşadan ilham almıştır.
Travel safe and, you know, pop in if you're in the environs.
Dikkatli sürün ve yolunuz düşerse uğrayın yine.
Hey, Ted. Can you give me a gander of the environs?
Ted, etrafa şöyle bir göz attırır mısın?
Well, he's got what's needed in these environs.
İhtiyacı olan her şey buralarda vardı.
That way my troops and I could return to more civilized environs.
Böylece askerlerim ve ben daha uygar ortamlara geri dönebilirdik.
If he issues a confession and agrees to testify against the people who hired him, we'll see he's assigned to the safe environs of a white collar prison.
Eğer itiraf eder ve onu tutap kişilere karşı tanıklık ederse onun güvenli çevresi olan düzgün bir hapishaneye gitmesini sağlarız.
In actual fact, when I'm in these hallowed environs, I deliberately tamp down my abilities so as not to violate my fellows'privacy.
Aslında bu kutsal çevredeyken yeteneklerimi kasten bastırırım.
We believe in allowing our punks to find themselves through trial and error in a safe environs.
Biz punk'larımızın güvenli çevrelerde deneme yanılma yöntemi ile kendilerini keşfetmesine izin vermeye inanırız.
If Betsy enters the Well you used to leave this place, she will return in her own time, so... you and I must endeavor to help her on her way as soon as she returns from scouting the environs.
Eğer Betsy kuyuya girerse, bu yerden çıkmak için kullanırsın. Yani o kendi zamanına dönecek... Sen ve ben onun kısa zamanda kendi yoluna dönmesi için gayret etmek zorundayız
The town of Salvation and its surrounding environs are located within one of these Fragmentations.
Salvation kasabası ve onu çevreleyen yerler bu boyutlardan birindedir teknik olarak.
It casts a yellow glow over its environs.
Etrafına sarı akkorlu ışık yayar.
00, 00 : 18 : 12 : 00, The varied terrain and eclectic architecture 00, 00 : 18 : 17 : 00, allowed Los Angeles and its environs to play almost any place.
Değişken arazi ve eklektik mimari, Los Angeles'a ve onun çevresine neredeyse her mekanın rolüne bürünme imkanı verir.