Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Exhale

Exhale перевод на турецкий

444 параллельный перевод
Underwater, exhale deeply through the nose and mouth.
Su altında nefesinizi ağız ve burun yoluyla derince dışarı verin.
Exhale.
Nefes ver.
Exhale deeply.
Derin nefes ver.
Exhale from the mind.
Beyinden nefes ver.
Exhale from the soul.
Ruhundan nefes ver.
As to how they work, I've noticed that I inhale and exhale... and use the thin Martian atmosphere.
Nasıl çalışıyorlar... Ciğierime çekiyorum ve hava veriyorlar, farkettim. Ve ince Mars atmosferini kullanıyorum.
Exhale.
Soluk ver.
- Stop that. -... and exhale...
- Kesin şunu.
Then exhale.
Ve yavaşça verin.
Exhale, please, and turn over.
Nefesini ver ve öbür tarafa dön.
Exhale, if you haven't already.
Nefesini ver, vermediysen tabi.
The d-divine air you exhale is too strong for me.
Soluduğunuz şu ilahi hava benim için dayanılamayacak kadar güçlü.
Keep it! Don't exhale!
Sakın bırakma tut!
Forty-one men exhale a lot of carbon dioxide.
Kırk bir adam sürekli karbondioksit Üretiyor..
After breathing in the air I hold it for a certain time then slowly exhale.
Nefesi aldıktan sonra onu bir süre tutarım ve yavaşça nefes veririm.
In the process, we exhale carbon dioxide which the plants then use to make more carbohydrates.
Karbondioksidi solunumla dışarı veririz, bitkiler de bunu karbonhidrat yapmak için kullanırlar.
Exhale and contract the stomach.
Soluk verin, midenizi kasın.
Exhale and bring the right elbow to the left knee.
Nefesinizi vererek sağ dirseğinizi sol dizinize yaklaştırın.
Exhale.
Nefes verin.
One bite on this tooth, and a strong exhale... - Refuse.
Bu diş üzerinde bir ısırık, ve kuvvetli bir koku...
Exhale and raise your arms over your head.
Nefes ver kollarını başının üzerine kaldır.
Exhale fear, doubt.
Nefes... Korku, şüphe
On Earth the forests and oceans absorb the carbon dioxide we exhale.
Yeryüzü'nde ormanlar ve okyanuslar nefes verdiğimiz karbondioksiti emer.
However, this heat... given off by the river's vapour... and the herds of cattle... which exhale ammoniac... nitrogen, hydrogen, oxygen...
Yine de, nehirden kaynaklanan, buhar nedeniyle nem hissedebilirsiniz. Ayrıca, amonyak kaynağı büyük ve küçükbaş hayvanları unutmamalı. Çıkardıkları tüm o azot, hidrojen, oksijen ve kıyılara taşınan humuslu toprağı da eklemek gerek.
Resist the temptation to exhale.
Nefes verme isteğine karşı diren.
Inhale, exhale. Again.
İçeri, dışarı, tekrarla.
Well, honey, you can just exhale... because it's not gonna happen, not in this lifetime.
Bu olmayacak, bu hayatta olmayacak.
And inhale and exhale.
Ve içeri, dışarı.
Inhale, exhale the toxins.
İçine çek, toksinleri dışarı bırak.
Inhale fresh air. Exhale the toxins.
Temiz havayı içine al Toksinleri dışarı sal.
Breathe in, and when you exhale, push up.
Nefes al ve dışarı verirken it.
Exhale, push up.
Nefes ver ve it.
Exhale.
Derin nefes.
And exhale.
Nefes ver.
Did he exhale?
Geri üfledi mi?
Woman on TV : Exhale down. And release.
Böyle hareket etmeye devam edin, bir taraftan diğer tarafa.
Inhale, exhale.
Nefes al, nefes ver.
Exhale, exhale.
Nefes ver, nefes ver.
And at the end of every exhale... there was this pause, and I thought, "That's it. It's over."
Her nefesin sonunda biraz ara veriyordu.
Exhale. Good.
İyi, çok iyi.
But what if they inhale air and exhale cyanide gas?
Ama ya zehirli gaz saçıyorlarsa?
You even exhale, and I will saw your head off.
Kafani ucuracagim olum senin.
To exhale the stress.
Stresi... dışarı atmak... için.
Breathe out some more! EXHALE!
Ciğerini boşalt, nefes ver!
Exhale, Mrs. Delpit, like you're blowing out candles.
Nefes verin Bayan Delpit. Doğum günü pastanızdaki mumları söndürür gibi.
Exhale and turn around into asana.
Nefes verip diğer pozisyona geçin.
Did you get Waiting to Exhale?
Sen "Waiting to Exhale" i aldın mı?
Well, they put us on the Waiting to Exhale waiting list... but they said don't hold your breath.
Bizi "Waiting to Exhale" in beklemesi listesine aldılar. Ama beklerken nefesimizi tutmamamızı söylediler.
It's better to exhale prior to crossing the event horizon.
Ufuk çizgisini geçmeden önce soluk vermek daha iyidir.
Don't exhale.
Nefesini bırakma.
[Huffing Exhale] We did it.
Başardık!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]