Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Euphrates

Euphrates перевод на турецкий

56 параллельный перевод
He has entered Egypt. He has crossed the Euphrates.
Fırat Irmağı'nı geçti.
Barsine, after I am dead, see to it that my body is carried out and cast into the River Euphrates, so that it may disappear, that men will forever believe that from the gods I came... and to the gods... I returned.
Barsine, ben öldükten sonra cesedim götürülüp, Fırat Irmağı'na atılsın gözden kaybolsun böylece insanlar sonsuza dek, benim tanrılardan gelip yine tanrılara döndüğüme inanacaklar.
Now then, the chaldeans, who used to inhabit the area In between the tigris and euphrates rivers- - Their helmets was of the modular
Dicle ve Fırat ırmakları arasındaki bölgede yaşayan Kildaniler'in miğferleri modüler, dar tipteydi.
Vegetation, well, I'd say offhand... dates back to the Mesozoic period... the Tigris-Euphrates River Valley, the cradle of civilization.
Bitki örtüsüne gelince, şey... Mezozoik döneme kadar uzandığını hiç düşünmeden söyleyebilirim... Medeniyetin beşiği Dicle-Fırat nehirlerinin oluşturduğu vadi gibi.
Unless you wish to cede all claim to the Euphrates sector.
Fırat Bölgesi'ndeki bütün haklarınızdan vazgeçiyorsanız bilemem tabii.
If I do will you agree to my compromise on the Euphrates treaty?
Yardım edersem Fırat Anlaşması'na benim hazırladığım şekliyle onay verecek misin?
My government wants concessions in the Euphrates sector.
Hükümetim Fırat Bölgesi'nde bazı imtiyazlar istiyor.
Displaying his body to every Minbari from the Euphrates Sect to their planet sounds like war drums to me.
Fırat Bölgesi'nden gezegenlerine kadar yol üzerindeki her Minbari'ye naaşını gösteriyorlar.
You were negotiating the Euphrates Treaty.
Fırat Anlaşması'nın pazarlıklarına devam ediyordun.
I have carried the power of Egypt, from Nile... to Euphrates.
Nil'den Fırat'a ( Euphrates ).. Mısır'ın gücünü... taşıdım.
All the flowers and plants you'll see grew between... the Euphrates and Tigris Rivers in Mesopotamia... what we think of today as the cradle of civilization.
Tüm bu gördüğünüz bitkiler, Mezopotamya'daki... Fırat ve Dicle nehirlerinden geliyor... bugün medeniyetin beşiği olarak addettiğimiz yerlerden.
Just us and a Humvee up by the Euphrates River Valley.
Sadece biz ve Fırat vadisinde bir Hummer.
The lands west of the Euphrates, Alexander, the hand of his daughter in marriage.
Kızının evliliği nedeni ile batıdaki topraklar elden gidiyor.
Not a fish will be left in the Tigris and Euphrates, unless it swears loyalty to Saddam Hussein
Dicle ve Fıratta balık kalmayana kadar Saddam Hüseyin'e sadakat yemini ettiğimiz sürece
So many of the things we take for granted today originated here, Farming, mathematics, writing, they all started between two rivers, the Tigris and the Euphrates,
bir çok şeyin çıkış noktasının burası olduğunu biliyoruz, tarım, matematik, yazı, hepsi iki nehir arasında doğdu, Tigris ve Euphrates,
We use keleks on the Euphrates to collect wood in winter.
Dicle nehrinde kışın sel gelince ; biz odun toplamak için keleklere biniyoruz.
In ancient times, there arose in the lands between the Tigris and Euphrates rivers, a powerful kingdom called Akkad.
Çok eski zamanlarda, Dicle ve Fırat Nehirleri arasındaki topraklarda, Akad isminde güçlü bir krallık ortaya çıktı.
The Tigris-Euphrates, the biblical cradle.
Dicle-Fırat, Mezopotamya.
The best squad from the Euphrates to Benghazi.
Euphrates'ten Bengazi'ye kadar en iyi bölük bizimkidir...
Our objective remains getting into that A-O, securing that bridge over the Euphrates, and holding it for the main Marine Force.
Görevimiz operasyon bölgesine intikal ederek, Fırat üzerindeki şu köprüyü ele geçirip, ilk Bahriyeli birliği gelene kadar korumak, olarak devam ediyor.
Third infantry to the east, us, our neighbors to the north, and the Euphrates bridge, our objective.
Doğudaki üçüncü piyade, biz kuzeydeki komşularımız ve Fırat'taki köprü görevimiz.
Godfather issued maps for your team leaders, the whole A-O to the Euphrates.
"Baba" tim liderlerine haritaları göndermiş. Fırat'a kadar tüm harita operasyon bölgesi.
Now, gentlemen, all mustaches grown for the divisional contest are all to be shaved by the time we reach the Euphrates.
Şimdi beyler, bölükler arası yarışma için uzatılan bütün bıyıklar, Fırat'a vardığımızda kesilmiş olacak.
But the good news is once we clear the Euphrates... General Mattis informs me that we are going to be in the game, gentlemen.
Ama iyi haber şu ki Fırat'ı temizlediğimizde General Mattis'in, bana söylediğine göre biz de oyuna dahil olacağız, beyler.
As we learned today from the eight hours we spent getting our asses shot at by the Euphrates, the enemy's got some fight in him.
Bugün öğrendiğimize göre bizimle savaşmak isteyen düşmanlarımıza karşı, Fırat nehri civarında sekiz saat daha götümüzü kollayacağız.
Once we cross the Euphrates, expect contact from both sides.
Fırat'ı geçtiğimizde, her iki taraftan da ateş açılacaktır.
The land between the Euphrates and the Tigris, cradle of civilization.
Fırat ve Dicle arasında kalan bölge Medeniyetlerin Beşiği.
That's right, take me down the smoky Euphrates.
İşte böyle, beni Fırat Nehrine dök.
Staff Sergeant Allier and this company of inexperienced Iraqi troops was leading the push north of the Euphrates River into Jazirah.
Yetkili er Allier ve bizimle olan ıraklı askerler kuzeye doğru gidiyorlarddı Jazirah'daki Euphrates nehrine.
In 1258, they invaded the capital, Baghdad, and it's said that the waters of the Tigris and Euphrates rivers ran black for days with the ink of the books they'd destroyed.
1258 yılında, başkent Bağdat'ı işgal ettiler, ve denilir ki.. imha ettikleri kitapların mürekkepleriyle Fırat ve Dicle nehirlerinin suları günlerce simsiyah aktı.
Which explains that Tiamat's eyes became the source of the Tigris and Euphrates rivers.
Dalley, Tiamat'ın gözlerinin Fırat ve Dicle nehirlerine karşılık geldiğini söylüyor
This song is from Mesopotamia – which means "The land between the two rivers" – the Tigris and the Euphrates, where the homo sapiens learned to write, to count, and mark the stars.
Bu şarkı Mezopotamya'dan. Ki bu "iki nehir arasındaki arazi" demektir. Dicle ve Fırat...
With the life support of Euphrates, it is considered to be the birthplace of agriculture going back 7-8 thousand years.
Fırat'ın yaşam desteği ile, tarımın doğduğu yer olarak kabul edilir 7-8 bin yıl geriye digiyor.
Between 3500 and 1900 BC, the fertile area between the Tigris and Euphrates Rivers was the home of the Sumerian people.
3500 yılları arasında ve 1900 M.Ö., Dicle arasındaki verimli bir alandır ve Fırat nehirlerinin oldu Sümer insanlar ev.
The Sumerians lived between the Euphrates and Tigris rivers.
Sümerler Fırat ve Dicle nehirleri arasında yaşamışlardır.
... one that stretches from the Euphrates to the Nile...
... Fırat'tan Nil'e...
In Eurasia, other rivers emerge, the Tigris and Euphrates in Mesopotamia, modern-day Iraq. The Indus in modern-day Pakistan and China's Yellow and Yangtze.
Avrasya'da diğer nehirler oluşuyor Dicle ve Fırat Mezopotamya'da günümüz Irak'ında İndus günümüz Pakistan'ında ve Çin'in Yellow ve Yangtze'leri.
We cluster near rivers, along the Tigris and Euphrates, the Nile, the Indus, the Yellow and Yangtze.
Fırat ve Dicle'nin kıyısına Nil'in, İndus'un Yellow ve Yangtze'nin.
To cement these massive structures together, the builders of Sumeria turn to a substance that oozes from seepages along the Euphrates river.
Bu heybetli yapıları çimento ile sağlamlaştırmak için... Sümerlilerin yapı ustaları Fırat Nehri'nin kıyısından sızan balçığı yeni bir maddeye çeviriyorlar.
- Oh. Ever catch a barbel in the Euphrates?
- Durum iyi galiba?
Number four on the HV I list for MNF West. He's the top man running the IED cell down the Euphrates river, and every IED from here to Fallujah reeks of his scum.
Mahmut Ebu Hassan 4 numaralı düşman.. ve şu an en çok arananlar arasında
Eastern Turkey right near the mouth of Euphrates River.
Doğu Türkiye'de Fırat nehrinin ağzında.
From the Euphrates River region.
Fırat nehrinin oradaki ahşaplardan.
Mesopotamia means "between rivers" in Greek, referring to the Tigris and Euphrates rivers in what is today known as Iraq.
Mezopotamya, Yunanca'da "nehirler arasında" anlamına gelir, bugün Irak olarak bilinen bölgede, Dicle ve Fırat arasında kalan bölgedir.
The fact that the Mesopotamians had a story of a flood is not surprising because Mesopotamian history is fraught with stories of trying to contain the Tigris and Euphrates and make them usable for agriculture.
Mezopotamyalılar'ın bu tufan hikayesine sahip olması şaşırtıcı değildir, çünkü Mezopotamya tarihi, Dicle ve Fırat nehirlerinin arasındaki bu bölgenin, tarım amaçlı kullanıldığı hikayeleri ile doludur.
It's a part of Mesopotamia, the land between the Tigris and the Euphrates rivers.
Burası Mezopotamya'nın bir parçasıdır ve Fırat ile Dicle nehirleri arasında uzanmaktadır.
The Euphrates,'cause you'fraidy a bunch of stuff!
Fırat nehrisin,'çünkü ödleksin.
Soon heads will roll into the Euphrates. "
Yakında kelleler Fırat'ta yüzecek. "
Once they get to the Euphrates, they'll have a choke hold on northern Syria.
Fırat'a ulaştıklarında kuzey Suriye'yi ele geçirecekler.
ICO began its advance from As Suwar late last night, and by our calculations and their current pace, we expect them to reach the Euphrates within 72 hours.
İHO dün gece geç saatlerde As Suwar'dan harekete geçti. Hesaplamalarımıza göre mevcut hızları ile 72 saat içinde Fırat'a ulaşmalarını bekliyoruz.
Euphrates.
Euripides'e.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]