Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Eren

Eren перевод на турецкий

621 параллельный перевод
This visit, which terminates today... due to the efforts of Mr. Whitney, was for driving the getaway car... for the toughest mob of bank bandits in this country.
Bay Whitney'in çabalarý sonucu... bugün sona eren bu ziyaretinin sebebi de... ülkedeki en azýlý banka soyguncularýnýn kaçýţý için araba kullanmaktý.
And in the morning and the years after, you'll only remember it as a dream, and it'll die, as all dreams must die at waking.
Sabah olunca ve gelecek yıllarda bunu sadece bir rüya olarak hatırlayacaksın. Uyandığında sona eren tüm rüyalar gibi bu da sona erecek.
ONE BY ONE, EVERYBODY... INCLUDING THE KIDS WHO ARE OLD ENOUGH TO UNDERSTAND.
Aklı eren çocuklar da etmeli.
Whatever is coming to an end?
Sona eren de neymiş?
A search that ended when you traced him to Cairo and entered his shop, to kill him.
Öldürmek için Onu Kahire'ye kadar izleyip, dükkanına girdiğinde sona eren bir arayış.
Sounds like one of those sudden endings.
Şu birden bire sona eren romanlara benziyor.
I don't like things that finish, things that end.
Biten şeylerden hoşlanmam, nihayete eren şeylerden.
But the only people... who are, you know, happy... are the people who are comfortable.
Ama sadece rahata eren insanlar mutlu olabiliyorlar.
Nobody wants to hear about dying democracy and dehumanization.
Kimse sona eren demokrasiyi ve insanlığın öldüğünü dinlemek istemiyor.
You know, some time ago I had a love affair that ended sort of unhappily, and just a little while back, just before I died, in fact,
Bir süre önce mutsuz biçimde sona eren bir aşk ilişkim olmuştu biliyorsunuz.
" where you and your ruler are the only ruler,
"... aşk oyunlarıyla tamama eren, safran rengi çarşafların arasındaki...
The Springboks ended their...
Springbooks'ta sona eren...
We welcomed her into the heart of our church, dedicating her life to God and asking for his blessing and guidance in her life, a life that has suddenly, sadly, ended.
Ona kilisemizin kalbinden hoş geldin dedik. Hayatını Tanrı'ya adadık ve yaşamı boyunca onu koruyup yol göstermesini istedik. Aniden acı bir şekilde sona eren hayatını.
Especially, more recent history is what everyone forgets to study but the period from the late Tokugawa to early Showa accounted for 40 % of last year's exam...
Sınavda çıkmayacak konuları çalışmanızın bir anlamı yok. Özellikle, son işlediğimiz tarih konularına çalışmayı unutuyorsunuz ama Tokugawa'nın geç dönemleriyle eren Showa dönemi geçen seneki sınavın % 40'ını oluşturuyordu.
Cheers... where good times go to die. CLIFF :
Cheers, güzel günleri sona eren mekan.
Who? In 1961 right after the Bay of Pigs, very few people know this I participated in drawing up National Security Action Memos 55, 56, 57.
İlgi çekmek isteyen ve Başkanı öldürerek muradına eren Lee H. Oswald... bu deli ve yalnız adam, uzun bir kurbanlar zincirinin ilk halkasıydı.
So as you can see, the only one whose life has truly ended is Daddy.
Dolayısıyla gördüğünüz gibi hayatı tamamıyla sona eren tek kişi babanız.
And the question was, with those rules built into it, would there be a smooth gradient of improvement, starting out with a flat retina and ending with the proper eye, like ours.
Soru şuydu : Düz bir retinayla başlayıp bizimkisi gibi düzgün bir gözle sona eren bir süreçte, pürüzsüz bir gelişme eğrisi olacak mıydı?
"that ended when I but began, " give me that hand of yours to kiss.
Ben başlarken sona eren sevgili Kraliçe öpeyim şu elinizi verin de.
Kid, who does the doctor treat?
- Muradına eren dervişin gösterdiği?
Rivalry that ended in the blast of a car bomb.
Bir otomobile yerleştirilen bombanın patlamasıyla sona eren rekabet.
It comes from the earliest days of the Republic lost over 100 years ago at the Battle of Nu'Shok.
100 yıl önce Nu'Shok Savaşı'yla sona eren Cumhuriyet'in ilk yıllarından geliyorlar.
To the end of all things.
Sona eren her şey adına!
79 people drowned and another 200 were injured..... as their journey came to a tragic and watery end. 79 people drowned and another 200 were injured...
79 insanın boğulduğu, ve 200 ünün kayıp olduğu sularda sona eren, Trajik bir seyahat... 79 insanın boğulduğu, ve 200 ünün kayıp olduğu...
The Indians arrived during the last ice age... which ended a few thousand years ago.
Kızılderili'ler binlerce yıl önce sona eren son buzul çağı sırasında geldiler.
Yeah, the one that ended when he was, like, 1 2.
Tabii, 12 yaşında filanken sona eren tavırları.
I know people whose friendships have ended... because someone was a disappointing godparent.
Vaftiz anne baba olarak hayal kırıklığı yarattıkları için sona eren arkadaşlıklar biliyorum.
Before I come to Phase ll, a quick update on the recently concluded Phase I.
2. Aşama'dan önce, yakında sona eren 1. Evre'den bahsedeyim.
Let's run over the complete quarter-final results :
Sona eren çeyrek final maçlarını tekrarlıyorum ;
What kind of man is this child going to grow up to be... if he has one parent who sees commitment... as something that ends when the martini wears off... and the other who sees herself as no more than a sexual receptacle?
Bağlılığı, martini bittiğinde sona eren... birşey gibi gören bir babası... ve kendini seks deposu olarak gören bir annesi varken... bu çocuk nasıl biri olacak?
- Eren, Alighe tribe.
- Eren, Alighe boyu.
This is the farewell address for president Eisenhower, whose eight years as chief executive come to an end that noon Friday.
Bu konuşma, Cuma günü baş komutanlık görevi sona eren başkan Eisenhower'ın veda konuşmasıdır.
It's a natural process that women of a certain age go through.
Belli bir yaşa eren kadınlarda doğal bir süreçtir.
Yes, and it's true... there's an illegal immigrant route into the UK that starts in Istanbul.
- Evet. Ve bu doğru. İstanbul'dan başlayıp İngiltere'de sona eren yasa dışı bir göçmen rotası var.
With two identical channels, both gray... with programming that ends at eleven p.m.
Aynı şekilde yayın yapan, ikisi de siyah-beyaz, gece 11'de yayını sona eren iki kanal.
Today we lay to rest Loomis Crowley, a young man whose life was tragically taken from us.
Bugün burada Loomis Crowley için toplandık ; hayatı trajik bir şekilde sona eren genç bir adam.
Life is really just a series of chemical reactions that begin at ejaculation and end at death.
Hayat sadece boşalmayla başlayıp ölümle sona eren kimyasal reaksiyonlardan ibarettir.
and its brutality, for its madness, and for its beliefs, that was finished.
ve çılgınlıgından, ve inançlarından dolayı, sona eren, efsanevi bir süpergüçtü.
Mr. Oscarsson, I'm calling you about your time in the war - January of'44 to the end of the war.
Bay Occarsson, sizi zamanında katıldığınız savaş için aradım, 1944 Ocak'ında sona eren savaş için.
a dream that was ruined in the last inning.
Son atışta sona eren bir hayal.
With PARK Jung-hee's dictatorship coming to a halt following his assassination on October 26, 1979, the people envisioned democracy to take over military rule.
"26 Ekim 1979'da suikaste uğrayarak diktatörlüğü sona eren Park Jung-Hee'nin ardından..."
Yeah, it's an unsavory partnership that goes back to the fall of the Third Reich.
Nazi diktatörlüğünün yıkılmasıyla sona eren kötü bir ortaklık.
Wound up consulting for DOD- - he's a wunderkind.
DOD için çalışması sona eren üstün zekalı çocuk.
First, let's start with Erdal Eren's files.
Önce Erdal Eren in dosyasından başlayalım.
Ankara Central Prison, 15 Dec. 1980 Erdal Eren
Ankara Merkez Cezaevi, 15 Aralık 1980 - Erdal Eren
Erdal Eren.
Erdal Eren.
This has been cited as the department's most successful operation since the Linderman Act was passed four years ago.
"Bu kuruluşun 4 yıl önce sona eren Linderman döneminden sonra..." "kayda geçen en başarılı operasyonu."
Lady, dear Queen, who ended when I but began...
Yüce kadın, ben başlarken sona eren sevgili kraliçe,
Given the recent events, the brotherhood is not comfortable maintening such a close relationship between us and ZBZ.
Son yaşanan olaylardan sonra,... kardeşlik,... bizim aramızda sona eren ilişki ve ZBZ ile anılmaktan rahatsızlık duyuyor.
[soft sweet music]
Gece karanlığında yaşayıp sabaha eren biri.
NOW... THE FISCAL DEFICIT WITH REGARD TO THE MONETARY BALANCE THE CURRENT FINANCIAL YEAR, EXCLUDING INVISIBLE EXPORTS
Şimdi, mali açık mali yılın para dengesi açısından, ihracat hariç elbette mevsimlik değişim ayarı ve mali ve gelir düzenlemelerinin artan istatistiği nisanda sona eren yıllık bütçe dönemine uyarlandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]