Eth перевод на турецкий
28 параллельный перевод
...'ere now take that crisis what cropped up between Ron and Eth last Friday
Geçen Cuma, Ron ile Eth arasında baş gösteren krizi konuşalım.
And when I say'crisis'Ted I mean it was a real crisis, especially as far as Eth was concerned
Yani kriz diyorsam Ted, gerçekten tam bir krizdi. Özellikle, Eth'i ilgilendiren kısma göre.
All units, I'm following a green BMW. ETH 1.
Tüm ekiplere, yeşil bir BMW izliyorum.
License plate ETH 1.
Plakası ETH1.
Why on eth are you sleeping on people's floors?
Ne akla hizmet yerde yatıyorsun ki?
- Don't be, Eth.
- Olma Eth.
Knargack the Black-Winged I summon thee to appear and use thine hideous powers to lifteth me-eth over this obstacle-eth.
Kara Kanat ortaya çıkığı gizli güçlerini kullanmanı ve beni bu engelin karşısına götürmeni istiyorum.
- Totally ew-eth.
- Kesinlikle iğrenç.
Cliff has sunk his eth in.
Cliff kendi alemine daldı.
Please doth grant us swift exit from here and we promlseth never to returneth-agaln-eth.
Lütfennn bizi buradan çıkarınnnn. Söz bir daha dönnnmeyiz. Sözzz.
Eth, I changed my mind.
Eth? Fikrimi değiştirdim.
And now the same thing's happening to eth.
Şimdi aynı şey Ethan'a oluyor.
Eth, we're moving on, buddy.
Eth, biz gidiyoruz dostum.
Eth, have you seen my toothbrush?
Eth, diş fırçamı gördün mü?
An eth-nic one!
Ha, etnik olan! Tamam!
Twent eth Century Motor Corporation.
20.yy Motor Anonim Şirketi.
It's a real mystery why the Twent eth Century Motor Company failed.
20yy. Motor Anonim Şirketinin batışı tam bir gizem.
Dr. Akston, I was wondering if you remember a young engineer who worked at the Twent eth Century Motor Corporation about 10 years ago.
Dr. Akston, 10 yıl önce 20.yy Motor Anonim Şirketinde Çalışan genç bir mühendis hatırlıyor musunuz?
"Have a little faith, then ye shall find-eth."
"İnancın varsa her şeyi başarırsın"
Or is it "risen-eth"?
Ya da "en üstün" mü?
Well, I beggeth thy forgiveness. Haveth a seat-eth in the booth-eth.
Lütfen beni mazur görünürüz, bir masaya oturmaz mıydınız?
Doth Mother know you wear-eth her drapes?
Annem, onun perdelerini giydiğini biliyor mu?
No, he shan't, for he-eth not here.
Hayır, dirilmeyecek. Çünkü kendisi burada değil.
Please step-eth forward to-eth me.
Lütfen bir adım öne çıkar mısınız?
This be-eth awesome.
Süper gidiyor.
Yeah, a river runs through-eth.
Dere gittiği yere akar.
Hey, Eth.
Hey, Eth.
Ah. I will see-eth you on Wednesday, milady.
Çarşamba günü görüşürüz, leydim.