Exchanges перевод на турецкий
209 параллельный перевод
On our honeymoon we'll visit every single one of the stock exchanges in Europe.
Balayımızda Avrupa'daki bütün borsa kuruluşlarını gezeceğiz.
We'll send you a postal from every single one of the stock exchanges.
Size her bir borsa kuruluşundan kartpostal göndereceğiz.
Now then, tell me, Mr. Bliss, where are the most romantic stock exchanges?
Şimdi, söyle bakalım, Bay Bliss, en romantik borsa neresi?
Country telephone exchanges being what they are.
Ülkedeki telefon şebekesinin hali malumumuz...
cultural exchanges.
Kültürel değişimler.
Well, the Party center has arranged a series of exchanges... to promote cultural amity and world peace... and I've been chosen to exchange with the secretary of the Neuenhagen Branch... outside Leipzig.
Parti Merkezi, kültürel dostluğu ve dünya barışını geliştirmek için bir dizi yer değişimi ayarladı. Ben de Leipzig yakınlarındaki Neunhagen şubesi sekreteriyle yer değişimi için seçildim.
- That happens often during exchanges.
Babamla ticaret ilişkileri var. Bende pek şans yoktur, dilerim yakalanmam.
But most tangible were the women's meetings held all over England... and the exchanges of information lists of names and organizations.
"Ama içlerinde en elle tutulanı örgüt ve isim listelerindeki bilgilerin paylaşımı ve İngiltere'nin her köşesinde düzenlenen kadın toplantılarıydı."
They were there for two hours, and our political editor understands that there were some acrimonious exchanges...
Konfederasyon iki saat içeride kaldı. Politika editörümüz oturumda ciddi konular konuşulduğu görüşünde.
- Exchanges of the revolution!
- Devrimin Çekleri!
- Ah, exchanges!
- Ya, çekler demek!
So you can pay us the exchanges, at least!
Böylece en azından bize çekleri ödeyebilirsiniz!
In consequence, all public services, schools, banks and stock exchanges shall cease activity.
Sonuç olarak, Kamu hizmetleri, Okullar, Yargı ve borsanın Tüm aktiviteleri ertelenmiştir.
I find that Mr. Byrnes thought that this would be a species of. influence in the diplomatical exchanges.
Ben daha ziyade Bay Byrnes'in bombanın diplomatik takaslarda bir tür kaldıraç noktası olabileceğini düşündüğünü sanıyorum.
They buy from anyone. Whereas we jewelers buy exclusively on the wholesale exchanges.
Biz mücevher koleksiyoncuları ne kadar dikkatli müşteri seçersek onlar da o kadar umarsızca herkesten alırlar.
He exchanges the girls for drugs.
Kadın ve uyuşturucu ticareti yapıyor.
He exchanges girls for drugs.
Kadın ve uyuşturucu ticareti yapıyor.
- He cites 14 other specific instances of exchanges of heroin between Ciello and himself and other perpetrators and says he bought you three automobiles.
- Ayrıca 14 iddiası daha var. Bunlar da yine... Dedektif Ciello, kendisi ve birkaç başka isim arasında geçen eroin alışverişleriyle ilgili.
Warsaw black market exchanges one pound sterling for well over 1,000 zloty, the average weekly wage.
Varşova karaborsası, haftalık ortalama ücreti, 1000 zlotiyi 1 sterline çeviriyor.
3 steps, 3 exchanges.
3 adım, 3 mübadele.
Despite what you believe, the most important exchanges, and the most dangerous, take place simply by post.
Sandığının aksine, en önemli ve tehlikeli takaslar böyle postayla yapılır. Mikrofilmleri almadım.
No refunds or exchanges.
Geri ödeme ya da değişiklik yok.
No exchanges, no constraints.
Değişiklik yapmıyor, sınır tanımıyorlar.
But we have a policy of no exchanges, especially after a garment has been marinated in Ripple?
Özellikle de ucuz kırmızı şaraba bulanmışsa.
Exchanges.
Değiş tokuşla.
At a factory, she exchanges a certain amount of money for perfumes.
Bir fabrikada, parfümler karşılığında belli miktar bir para takas eder.
There is never one hour in which both exchanges are open
İki borsanın da birlikte açık olduğu, bir saat bile yok.
True, he is much older, but do you think he visualises scenarios, exchanges, fucking you?
Doğru, senden baya yaşlı fakat düşünürmüsün hiç seni becermeyi hayal ettiğini?
No substitutions, exchanges or refunds.
Değiştirmek, takas etmek ya da geri almak yok.
No exchanges.
Değiş tokuş olmayacak.
There's no exchanges or refunds, so if you don't let me go then I will have wasted my entire life savings.
Değiştirme veya iade yapılmıyor. Gitmeme izin vermezseniz... hayatım boyunca biriktirdiğim para ziyan olacak.
Lucky the man who exchanges Emma for Harriet.
Emma'yı Harriet için bırakan adam ne şanslı biri!
While these exchanges lifted the hearts of the couple... there was one visit which did not.
Bu durum çiftin mutluluğunu da arttırdı. Ama mutluluklarını arttırmayan bir ziyaret vardı.
Just the usual diplomatic exchanges between our two governments.
Hükümetlerimiz arasındaki olağan diplomatik ilişkiler.
Phase one, a series of joint missions and crew exchanges, is now under way.
Birinci Aşama. "Birleştirme aşaması ve mürettebat değişikliği."
It is through cultural exchanges like this that we hope to forge a greater international understanding.
Bizler bu gibi kültürel değişimlerle uluslararası anlayışı güçlendirmeyi amaçlıyoruz.
She exchanges every gift she gets.
Çünkü aldığı her hediyeyi değiştirir.
Then you'll get stuck with Rachel, and she exchanges every gift.
Bunu istemezsin. Sonra Rachel başına kalacak ve o, aldığı her hediyeyi değiştiriyor.
There has been a consistent interval of nine minutes and 20 seconds between these exchanges.
Bütün karşılıklı değişimlerin arasında dokuz dakika 20 saniye olan tutarlı bir zaman aralığı var.
It's been 12 hours since these mysterious exchanges began and we still haven't discovered their cause.
Gizemli karşılıklı değişimin başlamasının üzerinden 12 saat geçti, ve biz hala herhangi bir neden bulamadık.
Captain, the Nyrians are responsible for the exchanges.
Kaptan, bu değişimlerin sorumlusu Niriyanlar.
No refunds and no exchanges.
Geri ödeme ve değiştirme yapmıyorlar.
Eddie, this is our friendship! This conversation, these very exchanges!
Dostluğumuz söz konusu burda Eddie.
You know, Chicago's one of the world's biggest stock exchanges.
Chicago's dünyanın en büyük borsalarından biri, biliyorsun.
We too wish to have such cultural exchanges.
Doğrusu bizde daha fazla kültür alışverişine girmek istiyoruz.
- A famous east german spymaster... responsible for all those exchanges on the golinka bridge.
- Doğu Almanya'nın ünlü bir casusuydu Golinka köprüsündeki sorumluluğu yüzünden her şeyi değişti.
In all of the exchanges of costume, madame, you left the pince-nez in the handbag of Carlotta Adams instead of your own.
Ve o kadar kılık değiştirirken onu kendi çantanıza değil, Carlotta Adams'ın çantasına koydunuz.
I, I was corresponding with this guy on the Internet who I thought was thirty-three, and... and some of the exchanges were a little sexual.
Ben, ben bu adamla internette yazışıyordum, ki otuz üç yaşında olduğunu sanıyordum. ve... ve yazışmaların bazıları biraz cinsel içerikliydi.
The last five exchanges hinted a meeting... where they're gonna exchange information on the project Cobra's working on.
Son beş yazışmada Kobra'nın üzerinde çalıştığı bir projenin bilgilerini takas edecekleri bir buluşmadan bahsediliyor.
I know it's not the most equal of exchanges, virginity for chocolate.
Eş değerde bir karşılık olmadığını biliyorum.
No, I know, most of our day-to-day exchanges- -
.. insanlarla gerçekten iletişim kurmak çok zor.