Envisage перевод на турецкий
25 параллельный перевод
Children are quick to imagine the worst But the worst never seems quite real because they can't envisage death
Gençler, ölümü hayal edecek durumda olmasalar bile en kötüsü kendilerine gerçekmiş gibi görünmese de hemen en kötü şeyi düşünürler.
What do you envisage?
Ne hayal ediyorsun?
I mean, I feel this myself in my own relationship with my parents at the time of the war and with my children today, that, in a sense, they neither can nor wish to envisage the circumstances in which we lived in the war.
Ben bunu, savaş zamanlarında kendi ailemle olan ilişkilerimde ve şimdi çocuklarımla olan ilişkilerimde hissediyorum. Bir bakıma, savaş zamanlarındaki şartları ne tasavvur edebiliyorlar ne de bunu yapmayı arzuluyorlar.
Envisage it.
Sahneyi hayal edebiliyorum.
How many dead does your plan envisage?
Planın kaç kişinin ölümünü öngörüyor?
And one also could envisage - something else.
Başka şeyler de yapabiliriz tabii ki.
If I could envisage a plan, some kind of starting point...
Bir yol haritası tasarlayabilsem, bir tür başlangıç noktası...
You can envisage it?
Tahmin edemiyor musun?
And as he traveled, he began to envisage a new type of society.
Yolculuğu esnasında yeni bir tür toplum tasarlamaya başladı.
With the dress rehearsal, the court performance and the public showing, I envisage three.
Son prova, saray ve halk gösterisi olmak üzere üç olarak planlıyorum.
But we can't exclude an improvement after chemotheraphy, allowing us to envisage a possible operation.
Fakat kemoterapi ardından bize olası bir ameliyat yolu açan bir gelişmeyi de akıldan çıkaramayız.
Close your eyes and try to envisage Grey opening your dress, kissing your back.
Gözlerin kapat ve Grey'i hayal etmeye çalış seni soyduğunu, sırtını öptüğünü.
How should we envisage heaven?
Cenneti nasıl tasavvur etmeliyiz?
Right... Do you envisage any preservation treatment?
Korumalı mı olmasını istiyorsunuz?
- And it is treason, my Lord Chancellor, to envisage the King's death! - My Lord, all our concern is for the Prince. - Aye!
Kral'ın ölümünü tasavvur etmek de vatan hainliğidir Şansölye!
And envisage what needs to be done in each situation.
Ve her durumda yapılması gerekeni önceden düşünebilmelidir.
You have to envisage a world in which there are two mile-deep ice caps sitting on top of northern Europe and North America, in which are accumulated enormous quantities of water.
Gözünüzde canlandırmanız gereken üzerinde bir km. kalınlığında buz örtüsü olan bir kuzey avrupa ve kuzey amerika ki bu buzullar büyük miktarlarda suyu hapsetmişlerdir.
It is difficult to envisage a stronger contender.
Daha güçlü bir rakibi gözel almak zordur.
I can certainly envisage that the idea that one should pray to anywhere other than Jerusalem would have aroused enormous suspicion amongst the Jewish tribes of the peninsula at that time.
O dönemin Yahudi kabilelerinde Kudüs dışında bir yere doğru ibadet etmenin çok büyük kuşku uyandıracağını kesinlikle hayal edebiliyorum.
So, putting it into context, I don't envisage the breaking of bones to get at a thousand bucks.
Bu sebeple şartlara da bakınca bin papel için bunu riske atmayı tasavvur edemiyorum bile.
I'm trying to envisage what kind of lock the notches on this key correspond to.
Bu anahtardaki dişlerin ne tür bir kilide denk düşeceğini hayal etmeye çalışıyorum.
If this goes well we can envisage something else.
Eğer senden memnun kalırsak, ileride başka bir pozisyona alabiliriz.
You don't envisage a thought system requiring a change in your lifestyle.
Hayatını değiştirmeye zorlayan fikirleri düşünmekten kaçıyorsun.
I can't envisage any kind of spin-off.
Ben... Ben ayrı bir yapımı hiç planlayamıyorum.
I didn't envisage myself being quite so forward.
Kendimin bu kadar cüretkâr olacağını tahâyyül edemezdim.