Erik перевод на турецкий

Crocks made of clay saturated with ume blossoms

Erik çiçekleriyle doymuş kilden yapılmış çömlekler.

Ume wine yeast Resonance created by crickets

Erik şarabı mayası cırcır böceklerinin tınısı...

His father Erik is short.

Babası Erik kısa boylu.

Erik Berggren is a short guy.

Erik Berggren kısa bir adam.

Hi, Erik.

Merhaba Erik.

It'z da plum juice it'z good fo'ya'al stomach.

Erik suyu, hazmı kolaylaştırır.

Erik is doing the Happy Polar Bears Tri Ath again this year.

Erik bu yıl yine Mutlu Kutup Ayısı Triatlon'una katılıyor.

I'll take you to Erlik.

Seni Erik'e götüreceğim.

That's one of Erlik's guys.

Erik'in adamı.

Understand this, Erik...

Şunu anlamalısın Erik...

Genes are the key that unlocks the door to a new age, Erik.

Genler yeni bir çağın kapısını açacak Erik.

I'm sorry, Erik.

Üzgünüm, Erik.

Outstanding, Erik.

Muhteşemsin Erik.

Little Erik Lensherr.

Küçük Erik Lensherr.

Please, Erik, calm your mind.

Lütfen Erik, zihnini rahatlat.

Erik, you're not alone.

Erik... Yalnız değilsin.

I'm sorry, Erik, but I've seen what Shaw did to you.

Üzgünüm Erik, ama Shaw'ın sana ne yaptığını biliyorum.

Erik.

Erik.

I'm sorry, but I'm with Erik.

Üzgünüm ama Erik'le aynı fikirdeyim.

Don't spoil this for me, Erik.

Bunu mahvetme Erik.

- Excuse me, I'm Erik Lensherr.

- Pardon. Ben Erik Lensherr.

I tell you, we are at the start of something incredible, Erik.

Söylüyorum bak, inanılmaz bir şeyi başlatıyoruz Erik.

- The hell it is.

- Hayır. - Erik.

- Erik. She's his right-hand woman.

Kız onun sağ kolu.

Erik!

Erik!

For God's sake, Erik!

Allah aşkına Erik! Sakin ol.

Erik, that's enough.

Erik, yeter!

Erik, that's enough!

Erik, yeter!

Erik, a word, please.

Erik, biraz gelir misin?

It's a very beautiful memory, Erik.

Çok güzel bir hatıra bu Erik. Teşekkürler.

Erik, take my hand!

Erik, elimi tut!

Erik, I can guide you through once you're in, but I need you to shut down whatever it is that's blocking me, then we just hope to God it's not too late for me to stop him.

Erik, içeri girdiğinde sana yolu tarif edebilirim ancak beni bloklayan şey neyse onu kapatman gerekiyor umarım Shaw'ı durdurmak için çok geç kalmamışızdır.

Erik, make for the middle of the vessel.

Erik... Aracın ortasına ilerle.

Erik, you're there. You've reached the void.

Erik, boşluğa ulaştın.

Erik?

Erik?

Erik, whatever you're doing, keep doing it.

Erik, her ne yapıyorsan, yapmaya devam et.

I don't want to hurt you, Erik. I never did.

Seni incitmeyi hiçbir zaman istemedim, Erik.

- Erik, please.

- Erik, lütfen.

Erik, there will be no turning back!

Erik, bunun geri dönüşü yok!

- Charles! - Don't do this, Erik!

Bunu yapma Erik!

Please, Erik, no.

Lütfen, Erik, yapma.

Please, Erik. Two.

Lütfen, Erik... 2...

Erik, you said yourself, we're the better men.

Erik, iyi olan biziz, bunu sen kendin söyledin.

Erik, release them!

Erik, bırak onları!

Erik, stop!

Erik, dur!

She didn't do this, Erik.

O yapmadı, Erik.

Erik, I believe.

Erik'ti sanırım.

Erik will come home on leave this weekend.

Erik hafta sonu eve izinli gelecek.

I told you so, Erik.

Sana bunu söylemiştim, Erik.

But Erik...

Ama Erik...

It's Erik. It's him you should thank.

Asıl Erik'e teşekkür etmelisin.