Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Erer

Erer перевод на турецкий

719 параллельный перевод
I wish that your body at least rests in peace.
Umarım en azından bedenin rahata erer.
If you would just let go and forget everything, your torment would end.
Eğer şimdi gidip her şeyi unutursan ızdırabın sona erer.
The scene ends with you two on the steps, and we go into the duet.
Sahne siz basamaklardayken sona erer ve düete geçeriz.
The body, as thin as a thread, ends with a ringed tail.
İplik kadar ince gövdesi halkalı kuyruğunda sona erer.
Here's where civilisation ends.
Uygarlık burada sona erer.
One word from her and his tour would be cancelled.
Onadan bir kelime ve turu sona erer.
The power of the law ends at this threshold.
Kanun gücü, bu kapının eşiğinde sona erer.
It ends in a stabbing.
Ve her zaman da bıçağın ucunda sona erer bu haberler, bilirsin.
We're getting married as soon as Fred's road tour is over.
Fred'in turnesi sona erer ermez evleniyoruz.
Nought's had, all's spent, where our desire is got without content.
Kendini boşuna harcamış olur insan dilediğine erer de sevinç duymazsa.
The day ends, the end begins. "
Gün sona erer, son, başlar...
The day ends.
Gün, sona erer...
The performance ends, but the drama never stops.
Gösteri sona erer, ama dram asla bitmez.
Why, one may be accepted. One usually is, I believe. And then... the excitement is over.
Teklif kabul edilir, genellikle de öyle olur, ve heyecan orada sona erer.
If I kill you, as you ask of me, your penance would have ended.
Eğer istediğin gibi seni öldürürsem pişmanlığın sona erer.
Everything has a beginning, a development, a conclusion.
Her şey başlar, gelişir ve sona erer.
I thought maybe with Dingo Brion gone, it'd be over.
Dingo Brion öldükten sonra her şey sona erer sanıyordum.
I sure hope things turn out the way he would've wanted them to.
Umarım her şey onun istediği gibi sona erer.
So your worries are over.
Böylece endişen sona erer.
Mason, friendship ceases when the first card is dealt.
Mason, ilk kart dağıtıldığında dostluk sona erer.
All we have to do from now on is to keep our heads, and our problems are solved.
Bundan sonra tek yapacağımız şey kafalarımıza sahip çıkmak, böylece sorunlarımız sona erer.
If it's gone, he ceases to command.
Bunu yitirirse, komutanlığı sona erer.
But if you do, it's curtains for your relations.
Ama yakalarsan, ilişkilerin sona erer.
Thus ends tonight's story.
Böylece bu gecenin öyküsü de sona erer.
Please, Allan, dear, just as soon as this act is over.
Lütfen, Allan, tatlım, hemen bu perde sona erer ermez.
Ends about three miles down here.
Aşağıda yaklaşık üç mil ötede sona erer.
This is the way a marriage should end.
Evlilik böyle sona erer.
Well, that kind of broke up the poker game.
Şey, böylece poker oyunu sona erer.
Now that Paris has fallen, the war will soon be over.
Paris de düştüğüne göre savaş yakında sona erer.
Years, like a single instant prolonged to this moment, come to an end.
Yıllar, tıpkı bu vakte kadar uzatıImış tek bir an gibi, sona erer.
If he didn't, it'd be one way to end it.
Çıkamazsa, evliliğimiz de sona erer.
If they hit this house, your worries will be over.
Eğer bu evi vururlarsa, tüm endişelerin sona erer.
I wonder if my marriage would have broken up if he could have laughed just once at UNESCO.
Kocam UNESCO'yu bir kez olsun... ikinci plana atsa, evliliğim sona erer miydi acaba?
That would be the end of all her influence.
Yoksa bütün nüfuzu sona erer.
If a day begins well, it will end in woe
bir gün, eğer mutlu başlarsa Istırapla sona erer
If he succeeds, the crisis is over... and Crassus may stay in retirement indefiinitely.
Eğer başarırsa, kriz sona erer... ve Crassus'un emekliliği de süresiz olarak devam eder.
Unless you pack this girl back to the Kiowas, we're partners no more.
Onu Kızılderililere teslim etmezsen ortaklığımız da sona erer.
Then the war will be over sooner, maybe.
O zamana dek savaş sona erer belki.
I thought it would all be over when the lord left with his retinue this morning, but it's not.
Lord, adamlarıyla beraber bu sabah gidince her şey sona erer sanmıştım ama yanılmışım.
the more casualties he suffers... the easier the job our negotiators will have... and the sooner this will end.
Ne kadar çok acı çeker, ne kadar çok kayıp verirse... masadaki temsilcilerimizin işi o kadar kolaylaşır... ve bu iş kısa zamanda sona erer.
If you try to guess it we won't be friends anymore.
Tahmin etmeye çalışırsan arkadaşlığımız sona erer.
" And when at last the dance was done He glowed as if he knew he'd won
" Ve nihayet dans sona erer Bizim uzman zevkten dört köşe, muzaffer
That refined shrill sound, the atonal contrast, daring yet clear.
Bu dişi ve erkeğin birbirine yakınlaşması ile sona erer.
One more scratch on it and your career in the Navy is ended.
Bir pürüz daha çıkarsa, donanmadaki kariyerin sona erer.
Well, Reverend Mother... ... I hope this new infraction ends whatever doubts... ... you may still have about Maria's future here.
Başrahibem umarım bu yeni kabahatiyle Maria'nın buradaki geleceği hakkındaki şüpheleriniz sona erer.
"Impalement begins so nicely but ends so badly!"
"Kazığa oturmak hoş bir şekilde başlar, ama fena bir şekilde sona erer!"
Failure in this command is the end of your career.
Başarısız olursanız meslek hayatınız sona erer.
If either has an eight or a nine, that is the end of the game.
8'li veya 9'lu gelirse oyun sona erer.
If Kudnov testifies tomorrow morning, we have no case.
Kudnov yarın sabah şahitlik ederse dava sona erer.
Terror must be maintained or the Empire is doomed.
Terör olmazsa İmparatorluk sona erer.
One more step, Mac, and the fine line is finished.
Bir adım daha, Mac, ve sülale sona erer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]